Davacı elatmanın önlenmesini de istediği halde bu istek bakımından olumlu ve olumsuz bir karar verilmemesinin yanında taşınmazlar arasındaki kot farkının davalının eylemi nedeniyle mi oluştuğu, taşınmazın eski hale getirilmesi halinde artık istinad duvarı yapmaya gerek olup olmadığının irdelenmemesi, dava dışı parsel maliki tarafından geçit hakkı istemi ile açılan davanın eldeki davaya konu yeri kapsayıp kapsamadığının gözetilmemesi, eksik tahkikatle yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olmasının isabetsiz olduğu-
6100 sayılı HMK dahili davaya imkan tanıyorsa da; mecburi dava arkadaşlığının söz konusu olmadığı hallerde dahili dava yoluyla da olsa bir kimseye taraf sıfatı verilemeyeceği-
Mahkemece, davacı vekilinin son oturumdaki yazılı ve imzalı beyanı uyarınca dava dosyası işlemden kaldırılmış ve üç aylık süre geçtikten sonra açılmamış sayılmasına karar verilmiş olup Hazine kendisini vekille temsil ettirdiğine göre, Hazine yararına avukatlık parasına hükmedilmesi gerekirken bu hususta olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olmasının isabetsiz olduğu
Çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım, eski hale getirme ve tazminat istekleri-
Asıl ve birleşen dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istekleri-
E.tmanın önlenmesi-Tazminat-
Söz konusu yerle ilgili sicil halen davalılar adına kayıtlı olup, bu kayıt yolsuz dahi olsa, hukuksal varlığını henüz koruduğu ve iptale kadar geçerli sayılacağı-
Bağımsız bölüme elatmanın önlenmesi, yıkım ve projeye uygun hale getirme istekleri-
Davanın konusu olan bir taşınmazın değeri belirlenirken; cins ve nev'i, yüzölçümü, değeri etkileyebilecek tüm nitelik ve unsurlar, varsa imar durumu vergi beyanı, resmi kurumlarca yapılmış değer takdirleri, arazilerde taşınmaz malın mevki ve koşullarına göre olduğu gibi kullanılması durumunda getirebileceği net gelir; arsa ise emsal satışlara göre olması gereken satış değeri, taşınmazda yapı var ise, resmi birim fiyatları, maliyet hesapları ve yıpranma payı ile bedelin saptanmasında etkili olacak diğer objektif ölçülerin göz önüne alınmasında zorunluluk olduğu-
Kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescili ile taşınmaza vaki el atmanın önlenmesi istemine ilişkin davada Anayasa Mahkemesi’nin 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun ilgili hükümlerine ilişkin vermiş olduğu iptal karar sonucu oluşan durumun eldeki maddi anlamda kesinleşmemiş ve derdest olan davaya da uygulanması zorunlu olacağı, bu sebeple yeni yasal durum dikkate alınarak yeniden inceleme yapılması gerekeceği-