Sonradan kurulan davalı şirketin, asıl borçlu davalı şirketin aktif değerleri ile aynı sektörde faaliyetine devam ettiği, asıl borçlu şirketin ise gayri faal ve borçlarını ödeyemez durumda olduğu ve bu itibarla yeni kurulan davalı şirket ile asıl borçlu şirket arasında organik bağın ötesinde gerek yönetimsel, gerekse mal varlığı açısından iktisadi bütünlük olup birbirinin devamı mahiyetinde oldukları gözetildiğinde, sonradan kurulan davalı şirketin asıl borçlu davalı şirketin alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla ve kötü niyetle kurulduğunun kabulü gerektiği- Tüzel kişilik perdesinin çapraz olarak aralanması koşullarının oluşması halinde, artık hukuki bakımdan mevcut olan duruma göre değil de, fiili duruma göre karar verilmesi gerektiği ve bu durumda davalı şirketlerin farklı tüzel kişiliklere sahip olduğu yolundaki savunmaların hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olacağı, bu itibarla asıl borçlu davalı şirketin, davacı bankaya olan borcundan dolayı diğer davalı şirketin de sorumlu olduğu-

1. Taraflar arasındaki “alacak ve itirazın iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesince verilen asıl davanın kabulüne ve birleşen davanın reddine ilişkin karar, asıl davada davalı-birleşen ...