Kredi sözleşmesine istinaden yapılan kesintilerin istirdadı istemi-
İcra Müdürlüğü'nce yapılan maaş hacizlerinin ve yapılması gereken kesintilerin İİK'nın 355. madde hükmü uyarınca bildirilmesi üzerine, borçlunun çalıştığı kurumca düzenlendiği anlaşılan ve maaş hacizleri ile ilgili yapılan sıralamanın İİK'nın 140/1. maddesinde tanımlanan sıra cetveli niteliğinde olduğundan söz edilemeyeceği- Mahkemece, davanın muvazaa iddiasına dayalı iptal istemine ilişkin olduğunun kabulü ile ispat yükü yönünden genel ilkelere uygun olarak uyuşmazlığın çözümlenmesi gerektiği-
Bankacılık işleminden kaynaklanan alacak istemi-
İcra takibine konu belgede düzenleme yeri yazılı olmadığından, ayrıca borçlunun adres bilgileri yanında idari birim de gösterilmediğinden, TTK’nun 776. maddesinde gösterilen bono için gerekli zorunlu şartlar bulunmadığı için, bu belgenin, kambiyo vasfında kabul edilemeyeceği ve bu belgeye dayanarak kambiyo yolu ile icra takibi yapılamayacağı ve dava da sadece icra takibine yönelik olarak açıldığından alacaklının adi belgeden kaynaklanan yasal hakları saklı kalmak üzere davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, kambiyo mevzuatına göre yapılan bir takipten bahsedilip kabul kararı verilmesinin hatalı olduğu-
Dava konusu haczin, borçlunun yokluğundan üçüncü kişiye ait adreste yapılmış olması halinde, ispat külfetinin alacaklıya düşeceği-
Ödünç sözleşmesinden kaynaklı uyuşmazlıkta, mahkemece, "davacının borç para verdiğinin ispat edilemediği" gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de; davalının soruşturma ve kovuşturma sırasındaki beyanlarında "miktarı tartışma konusu olmayan parayı borsada işlem yapmak üzere aldığını, bir kısım parayı iade ettiğini, bir kısım para yönünden zarar edilerek iade edilemediği" savunması karşısında, taraflar arasında bir kar zarar ortaklığı olup olmadığı hususunun tartışılması gerektiği- 
İspat yükü üzerine düşen davalı, taşınmazların sözleşmeye uygun şekilde davacıya teslim edildiğini ispatlayamadığı, ancak davalı cevap dilekçesinde yemin deliline dayandığı, bu ispat külfeti dikkate alınarak ve taşınmazların hangi tarihte davacıya sözleşmeye uygun olarak teslim edildiği hususunda ayrıntılı araştırma yapılıp, davalının yemin deliline dayandığı hususu da dikkate alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Takibe konu faturaların her iki tarafın defterinde yer aldığına ve tarafların aralarında ticari ilişki olduğu dikkate alındığında, ödeme iddiasında bulunan davalının bu iddiasını ispatla yükümlü olacağı-
TBK. 19 uyarınca muvazaalı araç satışı nedeniyle uğranılan zararın tazminine yönelik davada, davacıların talebi miras hukuku ilkelerine dayanmadığından ve "muris tarafından davacı asile halk otobüsü hissesi devredildiği hususunun" ispatına yönelik beyanlar dışında yazılı bir delil de dosyada mevcut olmadığından, diğer davacılar yönünden muvazaanın varlığı kabul edildiğine göre davacılardan ... yönünden muvazaanın varlığının kabul edilmesi gerekirken anılan davacı yönünden davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu- Belirsiz alacak davası olarak açılan davada, alacağın miktarı tam ve kesin olarak belirlendiğinde tahkikat sona ermeden hakim tarafından verilecek iki haftalık kesin süre içerisinde davacı alacağını belirleyerek bu miktar üzerinden talebini arttırabileceğinden, mahkemece davacılara, alacak miktarını belirlemek üzere HMK’nın 107/2. maddesi gereğince süre verilmesi gerektiği-
Mirasbırakan N. Vardar’ın 285 ada 47 parseldeki 8 nolu bağımsız bölümünü muvazaalı olarak davalıların mirasbırakanı H. F.ye Erşen’e devrettiğini ileri sürerek tapu kaydının 1/3 oranında iptali ile adına tescile, taşınmazın 3. kişilere devredilmiş olması halinde tazminata-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.