Yerel mahkemenin kararı ile borçlunun TMK.nun 407. maddesi gereğince vesayet altına alındığı, vesayet kararından sonra kısıtlı doğrudan taraf gösterilerek icra takibine başlandığı görüldüğünden, vesayet altına alınma kararından sonra başlatılan takipte, kısıtlıyı vasisi temsil edeceğinden ve kısıtlı adına itiraz ve şikayet haklarını vasi kullanacağından, doğrudan kısıtlı borçlu hakkında takip yapılamayacağı hususunun kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece de re'sen gözetilmesi gerekeceği, o halde, mahkemece, takibin iptali gerekirken, icra emrinin borçlu vasisine tebliğ edilmediği gerekçesi ile icra emrinin iptaline karar verilmesi ile yetinilmesinin isabetsiz olduğu-
İhtiyati haciz isteminin dayanağı alacak, boşanma davasından ve boşanmaya ilişkin kararda takdir edilen boşanmanın eki niteliğindeki nafaka, tazminat ve vekalet üceretinden kaynaklandığından, uyuşmazlığın çözümünde aile mahkemesinin görevli olduğu-
Dava Türk Medeni Kanununun 194. maddesi uyarınca "aile konutunun malik olmayan eşin muvafakati olmadan kiraya verilmiş olması nedeniyle kira sözleşmesinin iptali ve tahliye" istemine ilişkin olup, davaya aile mahkemesince bakılacağı-
Alacağa esas icra takibinin ... tanzim tarihli senede istinaden başlatıldığı ve takibin kesinleştiği, tasarrufun ise ... tarihinde yapıldığı, borcun doğum tarihinin tasarruftan önce olduğu, davanın da ... günü yani İİK 284 maddede öngörülen 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, davalılar arasında yapılan taşınmaz devrine ilişkin tasarrufun alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla ve ızrar kastıyla yapıldığının ileri sürüldüğü görülmekle, mahkemece gerek bu iddialar gerekse diğer özel dava şartlarına ilişkin koşulların bulunup bulunmadığı hususu araştırılarak sonuçlandırılmasına kadar geçecek sürede satışa konu taşınmaz üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesinde ve yaklaşık ispat koşulunun mevcut olması gerekçe gösterilerek uygun oranda teminat alınmak suretiyle talebin kabul edilmesinde, daha sonra da ihtiyati haciz kararına yönelik itirazın reddedilmesinde herhangi bir usulsüzlük bulunmadığı-
Makina Kırılması Sigorta Poliçesinin "Sürücü ve Operatör Belgesi Klozu" başlıklı madde metnindeki düzenleme ve Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Kurumları Genel Müdürlüğünün yazıları ile olayın sigortalı beton pompasından beton dökümü esnasında sağ arka ayak kısmının yumuşak zemine gömülmesi neticesinde aracın yapısından dolayı tam devrilmenin oluşmamakla birlikte aracın sağ yanı üzerine kamyon ve platformun kayması şeklinde meydana geldiği hususları birlikte değerlendirildiğinde dava konusu olay sonucunda beton pompasının borularında, silindirlerinde, dirseklerinde ve dosyada mevcut ekspertiz raporu ve faturalarda ayrıntılı şekilde belirtilen bilumum mekanik ve hidrolik aksamlarında oluşan hasarın poliçe teminatı kapsamında kabul edilemeyeceği-
Ortaklığın giderilmesi-
Davalı vekilinin ............ tarihli dilekçesinde, her ne kadar “Konu” kısmı itibariyle cevap dilekçesi olduğu açıklansa da, “İstem ve Sonuç” kısmındaki “Davanın Reddi” istemi yanında dilekçenin bir bütün olarak incelenmesinde, yerel mahkeme kararına yönelik istinaf dilekçesi mahiyetinde olduğu anlaşıldığından, istinaf mahkemesince HMK’nin 344. maddesi uyarınca gerekli harçların ikmali için meşruhatlı muhtıra tebliğ edilerek harçların tamamlanmasına göre davalının dilekçesinin istinaf istemi olarak değerlendirilerek inceleme yapılması gerekirken davalının dilekçesinin değerlendirilmemesinin doğru olmadığı-
İlk derece mahkemesince tarafların gösterdikleri deliller toplanıp, takibe dayanak icra dosyası, kira sözleşmesi ve taraflar arasında daha önce görülen tahliye davasına ilişkin kesinleşme ilamı ile birlikte incelendiğinden, ilk derece mahkemesince, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbirinin toplanmamış veya gösterilen delillerin hiç değerlendirilmemiş olmasından söz edilemeyeceği- Bölge adliye mahkemesinin, dosyayı ilk derece mahkemesine geri gönderme sebeplerinin tahdidi olarak sayıldığı ve sayılan geri gönderme sebepleri arasında "delillerin eksik toplanması" bulunmamakta olup, bölge adliye mahkemesince delillerin eksik toplanması sebebiyle dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilemeyeceği-
Rekabet sözleşmesine aykırılık sebebiyle cezai şart talepli davada, hizmet sözleşmelerine sadece işçi aleyhine konulan ceza koşulunun geçersiz olacağına dair TBK.’nin 420/1 maddesi hükmünün, taraflar arasındaki rekabet yasağı sözleşmesine uygulanma imkânının bulunmadığı- "Taraflar arasındaki rekabet yasağı sözleşmesi, bünyesinde barındırdığı unsurlar itibariyle davacı ile davalı arasındaki hizmet/iş sözleşmesinin eki/devamı niteliğinde olduğundan, sözleşme metninin hizmet sözleşmesinden ayrı düzenlenmiş olmasının, anılan rekabet yasağı sözleşmesini hizmet sözleşmesinden bağımsız bir sözleşme niteliğinde olduğunu kabul için yeterli olmadığı" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca kabul edilmediği-
Kaçak elektrik kullanımı nedeniyle açılan menfi tespit davasında, davacının aboneliğinin tarımsal sulamaya ilişkin olması halinde, davacının TKHK'da belirtilen “tüketici” tanımına girmediği ve uyuşmazlığın genel mahkemelerde çözülmesi gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.