Davalı vekilinin ............ tarihli dilekçesinde, her ne kadar “Konu” kısmı itibariyle cevap dilekçesi olduğu açıklansa da, “İstem ve Sonuç” kısmındaki “Davanın Reddi” istemi yanında dilekçenin bir bütün olarak incelenmesinde, yerel mahkeme kararına yönelik istinaf dilekçesi mahiyetinde olduğu anlaşıldığından, istinaf mahkemesince HMK’nin 344. maddesi uyarınca gerekli harçların ikmali için meşruhatlı muhtıra tebliğ edilerek harçların tamamlanmasına göre davalının dilekçesinin istinaf istemi olarak değerlendirilerek inceleme yapılması gerekirken davalının dilekçesinin değerlendirilmemesinin doğru olmadığı-
İlk derece mahkemesince tarafların gösterdikleri deliller toplanıp, takibe dayanak icra dosyası, kira sözleşmesi ve taraflar arasında daha önce görülen tahliye davasına ilişkin kesinleşme ilamı ile birlikte incelendiğinden, ilk derece mahkemesince, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbirinin toplanmamış veya gösterilen delillerin hiç değerlendirilmemiş olmasından söz edilemeyeceği- Bölge adliye mahkemesinin, dosyayı ilk derece mahkemesine geri gönderme sebeplerinin tahdidi olarak sayıldığı ve sayılan geri gönderme sebepleri arasında "delillerin eksik toplanması" bulunmamakta olup, bölge adliye mahkemesince delillerin eksik toplanması sebebiyle dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilemeyeceği-
Rekabet sözleşmesine aykırılık sebebiyle cezai şart talepli davada, hizmet sözleşmelerine sadece işçi aleyhine konulan ceza koşulunun geçersiz olacağına dair TBK.’nin 420/1 maddesi hükmünün, taraflar arasındaki rekabet yasağı sözleşmesine uygulanma imkânının bulunmadığı- "Taraflar arasındaki rekabet yasağı sözleşmesi, bünyesinde barındırdığı unsurlar itibariyle davacı ile davalı arasındaki hizmet/iş sözleşmesinin eki/devamı niteliğinde olduğundan, sözleşme metninin hizmet sözleşmesinden ayrı düzenlenmiş olmasının, anılan rekabet yasağı sözleşmesini hizmet sözleşmesinden bağımsız bir sözleşme niteliğinde olduğunu kabul için yeterli olmadığı" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca kabul edilmediği-
Kaçak elektrik kullanımı nedeniyle açılan menfi tespit davasında, davacının aboneliğinin tarımsal sulamaya ilişkin olması halinde, davacının TKHK'da belirtilen “tüketici” tanımına girmediği ve uyuşmazlığın genel mahkemelerde çözülmesi gerekeceği-
Davacının, davalı bankadan kullandığı ticari kredi nedeniyle alınan masrafların iadesine ilişkin davanın, ticari dava niteliğinde olduğu- 6102 s. TTK. mad. 5/3 gereğince, asliye ticaret mahkemesi ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanacağı- Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği- Taraflar arasındaki krediye ilişkin uyuşmazlık ticari krediye ilişkin olup, 4077 s. Kanun kapsamında kalmadığına göre, davaya bakmaya ticaret mahkemesinin görevli olduğu-
Tasfiye ile artık ortaklık malvarlığı para haline dönüştürüleceği, borçların ödeneceği, sermaye değerleri ortaklara iade edileceği ve geri kalan meblağın ortaklar arasında kar ve zararın paylaşılması esasına göre dağıtılacağı- Ortaklar tasfiyeyi istememiş olsalar bile, ortaklık sona ermekle kendiliğinden tasfiye aşamasına girileceği- Tasfiyede sözleşme özgürlüğü esasının benimsenmesinin bir sonucu olarak ortakların; ortaklığın tasfiyesi bakımından kanundaki hükümlere uygun tasfiyeyi kendi aralarında anlaşarak gerçekleştirebileceği, ancak tasfiye husunda ortaklar anlaşamazlar ve tasfiye istemi ile mahkemeye başvururlarsa, bu durumda tasfiyenin mutlaka mahkeme tarafından bizzat gerçekleştirilmesi gerektiği-
İflas tasfiyesi sırasında doğan alacaklar olan masa alacaklarının (İİK.m.248) masaya kaydı istenemeyeceği, bu alacakların iflas idaresince tam olarak ödenmesi gerektiği ve bunlara ilişkin ihtilafların ait olduğu hukuki ilişki çerçevesinde giderileceği, davacı vakıf 506 s. K.’nun geçici 20. maddesi uyarınca bir sosyal güvenlik kuruluşu olup, tasfiyenin devamı sırasında oluşacak alacaklarının 5510 s. K.’nun 88. maddesi uyarınca iş mahkemesinde dava edilebileceği, sırf tarafların aynı olmasından yola çıkılarak farklı hukuki ilişkilere ve farklı mahkemelerin görevine giren davaların birleştirilmesinin isabetsiz olduğu-
İhalenin talimat yolu ile yapılması halinde, artırma ve ihaleye ilişkin ihtilafların kendisine talimat yazılan icra dairesinin tabi bulunduğu icra mahkemesince halledileceği-
Takipte ilama aykırı olarak fazla işlemiş ve işleyecek faiz talep edildiği yönündeki iddianın, ilama aykırılık şikayeti niteliğinde olduğu, kamu düzenine ilişkin bu şikayetin süresiz olarak icra mahkemesine yapılabileceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.