Ziynetlerin iadesi talebi, evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakkı niteliğinde olmayıp, adi istihkak niteliğinde olduğundan ve mülkiyet hakkına dayandığından Türk Medeni Kanununun 178. maddesindeki zamanaşımına tabi olmadığı-
Kocanın eşine fiziksel şiddet uyguladığı, tehdit ettiği, ailesiyle görüşmesine engel olduğu, kadının ise eşine fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ettiği anlaşılmakla boşanmaya neden olaylarda kocanın daha ağır kusurlu olduğu- Düğünde takılan ziynetler kadına ait olup, davalı koca tarafından bozdurulduğu anlaşılmakla, davalı-davacının ziynetlere yönelik talebinin kabulü gerektiği-
Genel ifadelerin kullanıldığı, davalıya somut şekilde kusur izafe edilmediği, çoğunluğu davacıdan duyuma dayalı olduğu anlaşılan tanık beyanlarının, boşanma davalarındaki geçimsizliğe ilişkin kusur belirlemesinde dikkate alınamayacağı- Davalı ve vekilinin beyanlarıyla, çilingir vasıtasıyla anahtarın değiştirildiği kabul edilmişse de, "yeni anahtarın yerinin kadına söylendiği" de ifade edildiğinden, davalının davacı tarafından ileri sürülen bu vakıayı hukuksal açıdan ileri sürülenden farklı olduğunu belirterek kabul ettiği, bu yöndeki bir beyanın diğer tarafı ispat külfetinden kurtardığından söz edilemeyeceği- Evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ispata elverişli bulunmayan beyan ve delillere itibar edilerek boşanmaya karar verilmesinin hatalı olduğu- Somut olayda davalının "kusurlu davranışlarının ispat edildiği" görüşü ile "kusura dayalı boşanma kararı verilmesi ilkesinden vazgeçilmesi, boşanma davası açıldığı takdirde artık eşler ve çocuklar bakımından evlilik birliğinin korunmasında bir yarar kalmadığı kabul edilerek evlilik birliğinin temelinden sarsılmış sayılmasının gerektiği" görüşlerinin HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Davalıdan kaynaklanan davacının kişilik haklarına saldırı teşkil eden maddi bir hadisenin varlığı kanıtlanmamış ve Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi koşulları gerçekleşmediğinden, manevi tazminat isteminin reddi gerekeceği-
8. HD. 10.02.2016 T. E: 2014/16172, K: 2132-
Davacı-davalı kadının ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne kısmen reddine karar verildiğine göre, reddedilen kısım üzerinden davalı-davacı koca yararına nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
vasiyetnamenin iptali davasında muris hakkında çeşitli tarihlerde alınan vasiyetname tarihinde hukuki işlem ehliyetine haiz olup olmadığı konusundaki Adli Tıp kurumu raporları arasında çelişki olduğu anlaşılmakla 20.04.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2659 sayılı Adli Tıp Kurumu Kanununun 15/f. maddesinde; "Adli Tıp Genel Kurulu Adli Tıp İhtisas Kurulları ile Adli Tıp Kurumu dışındaki sağlık kuruluşlarının verdikleri rapor ve görüşleri arasında da ortaya çıkan çelişkileri, konu ile ilgili uzman üyelerin katılımıyla inceler ve kesin karara bağlar" hükmü gereğince çelişkinin giderilmesi gerekeceği-
8. HD. 26.09.2018 T. E: 11745, K: 16284-
Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.