Davacı kadının, kendisine ait ziynet eşyalarının davalı koca tarafından zorla elinden alındığı iddiasına karşı davalı kocanın ise, ziynet eşyalarını davacıdan zorla alıp bozdurmadığını, ziynet eşyalarının davacıda olduğunu savunduğu, mahkemece davacı vekiline müvekkili ile görüşüp davalıya yemin teklifinde bulunup bulunmayacaklarına ilişkin beyanda bulunması için 10 günlük süre verildiği, sonraki oturumlarda davacı vekili davalıya yemin teklifinde bulunmayacaklarını, yemin teklif etme hakkını kullanmayacaklarını ve mevcut delil durumuna göre karar verilmesini beyan etmiş olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verildiği; hal böyle olunca; yerel mahkemenin davacı tarafın yemin delilinden vazgeçmiş olduğu, artık davacıya yemin teklif etme hakkının hatırlatılmasına gerek bulunmadığı gerekçeleriyle Özel Daire bozmasına karşı direnmesinin yerinde olduğu-
Bizzat nişanlının taktığı bileziklerin yeni yapılacak bileziklerle aynı olması için iade edilmesi ve yaklaşık 11 ay süren nişanlılıkta davalıya takılmamasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı- Çekilen ihtarname ile temerrüt oluştuğundan bu tarihten itibaren faizin başlatılması gerektiği-
Boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekeceği-
Yasal mirasçı tarafından süresi içinde, usulünce terekenin resmi defterinin tutulması istendiği nazara alınarak Yasada ve Tüzükte belirlenen usul çerçevesinde terekenin aktif ve pasifinin belirlenerek, defterinin tutulması yönünde işlem yapılması gerektiği-
2. HD. 11.10.2021 T. E: 5329, K: 7077-
TMK.’nun 166/3 maddesi uyarınca tarafların üzerinde anlaştıkları protokole aykırı şekilde kişisel ilişki tesisi halinde hükmün bozulması gerekeceği-
Davalı kadın adına kayıtlı olan dava konusu taşınmazın edinilmesinde; kocanın emekli ikramiyesi ile katkıda bulunmasının birliktelikten doğan bir dayanışma dolayısıyla yapıldığının, bağışlama amaçlı olmadığının kabulü gerekeceği, bu durumda davacı kocanın emekli ikramiyesi ile katkısı yanında, davalı kadının da katkısının bulunduğu anlaşıldığından gerektiğinde bilirkişi ya da bilirkişi kurulundan denetime elverişli rapor da alınarak, tarafların dava konusu taşınamaza katkı oranları belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Ziynet eşyalarının ve çeyiz eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemi-
Taşınmazın arsasının taraflar evlenmeden önce 3. kişiden satın alınarak davalı eş adına tescil edildiği, satın alındığı tarih itibari ile taşınmazın arsasının davalının kişisel malı olduğu anlaşıldığından, taşınmazın arsası mal rejiminin tasfiyesine konu edilemeyeceği-
3. HD. 16.02.2016 T. E: 2015/4076, K: 1960-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.