TMK.’nun 166/3 maddesi uyarınca tarafların üzerinde anlaştıkları protokole aykırı şekilde kişisel ilişki tesisi halinde hükmün bozulması gerekeceği-
Davalı kadın adına kayıtlı olan dava konusu taşınmazın edinilmesinde; kocanın emekli ikramiyesi ile katkıda bulunmasının birliktelikten doğan bir dayanışma dolayısıyla yapıldığının, bağışlama amaçlı olmadığının kabulü gerekeceği, bu durumda davacı kocanın emekli ikramiyesi ile katkısı yanında, davalı kadının da katkısının bulunduğu anlaşıldığından gerektiğinde bilirkişi ya da bilirkişi kurulundan denetime elverişli rapor da alınarak, tarafların dava konusu taşınamaza katkı oranları belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Ziynet eşyalarının ve çeyiz eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemi-
Taşınmazın arsasının taraflar evlenmeden önce 3. kişiden satın alınarak davalı eş adına tescil edildiği, satın alındığı tarih itibari ile taşınmazın arsasının davalının kişisel malı olduğu anlaşıldığından, taşınmazın arsası mal rejiminin tasfiyesine konu edilemeyeceği-
3. HD. 16.02.2016 T. E: 2015/4076, K: 1960-
Mahkemece; kararın gerekçe kısmında, dosya kapsamına göre düğünde takılan 7 adet bilezik (20 şer gram), davacının babası tarafından takılan 1 adet bilezik (18 gram), 1 adet 14 ayar kelepçe bilezik(14 gram), 1 adet 14 ayar set (35 gram) , 10 adet çeyrek altın bedeli olan 19.836,00 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesi gerektiği belirtilerek hüküm kurulduğu, ancak, kararda belirtilen ziynetlerin miktar ve gramına göre yapılan hesaplama sonucunun, hükmedilen toplam ziynet bedeli ile uyuşmadığının görüldüğü, mahkemece, düğünde takılan 7 adet bileziğin tamamının 20 şer gram üzerinden hesaplanmadığı anlaşıldığından, gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratılarak karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığı- Davanın kısmen kabul edilmiş olması halinde HMK'nun 326/2 ve devamı maddeleri uyarınca, dava sırasında yapılan yargılama giderlerinin davanın kabul ve ret oranına göre taraflar arasında paylaştırılması gerekeceği-
Karısı ve çocuklarının geçimini sağlama ve barındırma kocanın yasal görevi olduğu, sağlık giderlerinin de belirtilen bu yasal görevler içinde olduğu, davalı kocanın, karısının ziynet eşyalarını, iade edilmemek üzere kendisine verildiğini isbat etmedikçe, iade ve tazmin ile mükellef olduğu-
Kadına düğünde takılan takıların 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu md.295 gereğince "bağıştan rucu" sebebine dayalı olarak verilmesi talebinin; Türk Medeni Kanununun 220. maddesine dayalı kişisel malın (eşyanın) iadesine ilişkin olmayıp; bağıştan rücu olarak Borçlar Kanunundan kaynaklanmakta olduğu, görevin genel mahkemeye ait olacağı-
Dava sonunda mahkemenin kimin lehine, kimin aleyhine karar verdiğinin, davacının talebinin ne kadarının kabul edildiğinin, davalının neye göre mahkum edildiğinin tereddütsüz şekilde anlaşılması gerekeceği-
El ve işbirliği içinde hareket eden bir kısım davalılarca taşınmazların teminat mukabili temliki karşısında yurt dışından getirilecek ziynet eşyalarının satılarak birlikte kar elde edecekleri telkiniyle davacıları tapu idaresine götürmek suretiyle hileye düşürdükleri, çekişme konusu taşınmazların A.'e bedelsiz temlikinin sağlandığı, davacıların satış iradesinin bulunmadığı, hilenin öğrenilme tarihinden itibaren davanın hak düşürücü süre içinde açıldığı, son kayıt maliki Ö.'in ise satış bedelini ödeme şekli ve diğer davalılar ile olan ilişkisi dikkate alındığında Türk Medeni Kanununun 1023.maddesi anlamında iyiniyetli üçüncü kişi olarak kabul edilemeyeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.