Davalı üçüncü kişi tarafından hacizden itibaren İİK’nin 96/3. maddesinde belirtilen 7 günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiasının da bulunmadığı, davacı alacaklının İİK'nin 99. maddesi hükümlerine göre istihkak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından, 6100 sayılı HMK'nin 114/ h ve 115/2 maddeleri uyarınca, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Çeklerde vade olmayacağı kural ise de , uygulamada ticari yaşamda ileri bir tarihte keşide edilmiş gibi çek düzenlendiğinin, bu tip çeklerin yaygın olarak kullanıldığının görüldüğü, uygulamada ve öğretide bu gibi hallerde borcun ; vade, ibraz ya da takip tarihlerinden önce doğduğu iddiasının varlığı halinde, borcun gerçek doğum tarihinin tespitinin gerektiğinin kabul edildiği, somut olayda da vadeli çek verildiğinden ve davacı yan da borcun daha önce doğduğunu iddia ettiğinden kural olarak borcun gerçek doğum tarihinin araştırılmasının gerekmekeceği, bu yön dava şartı olup, temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın incelenmesi gerekeceği-
TTK'nın 732. maddesine dayalı sebepsiz zenginleşmeden doğan alacak istemine ilişkin davanın ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Mahkemece yapılacak işin, davalı karşı davacı şirketin davanın devamı sırasında terkin edilmekle dava ehliyetini kaybettiği anlaşıldığından bu hususu araştırıp terkin gerçekleşmiş ve davalı-karşı davacı şirket halen ihya edilmemiş ise davalı-karşı davacı şirket hakkındaki tasfiye ve terkin işlemleri iş bu dava sonuçlanıncaya kadar yapılamayacağından, davacı-karşı davalılar vekiline davalı-karşı davacı şirketin ihyasını sağlamak üzere makul ve kesin bir süre verilip ihyasını sağladıktan sonra yargılamaya devam ederek sonucuna uygun bir karar vermekten ibaret olduğu-
İhale edilen miktarın ihale bedelinin muhammen bedelin % 50'si ile bu taşınmaza isabet eden satış masraflarını karşıladığı görüldüğünden, borçlu ....... Ltd. Şti. yönünden bu taşınmaza ilişkin ihalenin feshi isteminin de reddi yerine kabulü yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu- Şikayetçilere yapılan satış ilanı tebliğ işlemleri usulüne uygun olduğu halde ayrıca ilgililere tebliği gerekmeyen .............. tarihli düzeltme ilanı tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğu gerekçesi ile bu iki şikayetçi yönünden ............. tarihli ihalelerin feshine karar verilmesinin doğru olmadığı-
4. HD. 24.05.2023 T. E: 2022/2622, K: 6940
Eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye hak ediş bedeli alacağına ilişkin itirazın iptali istemine ilişkin uyuşmazlıkta; bölge adliye mahkemesince davalı vekilinin istinaf dilekçesinde işlemiş faiz yönünden itirazının bulunmadığı gerekçesiyle bu iddiasını değerlendirmemiş ise de, davalı vekilinin istinaf dilekçesinde işlemiş faiz yönünden itirazının bulunduğu, bu faiz yönünden yapılan temyiz itirazı incelendiğinde, davalı tarafın davacı tarafa bakiye iş bedeli alacağı yönünden ihtarname gönderdiği ve davalı tarafın temerrüde düşmüş olduğu, asıl alacağa işlemiş faiz yönünden hesaplama yapılırken davalının temerrüde düştüğü tarih ile takip tarihi arasında hesaplama yapılması gerekirken, temerrüde düşürülme tarihi dikkate alınmadan hüküm verilmesinin bozmayı gerektirdiği-
Bir davaya hangi yargı kolunda bakılacağı konusunun dava şartı olduğu, dava şartının yargılamanın her aşamasında (ilk derece ve istinaf mahkemeleri ile Yargıtayca) re'sen dikkate alınacağı, bu nedenle ilk derece mahkemesinin karar tarihinden sonra yürürlüğe giren 7257 sayılı Kanun ile bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerine ilişkin ceza-i şartlara ilişkin uyuşmazlıkların idari yargı yolunda görüleceği hükme bağlandığından yukarıda izah edilen Kanun değişikliği kapsamında uyuşmazlık konusu davanın çözümünün idari yargının görev alanına girdiği gözetilerek, 6100 sayılı HMK'nın 114/1-b maddesine göre dava şartı olan "yargı yolunun caiz olmaması" nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Davada, davacının ruhsal rahatsızlığı ileri sürülmüş ve bu iddia dosya arasındaki bir kısım delille de doğrulanmış bulunmasına göre, mahkemece yapılacak iş; Türk Medeni Kanununun 405. ve Hukuk Muhakemeleri Kanununun 56/1. maddeleri uyarınca davacının vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediğinin araştırılması ve bu hususun bir ön sorun sayılması, gerekirse Türk Medeni Kanununun 462/8. maddesi uyarınca işlem yapılması ve sonucuna kadar yargılamanın bekletilmesi gerekeceği-
3. HD. 12.09.2018 T. E: 2016/21418, K: 8458-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.