Asıl ve birleşen davalar için her dava hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerekeceği-
6111 sayılı Yasanın 17/21. maddesinde değişiklik yapan 6456 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği tarihi izleyen 8 ayın sonuna kadar il tarım müdürlüğüne başvurulması halinde, daha önce dava konusu edilmiş ve/veya icra takibi başlatılmış alacaklar için davaların sonlandırılacağı ve icra takiplerinin durdurulacağından bahisle; davalının kefil olarak imzaladığı ortaklar sözleşmesine dayalı olarak kullandığı tarımsal kredi borcunu ödememesi nedeniyle davacı bankanın, alacağının tazmini amacıyla başlattığı icra takibine vaki itirazın iptali davasının, davalının mensubu olduğu kooperatifin yasal sürede başvuruda bulunduğu ve talebinin kabul edilerek, davacı bankaya talimat gönderdiği dikkate alınarak, sonlandırılması gerektiği-
Hakim bozma ilamına uymak zorunda olmayıp eski kararında direnebileceği; ancak, bozma nedenlerinin kamu düzenine ilişkin ve dolayısıyla hakimin kendiliğinden (resen) göz önünde bulundurması gereken nedenlerden olmaması halinde taraflar veya vekillerinin, bozma kararına uyulmasını istemişlerse, artık mahkeme bozma ilamına uymak zorunda olup önceki kararda direnemeyeceği-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
İİK'nun 50/1. madde yollamasıyla takip tarihinde yürürlükte olan 1086 sayılı HUMK'nın 17. (6100 sayılı HMK'nın 14.) madde hükmüne göre kooperatif ile üyeleri arasında başlatılan icra takibinde takip tarihi itibariyle kooperatif merkezinin bulunduğu yer icra dairesi yetkili olduğundan, bu yer icra dairesinde takip başlatılması ve bu yer icra dairesince ödeme emrinin tebliğ edilmesi halinde itirazın iptali davasına bakılmasının mümkün olduğu-
Davalı vekili dava konusu çekte keşideci sıfatıyla imzası bulunan eski kooperatif yöneticileri hakkında Ağır Ceza Mahkemesinde dava bulunduğunu savunmuştur. BK. 74. maddesi uyarınca ceza mahkemesinin maddi vakıayı saptayan kararının hukuk hâkimini bağlayacağı gözetilerek, anılan ceza davasının neticesi beklenilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasının hükmün bozulmasına neden olacağı-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Taraflar arasındaki sözleşmeye göre davaya konu araçların kiracıya teslim edildiğinin kabulü gerekip davalı tarafından sunulan 03.01.2002 tarihli taahhüt senedi, sözleşmenin ekinde yer alan 6 adet araç ve sözleşme dışındaki 15 araca ilişkin olup davaya konu araçların teslim edilmediğinin bir kanıtı olarak değerlendirilemeyip sözleşme kapsamında davacıya iade edilmediği anlaşılan 11 adet araca ilişkin olarak iade istemin kabulü gerektiği- Davacın talebi gözetilmeyerek hükümde 6 adet araca yönelik istek aşılarak tazminata hükmedilemeyeceği-
İşçi, muvazzaf askerlik hizmetine çağrıldığında akdin feshi zorunlu olmayacağı, taraflar anlaşırlarsa akdin askerlik boyunca askıda kalması ve böylece askerlik nedeniyle kıdem tazminatı problemiyle karşılaşılmamasının öngörüldüğü, gelen sevk çağrısı üzerine akdin feshi ve akabinde de askere sevk olunma durumunda muvazzaf askerlik dolayısıyla feshin bulunduğunun kolayca söylenebileceği, ancak, hizmet akdinin işçi tarafından muvazzaf askerlik gerekçe gösterilerek feshedilmesi ve fakat aradan uzun zaman geçtiği halde işçinin hala askere sevk edilmemesi halinde aynı şeyin söylenemeyeceği, makul bir sürenin varlığı halinde feshin, muvazzaf askerlik dolayısıyla yapıldığı intibaının kesilmemiş olacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.