Davalı tarafından davaya cevap verilmemesi, dava konusu vakıaların inkârı anlamında olduğu, mahkemece, ispat yükü kendisine düşen davacıya, 'malların davalıya teslim edildiğine ilişkin' delileri sorularak, hâsıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken sadece 'defter kaydına' itibar edilerek eksik inceleme ile hüküm kurulmasının bozmayı gerektireceği-
Kredi kartından kaynaklanan uyuşmazlıklarda 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Yasasının uygulanacağı- Hesabın kat edildiğine ilişkin ihtarname ile alacağın tamamı muaccel hale geleceği- 5464 sayılı Yasanın 26. maddesi uyarınca belirlenecek akdi ve temerrüd faiz oranları dikkate alınarak alacağın tespiti gerekirken uygulama yeri bulunmayan 4077 sayılı Yasanın dikkate alınmasının hatalı olduğu-
İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için, mahkemenin ‘alacağın varlığı hakkında kanaat edilmiş olması’nın yeterli olduğu, bu konuda kesin ispat aranmayacağı, ancak ‘hangi delillere dayanılarak, ne sebeple ihtiyati haciz kararı verildiği’nin, kararının gerekçesinde açıklanmış olması gerekeceği–
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde arsa sahibine anahtar teslimi toplam altı adet daire verileceği teslimin yapı kullanma izin belgesi alındığı tarihte yapıldığının kabulü gerektiği fiili teslimlerin tam ve eksiksiz ifa niteliğinde olmadığı-
Müteselsil kefile başvuru şartını düzenleyen 6098 sayılı Kanun'un 586 ncı maddesinin birinci fıkrası emredici bir hüküm niteliğini taşısa da, kamu düzenine ilişkin bir hüküm niteliğini taşımadığı- Davalı taraf istinaf yoluna başvurmadığından, Bölge Adliye Mahkemesince taraflarca getirilme ilkesine ve aleyhe hüküm verme yasağına aykırı olacak şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu- Her emredici hükmün ihlâli hâlinde kamu düzenine aykırılık bulunduğundan söz edilemeyeceği-
İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunda ön sorun hakkında yapılan görüşmeler sonunda, “Davalı tarafın harçtan muaf olduğu nispi karar ve ilam harcına tabi bir davada, dava açılırken yatırılan maktu karar ve ilam harcının yeterli olup olmadığı, böyle bir davanın kısmi dava olarak açılması ve ıslah yapılmak suretiyle dava değerinin arttırılması hâlinde, ıslah edilen miktar için nispi karar ve ilam harcının tamamlanmasının gerekip gerekmediği ayrıca; bu tür bir davanın belirsiz alacak davası olarak açılması hâlinde, alacağın sonradan belirlenen miktarı için nispi karar ve ilam harcının tamamlanmasının gerekip gerekmediği” konusunda içtihatların birleştirilmesi talep edilmiş ise de, içtihatların birleştirilmesine karar verilebilmesi için, içtihat aykırılığına konu kararların devamlılık arz etmesinin gerekmesi ve Yargılayın Özel Dairelerinin yerleşmiş kararlarına aykırılık teşkil eden Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun sadece 03.11.2010 tarihli ve 2010/10-550 E., 2020/561 K. sayılı kararının bulunması ve henüz istikrar kazanmamış olması karşısında, içtihatların birleştirilmesine yer olmadığına-
İtirazın iptali davası-
Takibe konu alacağın bir kısmına itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında, itiraz konusu edilmeyen alacak miktarı hakkında da iptal kararı verilemeyeceği–
İtirazın iptali davası-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.