Nişan, nikah masrafları, takı yol giderleri vs. giderleri için talep edilen maddi tazminat ile eski eşin anne ve babasına karşı açtığı manevi tazminat taleplerinin Borçlar Kanunu'na dayandığından; bu taleplere ilişkin davalara genel görevli mahkemelerce bakılması gerektiği-
Davanın, kira ilişkisine dayalı olarak kiracı tarafından kiralayan hakkında, depozito bedelinin iadesi için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olduğu- Taraflar arasındaki uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklandığı ve sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Dava dilekçesinde vasiyetnamenin açılmasının ve mirasçılık belgesi verilmesinin istenildiği, vasiyetnamenin açılıp okunması hakkında bir karar verilmeden vasiyetnamenin tenfizi hakkında inceleme yapılmasının doğru olmadığı, vasiyetin tenfizi talep edilen taşınmazın dava tarihindeki değerinin araştırılarak görevli mahkemeyi belirledikten sonra davanın esasına girilmesinin gerektiği, mahkemece; ikinci sıradaki talep yönünden öncelikle görevsizlik kararı verilip, birinci talep konusunda verilecek kararın sonucunun beklenilmesinin gerektiği-
Davacı kadının, babasının düğünde kendisine hediye ettiği ve mülkiyeti babasına ait olan aracın evlilik birliğinin devamı sırasında koca tarafından satıldığını ileri sürerek, bu sebeple maddi tazminat talep etmesinin, Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından kaynaklanmayıp Borçlar Kanununda yer alan genel hükümlere tabi olduğu ve aile mahkemelerinin görevi dışında olduğu-
Dava, TSE lisans marka (kullanma) ücretinden doğan alacağın tahsiline yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir...
Somut olayda, takip konusu çekler 25.08.2012, 29.08.2012, 03.09.2012, 08.09.2012 tarihlerini ihtiva etmekte olup tasarruf 10.08.2012 tarihinde yapılmış ise de davacı vekilinin, çeklerin borçlu ile olan ticari ilişkiden kaynaklandığını belirterek, 2012 yılı 3. ayından itibaren devam eden mal alışverişine ilişkin faturalar sunduğu, ticari hayatta çek vadeli ödeme aracı olarak kullanıldığından, davacı ve borçlunun ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak, borcun doğum tarihinin belirlenmesi, bu ön koşulun varlığının tesbiti halinde davalı üçüncü ve dördüncü kişiler yönünden iptal koşullarının bulunup bulunmadığı değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun, borca ve imzaya itirazını beş gün içinde icra mahkemesine bildirmek zorunda olduğu-
Taşınmaz mal üzerinde kalıcı yapı niteliğinde olan yayla evine ilişkin olduğu ve davacının, mülkiyet hakkına istinad ederek davayı açmış olduğu anlaşıldığından, davanın, TMK. mad. 981 vd.nda yer alan "zilyetliğin korunması davası" niteliğinde bulunmadığı, uyuşmazlığın, TMK'nun 683. maddesi gereğince çözümlenmesi gerektiği-
«Olumsuz tesbit davası» niteliğindeki davanın icra mahkemesinde (tetkik merciinde) görülemeyeceği-
Davanın, dava dışı arsa sahibi ile davalı yüklenici şirket arasında yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesine istinaden davalı yüklenici tarafından inşa edilen siteden satın aldığı bağımsız bölümün geç tesliminden dolayı uğradığı zararın tazmini iddiasına dayalı olarak yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olduğundan, davalı yüklenici ile tüketici davacı arasındaki ilişkinin Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında, bu Kanun'a göre, bu Kanun'un uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağının öngörüldüğü-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.