MK'nın 950. maddesi uyarınca ala­caklının, borçluya ait olup onun rızasıyla zilyedi bulunduğu taşınırı veya kıy­metli evrakı, borcun muaccel olması ve niteliği itibarıyla bu eşyanın alacak ile bağlantılı bulunması halinde, borç ödeninceye kadar hapsedebileceği ve ala­caklının, şartlar oluştuğu takdirde hapsettiği şeylerin paraya çevrilmesini is­teyebileceği-
İş sözleşmesini fesheden iş sahibi; yönetim yetkisi kapsamındaki bu hakkını kulla­nırken keyfi davranmaması gerekeceği, işletmesel kararı alırken dürüst olması gerekeceği-
Davacının, hesaba yatırılan miktarları esas alarak tahsil hükmü kurulması talep ettiği nazara alındığında, mahkemece davacıya yapılan ödemelerin bulunduğu da tespit edilmesine rağmen, davanın tam kabulü yönünde hüküm tesis etmesi doğru olmadığı gibi, alacak miktarına yönelik hüküm bölümünün de infazda tereddüt yaratacak nitelikte olduğu-
Başkasının borcu nedeniyle 3. kişinin malına konulan haciz sonucu uğranılan zararın tazmini davasının, tüm haciz koyanlara değil, satışı isteyip malları sattırana yöneltilmesi gerekeceği-
Tacir olan borçlu bankanın, BK.'nun 21. maddesinde (şimdi; TBK. mad. 28) öngörülen «hiffet» veya «tecrübesizlik» hallerine dayanamazsa da, «müzayaka» halinden istifade etmek suretiyle meydana gelen edimler arasında açık bir nisbetsizlik bulunan hallerinde «talep edilen faiz oranının fahiş olduğunu» ileri sürerek akdi feshedebileceği–
İflâsın ertelenmesi kararıyla birlikte mahkemece alınacak iyileştirme tedbirlerinin, şirketin mali durumunu düzeltmeye elverişli olup olmadığının tespitinin, özel ve teknik bilgiyi gerektirdiği, bu konuda bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekeceği, her ne kadar mahkemenin bilirkişinin oy ve görüşü ile bağlı değilse de, yeterli görmediği bilirkişi incelemesinden sonra, yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekeceği–

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.