Mahkemece, iflas tasfiyesinin ne şekilde yapıldığı hususu net olarak tespit edildikten sonra, basit usulle tasfiye yapıldığı anlaşılırsa dava İİK’nun 194. maddesi gereğince tatil edilmeyeceğinden ve davalı taraf da davayı takip etmediğinden davanın o tarih itibari ile açılmamış sayılmasına karar verilmesi, tasfiyenin adi şekilde yapıldığının tespit edilmesi halinde ise 2. alacaklılar toplantısına kadar davanın tatiline karar verilerek 2. alacaklılar toplantısından sonra iflas idaresine tebliğinden sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Davacı avukatın, aleyhine icra takibi yaptığı şirket ve bağlı kuruluşunun vekili olarak duruşmalara katıldığından, "aynı işte menfaati zıt bir tarafa avukatlık etmeyi ve mütalaa verilmesini" işin reddi sebebi olarak düzenleyen Av. K. mad. 38'e ayıkrı hareketiyle, müvekkilin güvenini sarsmış ve özen yükümlülüğüne aykırı davranmış olacağı ve buna dayanılarak yapılan azil haklı olacağından, avukatlık icra takibine konu itirazın iptali davasının reddi gerekeceği-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasında; taraflar arasındaki ‘Hazır Beton Satış Protokolü’ başlıklı sözleşmenin süresiz olduğu, usulüne uygun fesih de bulunmadığından, dava konusu dönemi de kapsadığı yolundaki yerel mahkeme kararı yerinde ise de; borçlu davalı 3.kişi durumundaki idarede bulunan hak ediş alacağını davacıya temlik etmiş olup, davacı, idarede istihkak alacağı bulunduğu müddetçe, önceki borçluya yani davalıya B.K. nun 191. maddesini ileri sürerek istekte bulunamayacağı, böyle bir dönüş davalının idarede hak ediş alacağının bulunmamasına bağlı olup, dosyaya göre davalının idarede istihkak alacağının olmadığı yönünde bir sonuca varılamayacağına göre, yerel mahkemenin bu yön üzerinde durup tartışmadan “davanın kabulüne” karar vermesinin bozmayı gerektireceği-
Takip dayanağı senetteki imzanın tüm borçlular tarafından inkar edilmesi ve yapılan inceleme sonucunda icra mahkemesince “itirazın kabulüne” karar verilmesi halinde her borçlu lehine ayrı ayrı değil, tüm borçlular lehine tek bir icra inkar tazminatına (ve hazine lehine tek bir para cezasına) hükmedilmesi gerekeceği-
Tazmin edilen teminat mektubu için temerrüt tazmin tarihinden başladığından, bu tarihten itibaren faize hükmedilmesi ve alacağa uygulanacak temerrüt faizinin alacağın tahsili sürecinde değişen faiz oranının da uygulanmasına olanak sağlayacak şekilde hesaplama yapılması gerekeceği-
Direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için, mahkemenin bozmadan esinlenerek, yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermesi gerekeceği- Bozmaya konu ilk kararda dayanılmayan ve hüküm tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan 6100 s. HMK.’nun Kanunun 193/2. maddesinin “...taraflardan birinin ispat hakkının kullanılmasını imkansız kılan veya fevkalade güçleştiren delil sözleşmelerinin geçersiz olacağına...” dair hükmü dayanak alınarak verilen bu yeni yeni hükmün temyizen incelenmesi görevinin H.G.K.’na değil, Özel Daireye ait olacağı-
Nakliyat sigorta poliçesine dayalı rücuan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemi-
İtirazın kaldırılması isteminde, kefil hakkında kesinleşen karara rağmen kefilin sorumlu tutulmaması gerekeceği-
İtirazın iptali davası bozma ilamına uyularak-
İtirazın iptali davası-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.