İİK. md. 72 'ye göre borçlunun icra takibi kesinleştikten sonra borcunun bulunmadığının ispatında hukuki yararı olması ve bu nedenle menfi tespit davası açabileceği-
İhale edilen miktarın ihale bedelinin muhammen bedelin % 50'si ile bu taşınmaza isabet eden satış masraflarını karşıladığı görüldüğünden, borçlu ....... Ltd. Şti. yönünden bu taşınmaza ilişkin ihalenin feshi isteminin de reddi yerine kabulü yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu- Şikayetçilere yapılan satış ilanı tebliğ işlemleri usulüne uygun olduğu halde ayrıca ilgililere tebliği gerekmeyen .............. tarihli düzeltme ilanı tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğu gerekçesi ile bu iki şikayetçi yönünden ............. tarihli ihalelerin feshine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Cevap dilekçesi vermeyen davalının, dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkar etmiş sayılacağının kabulü gereği- Davacının dayandığı ve davalı tarafından verildiği iddia edilen senetlerdeki imzanın aidiyetine ilişkin olarak davalıya meşruhatlı isticvap davetiyesi çıkarılıp imzanın inkar edilmesi halinde, davalı tarafın temsile yetkili görevlilerinin tatbike medar imzaları ile mahkemece alınacak imzalarının birlikte senet asılları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılıp hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gereği-
Taraflar arasında ortaklığın giderilmesi davası bulunmadığı gibi taşınmaz ve muhdesatın kamulaştırmaya konu olmadığı anlaşıldığından, davacının muhdesatın aidiyetinin tespiti davası açmasında hukuki yararının bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
İtirazın iptali davası devam ederken takip konusu borcun ödenmesi sonucu ya da davanın açılmasından sonra takibe itirazdan vazgeçilmesi nedeniyle takibin kesinleşmesi sonucu davanın konusuz kalması (ve alacağın likit olması) koşuluyla mahkemenin yargılamayı sürdürerek davanın açıldığı tarihte hangi tarafın haksız olduğunu belirledikten sonra haksızlığı belirlenen taraf aleyhine % 40 (şimdi; %20) tazminata (ve yargılama giderlerine) hükmetmesi gerekeceği–
Ortaklığın giderilmesi davasına konu taşınmazda bulunan muhdesatı hissedarlardan birisi yapmış ise, hissedarın satış bedelindeki hissesinin belirlenmesi için üzerinde bulunan muhdesatın bedeli de yüzde olarak katılacağından bu muhdesatın aidiyetinin tespitinde binayı yaptırdığını iddia eden hissedarın hukuki yararının bulunduğunun kabulü gerekeceği-
İflas davasında davalı şirketin iflasına dair önceden verilen kararın sonucu araştırılarak şayet kararın kesinleştiği tespit edilirse konusu kalmayan davanın reddine, aksi durumda sonucunun beklenerek hüküm kurulması gerektiği-
Her ne kadar mahkemece, murisin terekesinin pasifi bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş ise de; alacaklı şirketin davacılar adına başlatmış olduğu takibin, murisin borcundan kaynaklanıp kaynaklanmadığı yönünden yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmaya yeterli olmadığı, mahkemece, davacıların mirasın reddinin tespitini talep etmelerinde hukuki yararları bulunduğu da göz önüne alınarak davanın dayanağı olan icra dosyasındaki borcun dayanağının muristen kaynaklanıp kaynaklanmadığı kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlendikten sonra hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davalı tarafından açılan menfi tesbit davasına ilişkin mahkeme kararının kesinleşen sonucunun bekletici mesele yapılarak, borcun varlığının tesbiti halinde davacı alacaklıya borçlu hakkında alınmış aciz belgesi veya İİK'nun 105. madde kapsamında bir haciz tutunağının sunulması için süre verilmesine, aksi halde yani davacının alacağının olmadığının anlaşılması halinde, davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki ilişkinin menkul satış sözleşmesi olduğu, davalının davacıdan kumaş satın aldığı, alınan kumaşlarda renk farkı şeklinde açık ayıbın bulunduğu, ancak bu ayıbın süresi içinde davacıya ihbar edilmediği, davalının ayıba karşı tekeffül hükümlerinden yararlanamayacağı, bu sebeple ayıp sebebiyle uğranıldığı iddia edilen zarar talebini içeren karşı davanın reddi gerektiği, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 50.120,65 TL alacağının bulunduğu, takip tarihinden sonra 12.03.2014 tarihinde davalı tarafından 28.520,66 TL davacıya ödemede bulunulduğu, bu miktarın talep edilen rakamdan düşülmesi gerektiği, sonuç itibariyle davacının 21.599,99 TL alacağının kaldığı, bu miktara takip tarihinden itibaren % 11,75 oranından başlamak ve talebi aşmamak üzere değişen oranlarda avans faizi yürütülmesi gerektiği, takip tarihi ile kısmi ödemenin yapıldığı tarih arasında işleyen faiz, icra harç ve masrafları ile icra vekalet ücretinin İcra Müdürlüğü’nce infazda dikkate alınması gerektiği, asıl dava itirazın iptali davası olduğundan takipten sonra ve davadan önce 12.03.2014 tarihinde davalı tarafından yapılan 28.520,66 TL ödeme nedeniyle bu miktar yönünden davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı, hükmolunan alacağın faturalara dayanması nedeniyle likid olduğu gerekçesiyle, asıl davanın 21.599,99 TL alacak üzerinden kısmen kabulüne, bu miktar üzerinden % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, takipten sonra yapılan 28.520,66 TL’lik ödeme açısından davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından davacının iş bu kısma ilişkin isteminin dava şartı yokluğundan reddi gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.