Hazine’nin, reddi miras isteminde bulunan Yunan uyrukluların «bu red istemlerinin muvazaaya dayandığını» ileri sürerek reddi mirasın tescili kararının iptalini isteyemeyeceği -
«Mirasın reddinin tescili»ne ilişkin sulh hukuk mahkemesi kararı-nın iptali için, asliye hukuk mahkemesinde dava açılması gerekeceği -
Mirasın reddinin yenilik doğuran bir işlem olduğu -
Mirasçılardan bir ya da birkaçının «defter tutma» talebinde bulunmuş olmasının, diğer mirasçıların «kayıtsız şartsız mirası red etmek hakkı»nı ortadan kaldırmayacağı -
Red sebebinin dilekçede gösterilmemiş olmasının, reddin tescili isteminin reddini gerektirmeyeceği -
Üç aylık mirası red süresinin başlangıcı -
İradeyi fesada uğratan (sakatlayan) sebeplerin (BK. 23-30 (şimdi; TBK. mad. 30-38), MK 451) bulunması halinde –MK. 5’de yapılan atıf nedeniyle – miras mukavelesinin iptali gerekeceği –
Mirası red etmiş olan mirasçının, bu beyanından tek taraflı olarak dönemeyeceği -
Mirasın reddi isteminin bildirildiği sulh hakiminin görevinin «reddin süresinde olup olmadığı»nı ve «reddedenin mirasçılık sıfatının bulunup bulunmadığı»nı tesbitle sınırlı olduğu («Mirasın reddi»ne ilişkin hakkın mutlak bir hak olduğu, «süre» koşulu ile «mirasçılık sıfatını taşıma» koşulunun gerçekleşmesi halinde, sulh hukuk mahkemesinin, red beyanını tescil etmek zorunda olduğu) -
Yabancıların milli kanunlarının, menkul mallar için mirasın reddini öngörmemesi halinde, yabancıların Türk mahkemelerinde mirasın reddini tescil ettiremeyecekleri -
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • kayıt gösteriliyor