Muvazaa nedeniyle açılan sıra cetveline itiraz davasında, davalı/alacaklının savunmasında İİK mad. 94 uyarınca alacağının temini için borçlunun edinmediği taşınmazla ilgili olarak dava açtığını ve davasının kabul edilerek borçlunun taşınmazı üzerine haciz koydurduğunu ileri sürmesi ve borçlulara araç satışı yaptığını belirterek adi yazılı araç satış sözleşmesi ibraz etmesi, ayrıca borçlular tarafından davalı aleyhine ihalenin feshi ve şikayet dosyalarının da ikame edildiğini ileri sürmesi nedenleriyle mahkemece bu iddialar üzerinde durulması gerektiğinden, davalı/alacaklının İİK mad. 94 uyarınca ikame edilen dava dosyası, adi yazılı araç satış sözleşmesinde bahsedilen araçlara ait trafik tescil kayıtları, ihalenin feshi ve şikayet dosyaları celp edilip sözleşmelerin de sıhhati araştırıldıktan sonra muvazaanın varlığı konusunda yeterli inceleme yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Banka tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan takibe konu borcu ödeyerek icra dosyasını temlik alanın bu icra dosyasını bir başkasına temlik etmesi halinde, sıra cetvelinin muvazaa nedeniyle iptalini isteyen davacı, banka ve ilk temlik alan arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunun iddia etmediğinden, ikinci temlikin muvazaalı olmasının, alacağın ilk temlik alan tarafından ödendiği gerçeğini değiştirmeyeceği ve bu nedenle davanın reddi gerektiği-
Sıra cetveline itiraz davalarında davalının alacağının gerçek olduğunu ispat etmek zorunda olmasına rağmen, maaş hacizlerinde üst sıralarda bulunan alacaklar aleyhine açılan davalar genel muvazaa mahiyetinde olup bu davalarda genel ispat kurallarının geçerli olduğu, bu durumda mahkemece, davanın genel muvazaa davası olarak kabul edilip, ispat yükünün de davacıya yüklenerek uyuşmazlığın TBK'nın 19. maddesinde düzenlenmiş genel muvazaa ilkelerine uygun olarak çözümlenmesi gerekeceği-
Bozma ilamına uyulmasına karar verilmekle, bozma uyarınca inceleme yapmak ve hüküm tesis etmek konusunda, bozma, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak doğduğu, bu durumda, bozma ilamına uyan yerel mahkemenin, bozma uyarınca işlem yapmak ve karar vermek zorunda olduğu, o halde, mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca, idareye İİK'nun 140. maddesi gereğince sıra cetveli yapılmasının emredilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Şikayetçilerin, ipotek alacağının kalıp kalmadığı ve öne sürdüğü diğer hususlar, sıra cetveli yapıldıktan sonra itiraz halinde tartışılacak bir husus olup, bu aşamada icra müdürlüğünün sıra cetveli düzenlemekten imtina edemeyeceği-
Bedeli paylaşıma konu taşınmaz üzerinde şikayet olunan banka lehine konut finansmanı kredisinden kaynaklı ipotek tesis edilmiş ve şikayete konu sıra cetvelinde bankanın konut kredisinden kaynaklanan alacağı yanında, kredi kartından ve kredili mevduat hesabından kaynaklanan alacakları da ipotek kapsamına dahil edilerek, bankaya 1. sırada pay ayrıldığı, bedeli paylaşıma konu taşınmaz üzerindeki ipoteğin konut finansmanı kredisinin teminatı olduğu, İpotek akdinde yer alan, ipoteğin nakdi ve gayri nakdi diğer tüm kredi sözleşmelerinden kaynaklanan, doğmuş ve doğacak tüm alacakların teminatı olmak üzere tesis edildiğine ilişkin kayıtlar, yanıltıcı mahiyette olduğundan tüketici olan borçlu yönünden yazılmamış sayılacağı, bu sebeple, bankanın kredi kartından kaynaklanan alacağının ipotek kapsamında olmadığı-
HMK. mad. 322/2 uyarınca, "paylaştırma ve ortaklığın giderilmesi için satış yapılması gereken hâllerde, hâkimin satış için bir memuru görevlendireceği, taşınır ve taşınmaz malların satışının İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre yapılacağı”- Satış memurunun, satışı yaptıktan sonra İİK. mad. 140 vd. uyarınca "sıra cetveli" düzenlenmesi için İİK. 100. maddesine göre bilgileri toplaması, satış bedeli üzerinde hacizler mevcut olması halinde ilk haczi koyan icra dairesine satış bedelini göndermesi ve bu şekilde sıra cetvelinin düzenlenmesi sağlanması gerektiği- Yetkisiz yerde düzenlenen belgenin sıra cetveli olarak kabul edilemeyeceği-
Maaş hacizleri ile ilgili yapılan sıralamanın sıra cetveli niteliğinde olmadığı- Maaş hacizlerinde üst sıralarda bulunan alacaklar aleyhine açılan davaların genel muvazaa mahiyetinde olduğu ve bu davalarda genel ispat kuralları geçerli olduğu- Mahkemece, davanın süresinde açıldığının kabulü ile ispat yükü de davacıya yüklenerek uyuşmazlığın (TBK mad. 19) genel muvazaa ilkelerine uygun olarak çözümlenmesi gerektiği, davanın yasal süresinde açılmadığının (İİK. mad. 142/1) kabulü ile reddinin hatalı olduğu-
Birden fazla alacaklının bulunduğu böyle durumlarda, icra müdürlüğünce, öncelikle İİK'nun 140. maddesi gereğince sıra cetveli yapılması ve alacaklılara, diğer alacaklara yönelik itirazlarını ileri sürme imkanı tanınması gerekeceği, alacağının rüçhanlı olup olmadığı ve öne sürdüğü diğer hususlar, sıra cetveli yapıldıktan sonra itiraz halinde tartışılacak hususlar olup bu aşamada icra müdürlüğünün sıra cetveli düzenlemekten imtina etmesinin mümkün olmadığı-