İhalenin feshi isteğinin reddedilmiş olmasının yolsuz tescil nedenini ortadan kaldırmayacağı, mülkiyet hakkına dayalı davaların her zaman açılabileceği- Tescilin ayni bir hüküm ve sonuç meydana getirebilmesi için geçerli bir hukuki sebebe dayanması gerektiği, çünkü hukuk sistemimizde tapu kayıtlarının oluşumunda ‘illilik’ diğer bir anlatımla ‘sebebe bağlılık’ prensibi esas alındığından bu prensip uyarınca tescilin geçerli ve haklı bir sebebe dayanması zorunluluğunun bulunduğu- Bu hususun TMK.’nin 1024. maddesinin 2. fıkrasında ‘Bağlayıcı olmayan bir hukuki işleme dayanan veya hukuki sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur’ şeklinde açıklamanın yer aldığı- Yasa maddesindeki bu tanımdan anlaşılacağı gibi; gerçek hak durumuna uymayan tescilin yolsuz tescil olduğu-
Tapu iptali ve tescil davalarında, dava konusu parsellerin birden fazla olması durumunda, parsel bazlı olarak davanın tefrik edilmesi mümkün olsa da, davalı ile paydaş olan kişiler için tefrik işleminin yapılmasının hatalı olduğu- Mahkemece davaya konu parsel maliklerinin tümü için aynı dava dosyasında yargılama yapılarak hüküm tesis edilmesi gerektiği- Davacı, dava dilekçesinde "dava konusu taşınmazların 1. Derece Doğal Sit alanında bulunması" iddiasında bulunduğu gibi, "aynı taşınmazların bataklık sahasında bulunmasından" bahisle de tapu iptali ve tescil talebinde de bulunmuş olduğundan, mahkemece davalıların kazandırıcı zamanaşımı ile mülkiyeti iktisap şartlarıyla ilgili olarak araştırma yapılmadan eksik incelemeyle hüküm tesis edilmesinin hatalı olduğu-