İcra takibine konu veresiye fişleri üzerindeki imzaların davacıya ait olmadığının tespiti ile, tarafların aralarında yapılan sözleşmeye göre iade kaydıyla verilen mallar sebebiyle ve davacıdan alacaklı olduğu gerekçesiyle, “davanın kısmen kabulüne” dair kararda isabetsizlik bulunmadığı-
Davaya konu çeklerde herhangi bir kaydın bulunmamasının; çeklerin, temlik cirosu ile ciro edildiğini gösterdiği,ciro silsilesinde kopukluk bulunmadığı,dava dışı anonim şirketin kaşesi üzerine atılan imzanın, kaşe imza olmasının TTK.nun 790. maddesine göre davalı bankayı yetkili hamil olmaktan çıkarmayacağı; bu iddiayı ciranta dava dışı şirketin ileri sürebileceği,-davacı ve keşideci lehtarın TTK.nun 683. maddesine dayanarak “borçlu olmadıkları” yönünde menfi tespit talebinde bulunamayacakları; temlik cirosu ile devir alan bankanın iyi niyetli 3. kişi sayılacağı-
Mahkemece “TTK.’ nun 690. maddesi yollaması ile bonolarda uygulanması gereken aynı yasanın 592. maddesi uyarınca açık bono düzenlenmesi mümkün olup, böyle bir senedin anlaşmaya aykırı bir biçimde doldurulduğunu kanıtlamanın senet borçlusuna ait olduğu, davacı senet borçlusunun bu iddiasını yazılı delille kanıtlayamadığı, davalının teklif edilen yemini usulüne uygun eda ettiği” gerekçesiyle “davanın reddine” karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
BK.’ nun 53. maddesi gereğince; ceza mahkemesinin beraat kararı, hukuk yargıcı yönünden bağlayıcı değilse de ceza mahkemesince belirlenecek maddi olguların hukuk yargıcı yönünden de bağlayıcı olduğu-
İcra hukuk mahkemesi kararları, bazı davalarda verilen kararlar (istihkak, ihalenin feshi davaları gibi) hariç genelde kesin hüküm oluşturmazlar. Etkileri, İcra ve İflas kanununun 72. maddesine göre açılacak menfi tespit ya da istirdat davalarıyla kaldırılabilecek icra mahkemesi kararları, bu genellemenin kapsamındadır. Somut olayda olduğu gibi borca kısmi itiraz nedeniyle “takibin kısmen iptaline” ilişkin olarak verilmiş olan icra hukuk mahkemesi kararı da bu nitelikte bulunduğundan, yargılamanın iadesi davasına konu yapılamaz-
Dava konusu senetle ilgili ceza davası neticesi beklenerek karar verilmesi gerektiği-
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 20/d maddesinde “tescil edilmiş araçların her çeşit satış ve devirlerinin noterlikçe yapılması” öngörüldüğünden, bu hükme aykırı olarak adi yazılı sözleşme ile yapılacak satım ve devir işlemlerinin geçersiz olacağı ve sözleşmenin geçersizliği sebebiyle herkesin aldığını iade ile yükümlülüğü bulunduğundan, dava konusu senedin de araç satımı nedeni ile düzenlendiği anlaşıldığından, “menfi tespit davasının kabulüne” karar verilmesi gerekeceği-
“Takibe konu bono bedelinin ödendiğini” iddia eden davacının açtığı menfi tespit davasında ispat külfeti davacı borçluda bulunduğundan, ödeme iddiasını davacı-borçlunun kanıtlaması gerekeceği-