Kooperatif ana sözleşmesine göre kooperatif adına düzenlenecek evrakların çift imzalı olması gerektiği, Kooperatifler Kanununun 3, 4, 60 ve 61. maddeleri ile TTK’nun 371. maddesi ve kooperatif ana sözleşmesinin 46. maddesine aykırı şekilde alınan yönetim kurulu kararı uyarınca “davacının tek başına bono düzenleyemeyeceği”, kooperatifin ancak çift imza ile sorumluluk altına sokulabileceği-
Mahkemece “davacı bankanın davaya konu icra takibinin tarafı değil, takip borçlusu olan dava dışı H.’ın paranın gönderilmesine ilişkin yazıya muhatap olan 3. kişi konumunda olduğu, icra müdürlüğünün yazısıyla davacının borçlu durumuna gelmeyeceği, 3. kişi olan bankanın İİK.’ nun 89/3. maddesi gereğince üçüncü haciz bildiriminden sonra borçlu olmadığının tespiti yönünde dava açabileceği, davacının icra dairesinin işlemine karşı şikâyet yoluna başvurabileceği” gerekçesiyle “davanın aktif husumet yokluğundan, davalının tazminat isteğinin ise işin esasına girilmediği ve yasal şartları oluşmadığından reddine” karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Davacının icra takibine dayanak yapılan bonoları kefil sıfatı ile imzaladığı, davacının bonolar üzerindeki kefaletinin aval verilen olarak kabul edildiği, aval şerhinin BK.’na tabi bir mukavele, adi kefalet veya teminat hükmünde değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, kefaletin yalnızca TTK bağlamında bir kefalet olup, bononun ödenmesi açısından hüküm ifade edeceği, bunun dışında asıl borç ilişkisine dayanılarak aval veren hakkında takibat yapılması olanağı bulunmadığı, bonoların zamanaşımına uğradığı, davalı tarafın temel ilişkinin ispatı açısından yemin deliline de dayanmadığı, bu durumda “temel ilişkinin ve davalının icra takibine kötü niyetle giriştiği hususunun ispatlanamadığı” gerekçesi ile bonolar sebebiyle “davacının borçlu olmadığının tespitine” karar verilmesi gerekeceği -
İİK’nun 72/1.maddesi hükmüne göre borçlunun icra takibinden önce veya takipten sonra borçlu bulunmasının tespiti için menfi tespit açabileceği, aynı maddenin 7.fıkrası hükmüne göre takibe itiraz etmemiş veya itirazın kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı ödemek mecburiyetinde kalan şahsın ödediği tarihten itibaren bir sene içinde umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını isteyebileceği-
İhtiyati haciz sırasındaki borcu kabul beyanlarının müzayaka (manevi baskı) altında yapıldığı farz edildiğinden bu tür beyanların geçerli olmayıp borçluyu bağlamayacağı-