Taraflar arasındaki menfi tesbit davası-
Mahkemece, imzanın, davacıya ait olduğuna dair ispat yükünün davalı taraf üzerinde olduğu, davalı tarafın iddiasını ispatlayamadığı, davalı kooperatife ait 30.09.2000 vade tarihli ve 1598 nolu borç senedindeki imzanın, davacıya ait olmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmesinin yerinde olduğu-
İİK’nun 72/4 maddesine göre; “Dava, alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde %40’tan aşağı tayin edilemez.” . Davalı alacaklı yararına anılan yasa hükmünde belirtilen tazminat koşulları oluştuğu halde, mahkemece tazminata hükmedilmemiş olmasının bozmayı gerektireceği-
Mahkemece verilen 15.12.2010 tarihli ilk kararda davacı lehine 16.430 TL. vekalet ücretine hükmedilmiş olup bu yöne ilişkin temyiz itirazları reddedildiğine göre vekalet ücretinin miktarı davacı yönünden kazanılmış hak teşkil edeceği-
Taraflar arasındaki menfi tesbit davası-
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; “davalıya yapılan ciroda cirantanın imzasının eli ürünü ıslak imza olmayıp kaşe izi niteliğinde bulunduğu, çekte cironun geçerli olabilmesi için mutlaka ciranta tarafından el yazısı ile yazılmış ad ve soyad veya yalnızca imza bulunması gerektiği, bu durumda davalıya geçerli bir ciro yoluyla devir ve temlik bulunmadığından takip alacakları davalının yetkili hamil olmadığı, bu nedenle takibe konu çeke dayanarak davacılardan talepte bulunamayacağı” gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Taraflar arasındaki istirdat davası-
Senedin "davacı" tarafından talil edilmiş olması halinde ispat yükünün davacıya düşeceği-
Davacı tarafından cironun protestodan sonra yapıldığı ve bu nedenle alacağın temliki hükümlerine tabi olduğu, alacağın temlikinin ise hukuka uygun yapılmadığının iddia edildiği, BK' nun 163. maddesine göre alacağın temlikinin geçerlilik şartının yazılı şekilde yapılması gerektiği davalıların, davacının iddiasına karşı ve davanın esasına ilişkin olarak herhangi bir delil bildirmedikleri; bu halde geçerli bir bono veya geçerli bir alacağın temlikinden söz edilemeyeceği, ispat yükü üzerine düşen davalı alacaklının bu yükümlülüğünü yerine getirmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-