Hüküm ile gerekçe bölümünde oluşturulan bu çelişkinin tek başına bozma sebebi olduğu- Temyiz sınırlaması yapılmadan hükmün tamamının çelişkiden dolayı bozulması mümkün müdür?
Kooperatif ortaklığının iptali ve buna bağlı olarak tapu iptali ve tescil istemli davada; çoğun içinde az da vardır kuralı gereği tespit kararı verilmesi gerektiği-
Haczedilen bir malın haczi kabil olmadığını ileri sürmesi hâlinde, icra memurunun kendiliğinden haczi kaldırma yetkisi bulunmadığından, haczedilmezlik şikâyetiyle icra mahkemesine başvurulması gerektiği- Kendiliğinden araştırma ilkesi gereğince, icra mahkemesi şikâyeti incelerken tarafların ileri sürdüğü deliller yanında kendisi de ileri sürülen vakıaların açıklığa kavuşması için tanık dinleyebileceği, bilirkişiye başvurabileceği, gerektiğinde keşfe karar verebilieceği ve şikâyet dilekçesinde belirtilmemiş olsa bile şikâyete konu işlemlerle ilgili olanları kendiliğinden çağırıp dinleyebilieceği-  Emekli maaşına konulan haczin kaldırılması istemine ilişkin şikayette, icra memurunun yasanın amir hükmüne aykırı bir işlem yapıp yapmadığını mahkemenin kendiliğinden araştırarak aydınlatması gerektiği- İcra takip dosyasında borçlunun emekli maaşı üzerine haciz konulması için ilgili kuruma yazılan müzekkereye verilen cevapta haczin sıraya konulduğu bildirildiğinden, belirtilen müzekkereler uyarınca borçlunun emekli maaşı üzerine haciz konulup konulmadığının Sosyal Güvenlik Kurumundan sorularak açıklığa kavuşturulması ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği- Gerek icra daireleri arasında ve gerekse icra mahkemesi ile icra daireleri arasında görev değil, iş bölümü ilişkisinin söz konusu olduğu- Şikâyet yoluyla icra mahkemesine yapılan başvuruda da maktu başvurma harcı ile maktu karar ve ilamı harcı alınacağı- Mahkemeler veznesine tek harç (başvurma ve peşin karar ve ilam harcı) yatırılmak suretiyle iki ayrı icra dosyası için şikâyette bulunulmuş ise de, bu harcın hangi icra dosyası için yatırıldığı belirgin olmadığından, harcın hiç yatırılmadığından söz edilemeyeceği ve bu nedenle, iş bölümü uyarınca dosya tefrik edilip emekli maaşına haciz uygulamış olan icra dairesinin bağlı bulunduğu icra mahkemesine gönderildiği takdirde harcın tamamlanmasının mümkün olduğu, bu nedenle icra mahkemesince  ilgili şikâyet bakımından tefrik kararı verilerek, dosyanın ilgili icra mahkemesine gönderilmesi gerektiği-
Kadın tarafından boşanmaya ilişkin açılmış bir karşı dava olmadığı halde, karşı dava var kabul edilerek boşanma kararı verilmesinin kanuna aykırı olduğu-
Davalı-karşı davacı kadın tarafından boşanmaya ilişkin açılmış bir karşı dava olmadığı halde, karşılık boşanma davası var kabul edilerek boşanmaya karar verilmesinin kanuna aykırı olduğu- Aleyhinde boşanma davası açılmış olan eş, bu dava içinde maddi ve manevi tazminat isteyebilecekken, bu isteklerini bağımsız bir dava ile ileri sürmesi halinde nispi harç yatırmak zorunda olduğu- Davalı erkeğin eşine sürekli fiziksel şiddet uyguladığı ve birlik görevlerini yerine getirmediği, buna karşılık davalı-karşı davacı kadının ise eşine hakaret ettiği ve fiziksel şiddete yönelik davranışta bulunduğu anlaşıldığından, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut olduğu ve erkeğin de dava açmakta haklı olduğui boşanmaya karar verilmesi gerektiği-
İcra müdürlüğünce yapılan maaş hacizlerinin ve yapılması gereken kesintilerin İİK. mad. 355 uyarınca bildirilmesi üzerine, İl Müftülüğü’nce düzenlendiği anlaşılan ve maaş hacizleri ile ilgili yapılan sıralamanın "sıra cetveli" niteliğinde olmadığı- Hakim, tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar ve bunlara bağlı netice-i taleplerle bağlıysa da, hukuki tavsiflerle bağlı olmayıp, kanunları re'sen uygulayıp neticeye vardırmakla yükümlü olduğundan, mahkemece, davanın (TBK. mad. 19) muvazaa iddiasına dayalı iptal istemine ilişkin olduğunun kabulü ile ispat yükü yönünden genel ilkelere uygun olarak uyuşmazlığın çözümlenmesi gerektiği-
"Talep konusu miktarın, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli olması durumunda, kısmi dava açılamayacağını" öngören HMK.'nun 109/2. maddesi, karar tarihi itibariyle yürürlükten kaldırılmış olduğundan, davacı avukat tarafından vekalet ücreti alacağına ilişkin olarak açılan kısmi davanın esasına girilmesi gerektiği-
Eldeki davada davacı olmayan mirasçıları da kapsayacak şekilde çekişme konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile veraset ilamında belirtilen payları oranında mirasbırakanın mirasçıları adına tesciline karar verilmesi doğru olmadığından, yalnızca davacı ve birleştirilen davada davacının miras payları oranında iptal ve tescile karar verilmesi gerekirken talep aşılmak suretiyle ve tasarruf ilkesi de gözardı edilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa tenkis istemine ilişkin davada, davacı tarafından isimleri bildirilen tanıklar dinlenmeden sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu- Asıl dava muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davası olup davaya konu taşınmaz hakkında ortaklığın giderilmesi davası, kentsel dönüşüm uygulaması ya da kamulaştırma işlemi bulunmadığından, tespit davası açılmasında güncel hukuki yarar bulunduğundan söz edilemeyeceği- Asıl davada davalı olan tarafa, tespit davasını açması için süre verilmesinin hatalı olduğu (HMK. mad. 24/2)-
İcra müdürlüğünce yapılan maaş hacizlerinin ve yapılması gereken kesintilerin İİK. mad. 355 uyarınca bildirilmesi üzerine, borçlunun çalışmakta olduğu kurum tarafından maaş hacizleri ile ilgili yapılan sıralamanın İİK. mad. 140/1 anlamında sıra cetveli niteliğinde olduğundan söz edilemeyeceği ve bu durumda "maaş haczinde birinci sırada yer alması gerektiğini, davalı alacaklının gerçek bir alacağı olmadığını" ileri süren davacı alacaklının açtığı davanın  (TBK. mad. 19) muvazaa iddiasına dayalı iptal istemine ilişkin olduğunun kabulü gerektiği-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • kayıt gösteriliyor