11/03/2020 tarihi öncesinde yapılmış olan kira sözleşmelerinde; Covid-19 salgın hastalığının, kiralananın sözleşmede öngörülen kullanım amacını ve tarafların borçlarını etkilediği ölçüde, sözleşmenin yapılması sırasında öngörülemeyen olağanüstü bir durumun sonradan ortaya çıktığının ve buna bağlı olarak TBK.’nin 138. maddesinde öngörülen uyarlamanın ilk koşulunun gerçekleştiği kabul edilmesi gerektiği- Davacı kiracının, Covid-19 salgın hastalığının önlenmesi için alınan idari tedbirler sonucunda düğün salonu olarak işlettiği kiralananı tam ve verimli olarak kullanamaması nedeniyle ödediği kira bedelinin uyarlanmasını talep ettiği anlaşıldığı; yaşanan bu salgın nedeniyle, davacının da faaliyet gösterdiği düğün salonu işletmeciliği sektöründe faaliyetlerin sınırlandırılmasına ilişkin idarece çeşitli önlemler alındığı, bu önlemlerin, salgın hastalık öncesine göre davacı kiracının kira bedelini ödeme yükümlüğünü zorlaştırdığı, eş söyleyişle sözleşmenin ifasını dürüstlük kurallarına aykırı düşeceği- Bu durumun kiraya verenin, kiralananı sözleşmede kararlaştırılan kullanım amacına elverişli halde bulundurmasa dahi her durumda kiracının kira bedelini ödeme borcunu tam olarak yerine getirmekle yükümlü olduğuna dair sözleşme hükümlerin geçersiz kılacağı-
Taraflar arasında temel ilişki yabancı para cinsinden kurulmuş olup, "vadeli ödemelerin TL cinsinden yapılması halinde kur riskinin (kur farkının) müşteriye ait olduğu" açıkça sipariş onay formunda kararlaştırıldığından, fatura tarihindeki kur ile ödeme tarihindeki kur arasındaki farkın istenebilmesi için uygulama ya da teamül aranamayacağı- Ödeme aracı olan çekin TL olarak düzenlenmesinin taraflar arasındaki mevcut sözleşme hükmünden vazgeçilmesi anlamına gelmediği-
Davalı şirketten, yabancı para birimi ile, otomotiv ürünleri kredisi ve rehin sözleşmesi kapsamında araçlar satın alan davacıların döviz ile borçlanmayı kendi iradeleri ile seçtiği, döviz kurundaki artış riskinin davacılar tarafından göze alındığı ve bu durumun öngörülebilir olduğu, bu nedenlerle sözleşmelerin uyarlanması için gerekli şartlarının gerçekleşmediği-
Tarafların avukatları eşliğinde kendi hür iradeleri ile imzaladıkları sözleşmenin yardım nafakasının aşar şekilde özel koşullar içerdiği, sözleşmenin imzalandığı tarih ile dava tarihi arasında çok zaman olmaması ve kurda meydana gelecek artışların da olabileceğinin taraflarca öngörülebilir olduğu gözetilerek "sözleşmenin uyarlanması" talebinin kabulünde, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, çocuğun ihtiyaçları, paranın satın alma gücü, uzlaşma tarihinden itibaren değişen kur farkı ve hakkaniyet ilkesinin dikkate alınması doğru ise de, sözleşmenin yapıldığı tarihteki kur miktarının altında bir miktara hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Yeni korona virüs covid-19 salgını ile, 7226 sayılı kanunun geçici 2.maddesi ile kabul edilen "1.3.2020 tarihinden 30.6.2020 tarihine kadar işleyecek işyeri kira bedelinin ödenememesi kira sözleşmesinin feshi ve tahliye sebebi oluşturmaz" düzenlemesinin yasa koyucunun yaşanan pandemi ve alınan tedbirler kapsamında iş yerlerine ilişkin kira sözleşmelerinin feshi ve tahliyenin belirli bir süre ile engellendiğini gösterdiği-Davalı kiracının takibe konu kira bedelini ödediğini veya sair sebeplerle istenemeyeceğini İİK'nun 269/c maddesinde sayılan belgelerle ispatlaması gerektiği- 7226 sayılı kanunun geçici 2. maddesi düzenlemesinin kira bedelinin tahsilinin istenmesine yasal bir engel oluşturmadığı-
Kayıt kabul davası-TBK 88/2 ve 120/2'de düzenlenen temerrüt faizi ile ilgili sınırlamanın ticari işlerde uygulanamayacağı-
Salgın (pandemi) hastalık sebebiyle, kira sözleşme koşullarının (kira bedelinin) uyarlanmasına ilişkin açılan davada, şartların gerçekleşmesi durumunda "ihtiyati tedbir kararı" verilmesinin uygun olduğu- Kira bedelinin uyarlanması davasında, "davanın ve uyuşmazlığın esasını halleder şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği" gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinin isabetli olmadığı (Ankara BAM 15. HD ile Bursa BAM 4. HD.'nin kesin kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin Yargıtay 3. HD. içtihadı)-
"Kavşak, yol ve ortak altyapı inşaatı işine" ilişkin birim fiyatlı sözleşme hükmünün sözleşme serbestisi içinde düzenlendiği, basiretli bir tacir gibi davranmakla yükümlü olan davacının sözleşme şartlarını iyice değerlendirip hesaplayarak sözleşme yapmakla yükümlü olduğu, imza aşamasında da herhangi bir itirazı bulunmayan davacının işin tamamlanma aşamasında ve sözleşmenin imzalanmasından 2 yıl sonra açtığı ilgili maddenin iptaline ilişkin açtığı davanın TMK’nın 2. maddesine aykırı olduğu-
Uyarlama davalarında, kira bedelinin tedbir yoluyla belirlenebileceği- Mahkemece, Covid-19 nedeniyle kira sözleşmesinin uyarlanmasını talep eden kiracı şirkete ait defter ve kayıtlar getirtilerek, gerektiğinde muhasebeci bilirkişiden rapor aldırılarak, Devletten kira yardımı alıp almadığı araştırılarak, dava tarihi itibariyle düzenleyici mahiyette tedbir talebinin değerlendirilmesi gerektiği-
Taraflar arasında düzenlenen 1998-1999 tarihli sözleşmeler, ilgili boru hattı güzergahına fiber obtik kablo yerleştirilmesine ilişkin olup, sözleşmelerin düzenlendiği tarihte her iki tarafın da kamu iktisadi teşebbüsü olduğu; tarafların o tarihlerde birer devlet kuruluşu olmaları nedeniyle, sözleşmelerde karşılıklı edimler için herhangi bir bedelin belirlenmediği, kamu kurumları arasındaki tahsis ve devirlerde, bürokrasinin ve masrafların azaltılması, işlemlerin basitleştirilmesi amacıyla bu tür uygulamalara gidilmesi olağan olup bu hususta mevzuatta da çeşitli düzenlemelere yer verildiği- 2005 yılında davalı tarafın özelleştirilmesiyle bu durum sona ermiş olduğundan, boru hattı güzergahının, süresiz bir şekilde, bedelsiz olarak kullandırılmaya devam edilmesinin, dürüstlük kuralı ve hakkaniyet esaslarına aykırı olduğu- Davacı taraf ifaya devam etmiş olmasına rağmen özelleştirme sonrası protokollerde değişiklik yapılması talebi ve bu talebin taraflarca görüşülüyor olmasının TBK'nun 138. maddesinde belirlenen "haklarını saklı tutarak ifa etmiş olması" olarak değerlendirilmesi gerektiği- Özelleştirmeden sonra uzunca bir süre bedel talep edilmemiş olmasının bu duruma ilanihaye rıza gösterildiği anlamını taşımadığı- Tüm bunlar bakımından TBK'nun 138. maddesinde belirlenen sözleşmenin uyarlanması şartlarının gerçekleştiği ve davacı tarafın uyarlama talebinin yerinde olduğu-