Dava, tasarrufun iptali isteğine ilişkin olduğundan, bu tür davaların İİK.nın 281. maddesi uyarınca genel mahkemelerde görülmesi gerekeceği-
Sigorta sözleşmesinden kaynaklanan sözleşmelerin TTK'nın 3. ve 4. maddeleri gereğince tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın mutlak ticari işlerden olduğu, bu davalarda avans faizi istenebileceği-
Tasarrufun iptali davalarının amacının “borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı bazı tasarrufların geçersiz ya da iyiniyet kurallarına aykırılık nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalması ve dolayısı ile o mal üzerinde cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamak” olduğu-
Davacı alacaklı, İİK. mad. 277 vd. ile TBK. mad. 19 gereğince yapılan tasarrufun iptaline, dava konusu taşınmazların tapu kaydına İİK. mad. 281/2 gereğince ihtiyati haciz kararı konulmasına karar verilmesini talep etmiş olup, davada görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu- İİK. mad. 281 uyarınca verilecek ihtiyati haciz kararı dava konusu şey ile ilgili olduğundan, görevli mahkemece değerlendirilme yapılması gerektiği-
Taraflar arasındaki alacak davası-
Taraflar arasındaki davanın, Bankacılık Hukukundan yahut ticari ilişkiden değil, davacının temlik aldığı alacağına dayalı olarak davalıların mal kaçırma kastıyla hareket etmeleri nedeniyle nakden tazmin isteminden kaynaklandığından, bu haliyle uyuşmazlığın mal kaçırmaya dayalı tasarrufun iptali davası olduğu anlaşıldığından davanın genel hükümler çerçevesinde asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekeceği-
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davası-
Bir davanın ticari sayılması için davanın her iki tarafının tacir olması, yapılması gereken inşaatın iş sahibinin ticari işletmeleri ile ilgili bulunması gerektiği, davaya konu uyuşmazlığın mutlak ticari davalardan olmadığı, davanın her iki tarafı tacir olmadığı gibi, sözleşmeyle yapılması gereken inşaatın iş sahibinin ticari işletmesiyle de ilgili bulunmadığından, uyuşmazlığın, "asliye hukuk mahkemeleri"nin görev alanı içinde olduğu- Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi arasındaki ilişkinin, "görev ilişkisi" haline getirildiği ve  kamu düzenine ilişkin olduğundan ve mahkemece re'sen dikkate alınması gerektiği-
Kooperatife kayyım atanmasına ilişkin davanın ticaret mahkemesi olan yerlerde bu mahkemelerde, olmayan yerlerde ise asliye hukuk mahkemelerinde "ticaret mahkemesi" sıfatıyla görülmesi gerekeceği-
Gerek davalı işçinin açıklanan taahhüdünün kapsamı, gerek davalının davacıya ait işyerinden istifaen ayrılmış ve başka bir işyerinde çalışmaya başlamış olması ve gerekse de davacının istemi ile davanın açıklanan özelliğine göre; davalının rekabet yasağını ihlal eden davranışının açık biçimde iş akdinin sona ermesinden sonraki döneme ilişkin bulunduğu; bu davranışın, hizmet akdinin sona ermesinden sonra gerçekleşen rekabet yasağına aykırılığı düzenleyen, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 348.maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği-