Eldeki dava davacısının geçerli olmayan veraset ilamı ile yani kendisini tek mirasçı olarak gösteren veraset ilamıyla davaya konu hesaplardan para çektiğinden davacıya karşı alacak davası açıldığı, buna göre .......... Bankası hesabından ................. tarihinde çekilen ............. TL’nin kim tarafından çekildiğinin veya kime ödendiğinin tereddütsüz bir şekilde belirlenmesinden sonra, eğer davacıya ödendiyse bu miktarın katılma alacağından mahsubunun gerekeceği, yine mal rejiminin sona erdiği tarihteki mevcut bakiyenin katılma alacağının belirlenmesinde dikkate alınması gerektiğinden, ....... Bankası hesabından ............. tarihinde çekilen paranın tasfiyede dikkate alınmasının hatalı olduğu-
Davaya konu taşınmazın 2000 yılında müteahhitten satın alınarak edinildiği, alım sırasında davacının bedele karşılık müteahhide senet verdiği, buna göre, senetlerin taşınmazın ediniminde kullanıldığının kabulü doğru ise de, mahkeme yazı işleri müdürlüğünün tutanağından anlaşıldığı üzere, düzenlenen senetlerin ödemelerinin bir kısmının 01.01.2002 tarihinden önceki döneme, bir kısmının ise 01.01.2002 tarihinden sonraki döneme isabet ettiği, buna göre öncelikle ilgili senetler dosyaya alınarak, Dairemizin yukarıda açıklanan ilke ve uygulamaları doğrultusunda, 01.01.2002 öncesi dönemde yapılan ödemeler sebebiyle davacı lehine katkı payı alacağı, 01.01.2002 sonrası dönemde yapılan ödemeler sebebiyle davacı lehine katılma alacağı hesaplanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile taşınmazın borcunun tamamının 01.01.2002 öncesi dönemde sona erdiği kabul edilerek davacı lehine katkı payı alacağı hesaplanmasının doğru olmadığı-
Davalı ve abisinin, plakanın davalıya devri öncesinde ticari plakayı beraber çalıştırdıkları dikkate alındığında, ticari plakanın davalı ve abisine ait olup, davalı tarafından abisinden devralınan kısmın, abisine düşen yarı payı bulunduğu, bu yarı payın kişisel malı niteliğinde olduğunun ispat yükünün davalıda olduğu, dosya kapsamına göre, abiden alınan bu kısmın kişisel malı niteliğinde olduğunun somut delillerle ispatlanamadığı, bu nedenle ticari plakanın karar tarihine en yakın tarihteki değerinin yarısının davacının edinilmiş malı kabul edilerek, bu kısım üzerinde davacı lehine katılma alacağına hükmedilmesi gerekeceği-
Dosya kapsamına göre, davacının ziynet eşyalarının satılarak edinilen dava dışı arsanın satım bedelinin dava konusu taşınmazın edinilmesinde kullanıldığının ispatlanamadığının kabulü doğru ise de, dava dilekçesinde delil olarak dayanılan boşanma dava dosyasında davacı kadının o dosyadaki tanıklarının, kadının çocuk bakarak, el işleri yaparak aile geçimine katkıda bulunduğunu beyan ettikleri, eldeki dosyada dinlenen davacı tanıklarının davacının evlilik birliği içinde çalışıp çalışmadığıyla ilgili beyanlarının alınmadığı anlaşıldığına göre, davacı tanıklarının yeniden çağrılarak davacının çocuk bakarak veya el işi, örgü işi yaparak çalışıp çalışmadığı, çalışmış ise bu çalışmalarının devamlılık arz edip etmediğinin sorulması, bu şekilde davacının çalışması dava konusu evin edinilmesinden önce devamlılık (veya katkı sağlayacak kadar kısmen) arz etmiş ise, davacının elde ettiği gelirin ve buna bağlı olarak katkı oranının belirlenip belirlenemeyeceği gözetilerek, hakkaniyet ve fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi ile 6098 sayılı TBK'nın 50. ve 51. maddelerinin kapsamları da dikkate alınarak dava konusu taşınmazın dava tarihindeki değeri üzerinden belirlenecek bir miktar paranın davacı lehine katkı payı alacağı olarak hüküm altına alınması gerekeceği-
Bozma ilamında, ilk boşanma dava ve kesinleşme tarihine değinilmeden, ikinci boşanma dava tarihinin kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı dolmadığı belirtilmekle yetinilmişse de, mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanması gerektiğine göre; tasfiyeye konu taşınmazın tarafların ilk evlilik döneminde edinildiği de dikkate alındığında, taşınmazın ilk evlilik döneminde edinilen malın tasfiyesine yönelik olduğunun kabulünün gerektiği- Evlilik devam ettiği sürece, eşlerin diğerinden olan alacakları için zamanaşımı işlemeye başlamayacağı, başlamışsa da duracağına yönelik düzenlenme gereğince de ilk boşanma davasının kesinleşme tarihinde işlemeye başlayan zamanaşımı, ikinci evlilik tarihinde durmuş olup; ikinci boşanma davasının kesinleşme tarihinde kaldığı yerden itibaren yeniden işlemeye başladığına göre, 10 yıllık zamanaşımı süresinin henüz dolmaması nedeniyle değerlendirmenin hatalı olduğu-
Artık değere katılma alacağına ilişkin dava da tasfiyeye konu malın satın alma bedeli, bunun krediyle ve varsa kredi dışında eşlerin kendi imkanları ile karşıladıkları miktarlar ve oranları ile tasfiye (karara en yakın) tarihindeki sürüm (rayiç) değeri ayrı ayrı belirlenmesi gerektiği- Hesaplama yapılabilmesi için, iddia ve savunma çerçevesinde, malın satın alınmasına ilişkin akit tablosuyla birlikte tapu/trafik kaydı, kredi sözleşmesi ve kredi borcu ödeme tablosu dahil finans kuruluşu kayıtları, ihtiyaç duyulması halinde eşlerin malın alınmasında katkı olarak kullandıklarını ileri sürdükleri mal varlıklarına ilişkin sair belgeler bulundukları yerlerden getirtilerek uyuşmazlığın çözümünde göz önünde bulundurularak gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden oluşan kurulundan da yardım alınması gerketiği-
Taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 2005 yılında davalı adına bankaya yatırılmış ve mevcut olup -TMK’nin 220. maddesi gereğince- aksi ispat edilemediğinden tarafların edinilmiş malı niteliğinde olan hesaptaki para üzerinde davacının yarı oranda katılma alacağı hakkının bulunduğu- Paranın davalı hesabında bulunmasının tek başına davalının kişisel malı olduğunu göstermeyeceği- Davacı tarafça bu para üzerinde hak sahibi bulunulduğu iddia edilerek taşınmaz alımında katkıda kullanıldığı iddia edildiğine, söz konusu para mal ayrılığı rejimine geçilmeden önce çekildiğine ve mal ayrılığı rejimi geçerli iken alınan dava konusu taşınmaz alımında kullanıldığı göz önüne alındığında, her iki tarafın haklarının yeni mal rejimine (mal ayrılığı rejimine) tarafların kişisel malları olarak geçtiği dikkate alınarak, bu miktarların taşınmaz alımında toplu katkı kapsamında değerlendirilmesi gerektiği-
Tasfiyeye konu TOKİ projesi kapsamında yer alan taşınmazın, peşinat ödenmesi için davacının ziynet eşyaları kullanılmışsa da davacı bu alacağı için ayrıca dava açtığından mahkemece evlilik birliği içinde ödenen taksitlerin, taşınmazın edinme değeri içindeki oranı belirlendikten sonra, bu oranın, davalı lehine yapılan denkleştirme sonrası ortaya çıkan, taşınmazın karar tarihine en yakın güncel değeriyle çarpılması neticesinde bulunan artık değerin yarısına katılma alacağı olarak hükmedilmesi gerektiği-
8. HD. 26.09.2019 T. E: 4179, K: 8191-
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davacı-karşı davalı kadın yararına hükmolunan maddi tazminatın az olduğu- Kadının mal rejiminin tasfiyesine ilişkin talebi yönünden peşin nispi harcının alınmadığı, boşanma kararı temyiz edilmeyerek kesinleşmekle taraflar arasındaki mal rejimi sona erdiğinden davacı kadının mal rejiminin tasfiyesine yönelik davasının da görülebilir hale geldiği, bu durumda, öncelikle davacı tarafa bu talebi ile ilgili peşin nispi harcını tamamlaması için süre verilmesi, harç eksikliği tamamlandığı takdirde taraflara bu taleple ilgili delilleri sorulup gösterilen deliller toplandıktan sonra sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekeceği-