TÜRK MEDENİ KANUNU > - Eşya Hukuku > - ZİLYETLİK VE TAPU SİCİLİ > - TAPU SİCİLİ > - D. Tescilin etkileri > - II. Tescilin sonuçları > Madde 1024 - 3. İyiniyetli olmayan üçüncü kişilere karşı
Madde Listesi Madde 1024 - 3. İyiniyetli olmayan üçüncü kişilere karşı
Yükleniciye devredilen pay, avans niteliğinde olduğundan yüklenicinin edimini yerine getirmediği durumlarda ondan pay devralan üçüncü kişilerin hak sahibi olmalarının mümkün olmadığı, böyle bir durumda üçüncü kişilerin Türk Medeni Kanunu'nun 1023. maddesindeki iyiniyet kuralından faydalanmalarının mümkün olmadığı, yüklenici edimini tam ve yasal olarak yerine getirmediğinden aynı Yasa'nın 1024. maddesine göre yükleniciden pay satın alan kişilerin bu alımlarının korunmasının mümkün olmadığı, geriye fesih koşullarının oluşması halinde bu nedenle davalı üçüncü kişiler adlarına kayıtlı olan tapu paylarının da iptal edilerek davacı arsa sahibi adına tesciline karar verilmesi gerekeceği, somut olayda, davaya konu yapılan inşaatın kaçak olduğu, ruhsatının bulunmadığı sabit olduğundan, yüklenicinin edimini sözleşme uyarınca ifa ettiğinin kabulüne imkan bulunmadığı, bu durumda davalı yükleniciden taşınmaz satın alan kişilerin iyiniyetle kazanımından bahsetmenin mümkün olmadığı, bu davalılar hakkında açılan davaların kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yapılarak taşınmazın ihalede satılmasından sonra "icra emrinin iptaline" karar verilmesi halinde, ihale sonucu yapılan tescilin hukuken geçerli bir sebebi kalmadığından "yolsuz tescil" niteliği taşıyacağı ve bu durumda taşınmaz bedelinin alacaklıdan tahsiline karar verilmesi gerektiği-
Son kayıt maliki ....... ikinci el konumunda bulunup, Türk Medeni Kanunu'nun 1023. maddesinin koşullarının gerçekleşmesi halinde ediniminin korunacağı, dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgelerden, davalı .....’nin aynı yerde ...... no'lu taşınmazın maliki bulunduğu, diğer yönden o bölgede müteahhitlik yaptığı, dosya kapsamından davalı ......’nin taşınmazın belediyeden davalı ..........’a intikalini bilebilecek konumda olmakla iyi niyetli kabulünün mümkün olmadığı gibi kabule göre de davanın niteliği gereği .....’la .......’nin el ve işbirliği içerisinde olduğu kabulüyle davanın ......... açısından da kabulü gerekeceği-
Bilindiği üzere yolsuz tescil nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davalarında dava değeri dava konusu taşınmazın değeri üzerinden harcı tamamlanan değer olup, davacı Belediye lehine hükmedilen vekalet ücretinde harcı yatırılan miktarın esas alınması gerekirken harcı tamamlanmayan miktarın esas alınmasının doğru olmadığı-
Davacıdan çekişmeli taşınmazı temlik alan ilk el olan davalının temellükünün yolsuz tescil nedeni ile geçerli olmaması, davalının işlemin tarafı olması nedeni ile davalı hakkında tapu kayıt maliki olmadığı gerekçesi ile husumetten red kararı verilmesinin ve lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Davacının ........... tarihli fotokopi belgenin aslının davalıda olduğunu ileri sürdüğü, davalının ise bunu inkar ettiği, mahkemece dinlenen davacı tanıkları ifadelerinde, davacı ile davalı arasında imzalanan ........... tarihli fotokopi niteliğindeki belgenin aslının davalıda bulunduğunu beyan ettikleri, hal böyle olunca; taraflar arasında imzalanan ............ tarihli belgenin aslının davalıda bulunup bulunmadığı hususunda mahkemece HMK'nun 219 ve 220. maddeleri gereğince toplanan ve toplanacak delillerin değerlendirilmesi ve varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekeceği-
İnançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescili, olmadığı takdirde muhdesat aidiyetinin tespiti isteği- İnanç sözleşmesi, inananla inanılan arasında yapılan , onların hak ve borçlarını belirleyen, inançlı muamelenin sona erme sebeplerini ve devredilen hakkın, inanılan tarafından inanana geri verme (iade) şartlarını içeren borçlandırıcı bir muamele olduğu- Bu sözleşmenin, taraflarının hak ve borçlarını kapsayan bağımsız bir akit olup, alacak ve mülkiyetin naklinin hukuki sebebini teşkil ettiği- Tarafların böyle bir sözleşme ve buna bağlı işlemle genellikle, teminat teşkil etmek ve iade edilmek üzere, mal varlığına dahil bir şey veya hakkı, aynı amacı güden olağan hukuki muamelelerden daha güçlü bir hukuki durum yaratarak, inanılana inançlı olarak kazandırmak için başvurdukları- Sözleşmenin ve buna bağlı temlikin, değinilen bu özellikleri nedeniyle, taşınmazı inanç sözleşmesi ile satan kimsenin artık sadece, ödünç almış olduğu parayı geri vererek taşınmazını kendisine temlik edilmesini istemek yolunda bir alacak hakkı; taşınmazı, inanç sözleşmesi ile alan kimsenin de borcun ödenmesi gününe kadar taşınmazı başkasına satmamak ve borç ödenince de geri vermek yolunda yalnızca bir borcu kaldığı-
Kendiliğinden (re'sen) gözetilmesi zorunlu bulunan anılan yasal düzenlemeler gözetilmek suretiyle, mahkemece davacı tarafa seçimlik hakkının hatırlatılması, bu yöndeki usulü eksikliğin giderilmesi ve sonucuna göre işlem yapılarak ondan sonra bir karar verilmesi gerekeceği-