Durumun gereklerine göre kendinden beklenen özeni göstermeyen kimse iyiniyet iddiasında bulunamayacağı- Normal bir insanın hayatın olağan akışı içerisinde sergilediği davranış biçimi dikkate alındığında davalının yolsuz tescili bilen ya da bilmesi gereken kişi konumunda olduğu ve aynı Kanun’un 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı-
Cebri icra yoluyla ve açık arttırma suretiyle yapılan satışlar sonucu bir taşınmazın satın alınması halinde dahi TMK'nun 932. maddesinde dayanılan tescilin yolsuzluğuna ilişkin dava açılabileceği - Alıcının satışa konu taşınmaz mala ait tapu kaydının yolsuzluğunu bile bile ve kötüniyetle arttırmaya girerek satın aldığı ispatlandığı taktirde davanın kabulüne karar verildiği- Bu nedenle davalının bildirdiği tanığın dinlenmesi, davalıların iyiniyetli olarak hareket edip etmediklerinin temlik tarihleri, savunma ve taşınmazın temlik tarihinde keşfen saptanan değeri de gözetilerek duraksamaya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması ile hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
7. HD. 21.11.2024 T. E: 3847, K: 5164
Dava, kadastro öncesi irsen intikâl nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel istemine ilişkindir...
Dava dilekçesi içeriğinden ve iddianın ileri sürülüş biçiminden, çekişme konusu taşınmaz kaydının davalı taraf adına oluşumunun illetten yoksun bulunduğu, bu nedenle yolsuz tescil niteliğinde olduğu iddiasına dayanıldığının anlaşıldığı- Bu tür davaların mülkiyet hakkına dayalı olarak her zaman açılabileceği- Hal böyle olunca; davacının yolsuz tescil iddiası bakımından gerekli araştırma ve incelemenin yapılması, iddia edilen işlemlerde davalı ihale alıcısının bir katkısı veya usulsüzlükten bilgisinin olup olmadığının saptanması, tarafların delillerinin eksiksiz toplanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Somut olayda, taşınmaz sık aralıklarla el değiştirmiş olup davalı şirket tarafından ödeme belgesi olarak dayanılan dekonttan paranın ilk el olan davalıya niçin ödendiği belirlenemediğinden emlakçılık yapan davalının ceza yargılamasında sanık sıfatıyla alınan beyanında taşınmaz bedeli davalı şirket tarafından tamamen ödenmediği için davacıya ödeme yapmadıklarını ifade ettiği, davalıların beyanlarından birbirlerini tanıdıklarının anlaşıldığı gibi davacı tanığının beyanından da anlaşıldığı üzere davalı şirketin taşınmazı vekili olan alacaklarına mahsuben alma niyeti ile hareket ettiği, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davalı şirketin de diğer davalılar ile birlikte hareket ederek davacıyı zararlandırdığı, taşınmazı ediniminin iyiniyetli olmadığı, böylelikle TMK'nın 1023 üncü maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin tapuya tescil edilmediği, davalı ............’ın dava konusu daireyi, davacıya ait olduğunu bilerek, davacının zararına hareket ederek ve muvazaalı şekilde satın aldığının iddia ve ispat olunamadığı, Kanun'un iyi niyete sonuç bağladığı durumlarda asıl olanın iyiniyetin varlığı olduğu, davalı ............’ın Türk Medeni Kanunu'nun 1024. maddesi anlamında kötü niyetli üçüncü kişi olduğunun kanıtlanmış olmadığı, davacı arsa sahibi tarafından sözleşmenin feshinin talep edilmemesi, edilse dahi yüklenici tarafından edimi yerine getirilmiş olduğundan sözleşmenin geriye etkili feshinin de mümkün olmaması nedeniyle dava konusu bağımsız bölüme ait tapu kaydının ancak muvazaanın isbat edilmesi halinde mümkün olabileceğinden, davalı ............... hakkında açılan davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu taşınmazın satışının idare tarafından geri alındığı veya idari yargı kararıyla iptal edildiği hususunda herhangi bir bilgi ve belge bulunmasa da, UYAP sistemi üzerinden yapılan sorgulamada taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesine \"İpsala Kaymakamlık Makamı'nın 05.02.2020 tarihli ve 1562 Esas sayılı olurları ile taşınmazın satışının iptal edildiği\" şerhinin dava tarihinden sonra yani yargılama sırasında 13.02.2020 tarihinde tescil edildiğinin anlaşıldığı- Taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesindeki satış işleminin iptal edildiğini belirten şerhe ilişkin Kaymakamlık kararının davalıya tebliğ edilip edilmediğinin araştırılması gerektiği, bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılamanın bekletilebileceği, bir davanın incelenmesi ve sonuçlandırılması başka bir davanın veya idari makamın çözümüne bağlı ise mahkeme, ilgili tarafa görevli mahkemeye veya idari makama başvurması için uygun bir süre verileceği, bu süre içinde görevli mahkemeye veya idari makama başvurulmadığı takdirde, ilgili taraf bu husustaki iddiasından vazgeçmiş sayılarak esas dava hakkında karar verileceğinden kaymakamlık kararı tebliğ edilmemiş ise tebliğinin sağlanması gerektiği ve idari yargı da dava açılma süresi beklenilmesinin zorunlu olduğu- Kaymakamlık kararı tebliğ edilmiş ise bu idari işleme karşı idari yargı da dava açılıp açılmadığı araştırılmalı ve idari yargı da dava açılmış ise davanın sonucunun beklenmesi gerektiğinden belirtilen hususlar yerine getirildikten sonra başka bir ifadeyle idari işlemin geri alınma kararının veya bu kararının iptaline yönelik dava sürecinin kesinleşmesinden sonra tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda eldeki davada işin esasına yönelik bir karar verilmesi gerektiği-
Genel kurul kararı olmaksızın sadece yönetim kurulu kararına istinaden hukuka aykırı olacak şekilde taşınmaz satın alan davalı şirket adına yapılan tescil yolsuz tescil niteliğinde olup, tapu kaydı incelendiğinde davalı şirketin ilk satın alan konumunda olması nedeniyle de TMK'nın 1023.maddesindeki iyiniyet müessesinden yararlanamayacağı, davalı şirketin tacir olması ve TTK hükümlerine göre tüm yapılan işlerde basiretli tacir olarak hareket etmesi gerekmesi sebebiyle de iyiniyetinin korunamayacağı-
Uyuşmazlığın davacıların %46 oranında hissedarı bulunduğu davalı şirkete ait otelin, şirketin eski ve yeni yöneticileri olan davalılarca diğer davalıya geçerli bir yönetim kurulu kararı olmaksızın ve muvazaalı bir biçimde satıldığı - Davalı X adına olan tapu kaydının iptali ile davalı şirket adına tescilinin talep edildiği - Dava dilekçesinde olağanüstü genel kurulda alınan kararın iptalinin istendiği - Davacı tarafça davalı X'in kötü niyetinin ispat edilmemiş olduğu nazara alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğin bahisle davanın reddinin gerektiği-