6183 sayılı yasanın 26. maddesine göre tasarrufun iptali davalarının tasarruf tarihinden itibaren 5 yıllık süre içinde açılması gerektiği, ayrıca söz konusu süre hak düşürücü süre olup resen nazara alınması gerektiği- Davalı 3. kişi ile borçlu davalının aynı işyerinde çalışmış olmaları, komşuluk ilişkilerinin bulunduğu ve ivazlar arasında bir mislini aşan fahiş fark olduğu anlaşıldığından aralarında yapılan tasarrufun iptali gerektiği-
Somut olayda dava konusu tasarruf işleminin 25.4.2007 tarihinde, aciz belgesi yerine geçecek olan haczin ise 20.5.2011 tarihinde yapıldığı- Tasarruf hacizden 2 yılı daha aşkın bir süre önce yapıldığından İ.İ.K 278/1 maddesinin uygulama yeri olmadığı- Öte yandan davalı İ.'ın borçlunun mali durumu ve alacaklıların ızrar kastını bildiği dolayısıyla kötü niyetli olduğu da ispatlanmadığından, davalı İ. yönünden de davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davalı 4. kişi yönünden İİK. mad. 280/1 kapsamında değerlendirme yapılarak onun kötüniyetli olduğu sonucuna varılması halinde dava konusu taşınmazın 1/4 hisse ile sınırlı olarak  satışının da iptaline; aksi halde yani davalı 4. kişinin kötüniyetli olduğu kabul edilmezse, hakkındaki davanın reddine, davalı üçüncü kişi hakkındaki davanın İİK. mad. 283/2 gereğince bedele dönüşmesi nedeniyle davacının dava konusu takip dosyalarındaki alacak ve ferileriyle sınırlı olarak dava konusu taşınmazı elden çıkardığı tarihteki değeri tutarında (borçludan 1/4 hisse alındığından) tazminatın davalı 3. kişiden tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmesi gerektiği-
26.12.2003 tarihinden önce verilen kredi borçlarına ilişkin takiplerde davacı bankanın -5411 s. Bankacılık Yasasının geçici 13.maddesi gereğince- aciz belgesi sunma zorunluluğunun bulunmadığı, bu tarihten sonraki borçlar için ise 25.3.2011 ve 13.4.2011 tarihli haciz tutanakların, İİK. mad. 105 kapsamında geçici aciz belgesi niteliğinden bulunduğu- İpotek miktarının takip konusu borcu karşıla­mamış olduğu, iptali istenen tasarrufların tapudaki satış bedelleri ile bilirkişi tarafın­dan belirlenen rayiç değerleri arasında misli fark bulunduğu, davalı 3. kişinin borçlu­ların durumunu ve amacını bilebilecek (aynı gün üç taşınmazın satılması, davalıların aynı yer nüfusuna kayıtlı olması) kişilerden olduğu anlaşıldığından, dava konusu tasarrufların İİK. mad. 278/3-2 ve 280/1 gereğince iptale tabi olduğu-
Davalının, borçlunun ablası olmasına İİK'nın 278/III-1 madde­sinde bu derece akrabalar arasında yapılan tasarrufların bağışlama hükmünde sayıldı­ğının ve iptale tabi olduğunun öngörülmesine buna ilaveten davalının, kardeşi olan borçlunun alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kastı ile ha­reket ettiğini bilebilecek kişilerden olması nedeniyle de tasarrufun iptali gerekeceği-
Dava konusu taşınmazın; borçlu tarafından davalı kişiye, davalı kişiden de 4. kişiye devredilmesi halinde 4. kişinin davada davalı olarak gösterilmemesi veyahut yargılama sırasında davaya dahil edilmemesi halinde taşınmaz yönünden kurulan hükmün infaz kabiliyetinin bulunmayacağı- Davalı 3. kişinin yargılama sırasında ölmesi halinde mirasçılarının davaya dahil edilerek taraf teşkilinin sağlanması, bildirecekleri deliller toplandıktan sonra yargılamaya devam edilmesi gerektiği- Davalı 4.kişi yönünden iptal kararı verilebilmesi için onun kötüniyetli olduğunun yani borçlunun durumunu ve amacını bilen veya bilebilecek kişilerden olduğunun davacı tarafından ispatlanması gerektiği- Bedel farkının varlığı 4.kişi yönünden iptal nedeni olarak kabul edilemeyeceği- Davalıyı şahsen tanımadığını ifade eden tanığın duyuma dayalı beyanının hükme esas alınmasının isabetli olmadığı-
6183 sayılı kanundan kaynaklanan tasarrufun iptali istemine ilişkin davada, davalının üçüncü kişinin, borçlu kızının alacaklılarından mal kaçırmak ya da ala­caklılarını ızrar kasdı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olduğu- 6183 sayılı Kanunun uygulanma­sından doğan her türlü davalar için avukatlık ücretinin maktu olarak belirlenmesi ve davacıya borçlu aleyhine yürütülen takipteki alacak ve fer'ileriyle sınırlı olacak şekilde taşınmaz üzerinde cebri icra yapma yetkisi verilmesi gerektiği-
Annenin dava dışı firmadan olan alacağı ve dava konusu satışa ko­nu evin bedeline mahsup edilen ...TL borçlu annenin davalı kızına yaptığı bağış niteliğinde olduğundan tasarrufun İİK. mad. 278/3-1 gereğince iptale tabi olduğu-
İİK'nun 278/3-1 maddesine göre karı-koca ile usul füru, neseben veya sıhren üçüncü dereceye kadar (bu derece dahil) hısımlar evlat edinenle evlatlık arasında yapı­lan ivazlı tasarrufların bağış niteliğinde olduğu anılan maddenin l.fıkrası gereğince batıl olduğu- Dava konusu taşınmaz borcun doğmundan sonra davalı kardeşe devredildiğinden İİK'nun 278/3-1 maddesi gereğince bağış niteliğinde olduğundan davanın kabulüne karar verilmesi gere­keceği-
Küçük bir ilçede üzerindeki hacizlerle birlikte satışa çıkarılmış ve aynı gün satılmış iki adet taşınmazla ilgili bu tasarrufların, davalının borçlunun mali durumunu bildiği veyahut bilmesi gerektiği gerçeği de göz önüne alınırsa iptale tabi olacağı-