Kiracılık savunmasının kanıtlanması halinde davalının taşınmazı tasarrufunun haklı ve geçerli bir nedeni bulunmadığının söylenemeyeceği-
Taşınmaz kendisine teslim edilmeyen ve alacak hakkına üçüncü kişilerce elatılmış bulunan zilyet olmayan kiracının, uğradığını ileri sürdüğü zarara katlanmak ya da kiralayana karşı kiralananın teslim edilmemesinden doğan zararlarının tazmin edilmesini istemek zorunda olduğu-
Mahkemece, davanın zilyetliğe dayalı tescil isteğine ilişkin olduğu, taşınmazın Menderes Nehrinin yatak değiştirmesi sonucu oluştuğu, nehir yataklarının zilyetlikle kazanılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, verilen hükmün yeterli bir araştırma ve uygulamaya dayalı olduğunun söylenemeyeceği-
Davacı taşınmazın fiili hâkimiyeti bulunan zilyedi olduğuna ve zilyetlikten başka herhangi bir hakka dayanmadığına göre, Sulh Hukuk Mahkemelerinde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan faydalandırılmasının gerekeceği-
Davacı ve davalı taraf aynı satış senedine dayanarak talepte bulunduklarına göre her iki tarafın ayrı ayrı şahsi hakka dayandığının kabulüyle davanın zilyetliğin korunmasına yönelik bir dava olmayıp, şahsi hakka dayalı el atmanın önlenmesi niteliğinde olduğunun kabulünün gerekeceği-
Hazine mahkemeye ibraz edilen ve tapu dairesinde mevcut olan tapu kayıtlarından hangi kayıtlara neredeki taşınmazlara ilişkin olarak dayanıldığının açıklattırılması, tapuların tedavül görüp görmediği saptanıp, tesisinden itibaren tüm geldi ve gittikleri ile birlikte celp edilmesi, bu kayıtlar ile birlikte ecrimisil kayıtlarının olabildiğince yaşlı ve yansız yerel bilirkişiler ve taraflarca bildirilen tanıklar aracılığıyla, harita ve kadastro uzmanı bilirkişi yardımı ile zemine uygulanması; gerektiğinde komşu tapu kayıtları da getirtilerek, karşılaştırmalar yapılıp, keşfi izlemeye elverişli harita ve krokiler düzenlettirilmesi; dava konusu taşınmazların duraksamaya yer vermeyecek bir şekilde hukuki durumunun belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesinin gerekeceği-
Hazine mahkemeye ibraz edilen ve tapu dairesinde mevcut olan tapu kayıtlarından hangi kayıtlara neredeki taşınmazlara ilişkin olarak dayanıldığının açıklattırılması, tapuların tedavül görüp görmediği saptanıp, tesisinden itibaren tüm geldi ve gittileri ile birlikte celp edilmesi, bu kayıtlar ile birlikte ecrimisil kayıtlarının olabildiğince yaşlı ve yansız yerel bilirkişiler ve taraflarca bildirilen tanıklar aracılığıyla, harita ve kadastro uzmanı bilirkişi yardımı ile zemine uygulanması; gerektiğinde komşu tapu kayıtları da getirtilerek, karşılaştırmalar yapılıp, keşfi izlemeye elverişli harita ve krokiler düzenlettirilmesi; dava konusu taşınmazların duraksamaya yer vermeyecek bir şekilde hukuki durumunun belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesinin gerekeceği-
Keşifte uzmanlığına başvurulan orman bilirkişi tarafından resmi belgelere dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda kaymakamlıkça men edilen yerin orman sayılan yerlerden bulunduğu, davacının dava dilekçesindeki kabulüne göre mevcut zilyetliğinin MK. 887 (TMK.973) anlamında fiili hâkimiyet sağlayacak mahiyette bulunmadığı-
Zilyedliğe dayalı davalarda -zilyedliğin bir hakka dayanıp dayanmadığı araştırılmadan- taşınmaz üzerinde hangi tarafın üstün ve korunmaya değer zilyedliğinin bulunduğu saptanarak uyuşmazlığın ona göre çözümlenmesi gerekeceği–
E. davası açmak mümkün ise tespit davası açılamaz kuralının geçerli olabilmesi için, eda davası sonunda verilecek hükmün tespite ilişkin bölümü ile tespit davası sonunda alınacak tespit hükmü arasında, meydana getirdikleri kesin hüküm (m.237) etkisi bakımından hiç biri fark bulunmamasının gerekeceği-