Şikayet dilekçesinde meskeniyet şikayetinden söz edilmesi, HMK'nun 33. maddesi gereğince, hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp, İİK'nun 82/1-12. bendinde yer bulan yasal düzenleme uyarınca, meskeniyet şikayetinin yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olduğu, takipte borçlu sıfatı taşımayan 3. kişinin bu konuda şikayet hakkının bulunmadığı da nazara alınarak, talebin haczin kaldırılması şikayeti olarak nitelendirilmesi gerekeceği, zira, şikayetçi üçüncü kişinin şikayet dilekçesinde haczin kaldırılmasını talep ettiği- Taşınmazın, borçlunun borcu nedeniyle haczedilebilmesi için haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı olmasının zorunlu olduğu, takipte borçlu sıfatı bulunmayan üçüncü kişinin, mülkiyeti kendisine ait taşınmaza konulan haczin kaldırılmasını icra mahkemesinden şikayet yolu ile isteme hakkının olduğu, o halde mahkemece, şikayetin kabulü ile haciz tarihinde şikayetçi adına kayıtlı olan taşınmazdaki haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Gecikmiş itirazın ön koşulunun usulüne uygun bir tebligat olduğu- Borçlu dilekçesinde gecikmiş itiraz deyimini kullansa da, borçlunun başvurusunun tebligat usulsüzlüğü şikayet olarak değerlendirilmesi gerektiği (HMK. mad. 33)- Tüzel kişiye ait adreste borçluya yapılan tebligatın usulsüz olduğu, tebligat usulsüzlüğü şikayetinin kabulü ile tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan tarih olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerektiği- İlamsız icra yolu ile takipte borca itirazların icra dairesine yapılması gerektiği, icra mahkemesine yapılan borca itirazların reddi gerektiği-
Terk ve eylemli ayrılık sebebiyle boşanma davası açıldığından, talep sonucunda bulunmayan TMK. mad. 166/1. maddesi gereğince karar verilemeyeceği-
Takip hukuku bakımından takas ve mahsup iddiasının kural olarak; "takasa konu alacağın İİK.nun 68.maddesindeki belgelere dayalı bulunması", "bu alacakla ilgili olarak icra takibinin yapılmış ve takibin kesinleşmiş olması" veya "alacağın ilama bağlanması" hallerinde nazara alınabileceği-
Mahkemenin, davalıya tahkikatın tümü hakkında açıklama ve son sözlerini söyleme hakkı vermeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanununun 184 ve 186. maddelerinin emredici ve açık hükmünü uygulamadan hüküm verdiği-
Yerel mahkeme hakimi Hukuk Muhakemeleri Kanununun 33. madde hükmünü dikkate almayarak taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama ve son sözlerini söyleme hakkı vermeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanununun 184. ve 186. maddelerinin emredici ve açık hükmünü uygulamadığı-
Mahkemenin, taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama ve son sözlerini söyleme hakkı vermeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanununun 184 ve 186. maddelerinin emredici ve açık hükmünü uygulamadan hüküm verdiği-
Davacı daha sonra vermiş olduğu dava dilekçesi dikkate alınmadan davacının ilk dilekçesi üzerinden, İİK mad. 277 ve devamı maddelerindeki koşulların değerlendirilmesi gerektiği, davacı, davasını İİK mad. 94 göre devam edileceği düşüncesi ile, tasarrufun iptalini istediği ve başlangıçta buna göre taraf gösterdiği bir kısım davalılar hakkındaki davadan feragat etmiş ise de feragatin dayanağı kalmadığından ve feragat hakkının özünden vazgeçme niteliğinde olmadığından geçersiz olup, davalılar, davada taraf olmaları yönünde dahili davalı yapılarak, İİK mad. 277 ve devamı maddelerine göre yargılamanın yapılarak, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-