8. HD. 06.03.2017 T. E: 9417, K: 2996-
Ön inceleme duruşması yapılmadan, taraflar arasındaki uyuşmazlık usulünce tespit edilmeden önce, taraflara tanık isim ve adreslerini bildirmesi için kesin süre verilemeyeceği- Tarafların uyuştukları ve ayrıştıkları hususlar henüz belirlenmeden taraflardan, ön inceleme duruşmasından önce davanın daha başında (tensiple) tanık isim ve adreslerini bildirmeleri beklenemeyeceği- Mahkemece, ön inceleme duruşmasında uyuşmazlık tespit edildikten sonra davalı tanıklarına HMK mad. 240/3 uyarınca davetiye tebliğine, davetiye tebliğine rağmen hazır bulunmadıkları taktirde zorla getirmeye yönelik usuli işlemleri (HMK mad. 245) yerine getirerek yargılama yapıp sonuca gidilmesi gerekirken, bu usule riayet edilmeden ve yerinde olmayan gerekçe ile davalının tanıkları dinlenmeden yargılamanın sonuçlandırılmasının hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğinde olduğu-
Mahkemece taşınmazın aynına ilişkin uyuşmazlıklarda nizalı taşınmazın bulunduğu yerde yöntemine uygun olarak keşif yapılması ve taraf tanıklarının HMK. mad. 243 ve 244 (HUMK'nun 258 ve 259. maddeleri) hükmü uyarınca keşif yerinde hazır bulunmak üzere davetiye ile çağrılmak suretiyle mümkün olduğunca taşınmaz başında dinlenmesi; davaya konu satış senedi aslının getirtilerek,yapılacak keşifte uygulanması; davalı yanca sunulan havale tarihli belgedeki imzanın davacı tarafça inkar edildiği göz önünde bulundurularak, sunulan belgenin geçerli olup olmadığı ve inkar edilen imzanın davacının eli ürünü olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yapılması; ondan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan ve toplanacak taraf delilleri tartışılıp değerlendirilerek, öncelikle kadastrodan sonra ve fakat kesinleşme öncesine dayanan iddia bakımından, yerinde görülmediği takdirde bedel ve cezai şart isteminin değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekeceği-
Tapu iptali ve tescil istekli davada, dilekçeler aşaması tamamlandıktan sonra, öncelikle dosya üzerinden dava şartları ve ilk itirazların incelenmesi; bu konularda olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi, dosya üzerinden karar verilemeyen dava şartları ile ilk itirazlar hakkında karar verilmek ve diğer ön inceleme işlemlerini yapmak üzere tarafların ön inceleme duruşmasına davet edilmesi, HMK. mad. 137. ve 140 uyarınca, ön inceleme duruşmasında gerekli usul işlemleri yapıldıktan sonra, tahkikat duruşmasına geçilmesi, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda gerekli araştırma yapılarak, bildirilmesi halinde tanıkların dinlenmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği- Kötüniyet iddiasında bulunan davacının, dava dilekçesinde iddiasını ispat için tanık deliline dayandığı sabit olup, mahkemenin ön inceleme duruşmasında veya tanık deliline sıra geldiğinde, tarafların talebi üzerine veya re' sen makul süre içerisinde taraflardan tanık isimlerinin bildirilmesinin istemesi, bildirilmesi halinde, tanıkların yine yukarıda belirtilen usul kuralları çerçevesinde dinlenmesi ve hasıl olacak sonuca göre karar vermesi gerektiği-
TMK'nun 701 ve 702. maddeleri gereğince terekesi elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olduğu-Elbirliği mülkiyetine tabi terekeye dahil bir taşınmaz hakkında bir veya birkaç mirasçının tek başına dava açmasının olanaksız olduğu- TMK'nun 702. maddesi gereğince tasarrufi işlemlerde oybirliği aranacağı, dava açmada bir tasarrufi bir işlem olduğundan tüm mirasçıların birlikte açmaları gerekeceği- Dava sadece mirasçılardan ... tarafından açılmış, davacı vekili taşınmazın vekil edeni adına tescilini istemiş, mirasçılardan ... ile ... davaya muvafakat ettiklerini yazılı olarak bildirmiş iseler de, mirasçılık belgesi ve nüfus kayıtlarından bu kişiler dışında başka mirasçıların bulunduğu anlaşıldığı-
Hukuka aykırı olarak tarafça hazır edilmesi istenen davalı tanıklarının dinlenmeden, olaya ilişkin bilgi ve görgülerine başvurulmadan sonuca gidilmesinin; davalının tanık delilinin toplanmayarak savunma hakkının kısıtlanmış olmasının doğru olmadığı- Tapu iptal ve tescil davasında, bilirkişi raporunda; çekişmeye konu taşınmazın imar uygulaması ile başka parsellere gittiği bildirildiği ve bu durum eksiğin tamamlanması yoluyla getirtilen kayıtlardan sabit olduğu halde, dava konusu taşınmazların imar görüp görmediği araştırılıp denetlenmeden, imar görmüş ise, miras bırakandan gelen payları imar parsellerine yansıtılmadan eski parsel numarası üzerinden hüküm kurulmak suretiyle sonuca gidilmesinin hatalı olduğu-
Davacı ön incelemeyi izleyen tahkikat duruşmasında tanıklarının hazır olduğunu belirttiğine göre, HMK. mad. 243 gereğince, tanıkların dinlenip sonucu uyarınca karar verilmesi gerektiği-
Parsel tam paylı olarak kayıt maliki adına tapuda kayıtlı olduğu sırada ve birleştirmeden önce üzerinde binanın bulunup bulunmadığı varsa bu bina ile birlikte satılıp satılmadığı hususu üzerinde durulması gerekeceği-
Dava, mirasçılar arasında açılıp yürüyen bir dava olduğu anlaşıldığına ve taşınmazların ortak miras bırakandan kaldıkları belirlendiğine göre terekeye dahil taşınmazlar üzerinde bir veya birkaç mirasçının sürdürdükleri zilyetlik tüm mirasçılar adına sürdürülmüş sayılması gerekeceği- Mahkemece yeniden yapılacak keşifte yerel bilirkişi listesinde yer alan bilirkişilerin tamamı ile tarafların bildirdikleri tanık listesinde yer alan tüm tanıkların davetiyeyle keşif yerine çağırılmaları, ayrı ayrı huzura alınıp dinlenmeleri, murisin sağlığında mirasçıları arasında taşınmazlarını bölüştürüp bölüştürmediği, kadastro çalışmaları sırasında murisin verdiği beyan üzerine mirasçılar adına bulunan taşınmazların tespit ve tescillerinin yapılıp yapılmadığı, bunlardan hiçbirinin doğru olmadığının anlaşılması halinde bu sefer murisin ölümünden sonra tüm mirasçıların bir araya gelerek yöntemine uygun bir biçimde muristen kalan taşınmazları kendi aralarında taksim edip etmedikleri hususlarının yerel bilirkişiler ile tanıklardan sorulmak suretiyle açıklığa kavuşturulması gerektiği-
Davaya süresinde cevap vermeyen davalının, davacının kusurlarına yönelik olarak değil, kendisine kusur yüklenemeyeceğine dair delil bildirme hakkına sahip olduğu, davalının gösterdiği tanıkları HMK. 243. vd. maddeleri uyarınca dinlenerek deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre kusur belirlenip belirlenen kusur durumuna göre maddi ve manevi tazminatla yoksulluk nafakası hakkında karar verilmesi gerektiği-