Davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili- Dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca net gelir yöntemine göre değer biçilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik görülmediği- Dava konusu taşınmaza ait kök tapu ve kadastro tutanaklarının okunaklı suretlerinin dosya arasına alınarak, taşınmazın tapu kaydının tesisinden sonraki yıllar itibarıyla taşkın altında kalan bölümünde genişleme olup olmadığı ve dava konusu taşınmazın hangi mevsimlerde ne kadar süre ile taşkın altında kaldığı mevcut hali ile tarım yapılmasının mümkün olup olmadığı, taşkının sürekli olup olmadığı ve tarımsal olarak kullanılabilir hale getirilip getirilemeyeceği, taşınmazın el atıldığı tespit edilen kısmının taşınmazın ayrıntılı fotoğrafları da çekilerek, çekilen fotoğrafları üzerinden işaretlenip koordinatlarını gösterir rapor alınmak suretiyle el atmanın varlığı somut olarak araştırılarak varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili-
Kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedeli ile ecrimisilin tahsili istemleri-
İstirdat davası açma süresinin bir yıl belirtilmiş olup bu sürenin hak düşürücü süre niteliğinde olduğu- Bir yıllık dava açma süresini geçiren borçlunu iki yıl içinde sebepsiz zenginleşme davası açabileceği-
Ceza Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde olayın hukuki uyuşmazlıktan kaynaklandığından bahisle sanık olarak yargılanan davalı hakkında verilen beraat kararının kesinleştiği, davalının ceza yargılamasındaki beyanında daire satışına dair sözleşmeyi kendisinin yaptığını, sözleşmeyi diğer davalı şirket adına kendisinin imzaladığını, diğer davalı şirketin sahibinin babası olduğunu ve şirket sahibi olan babasının kendisine şirketin işleri için vekaletname verildiğini beyan ettiği ve bu beyanların mahkeme içi ikrar niteliği taşıdığı, davalının imzaladığı sözleşmenin tarafı olduğu, sözleşmede davaya konu edilen dairenin davalı şirket tarafından davacıya satışının yapıldığı, davacı alıcının edimlerini yerine getirerek satıcıya borcunun kalmadığının sözleşmede kararlaştırıldığı, belgenin adi yazılı şekilde yapılan satış sözleşmesi olduğu, noter huzurunda yapılmadığı, 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçmediği, bedelin tamamının davalı tarafa ödendiği, taşınmazın satışına ilişkin olarak kurulan sözleşmenin şekil şartlarını taşımaması nedeniyle geçersiz olduğu, davacının sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre ödediği bedeli davalılardan talep edebileceği-
Sebepsiz zenginleşmeye dayalı istirdat talebi- Davacıya sigortalı aracı kullanımında bulunduranın aracın çalınmasını önlemek için alabileceği önlemleri alıp almadığı, atfı kabil ihmal veya kusuru bulunup bulunmadığı, park edilen yerin ve aracın özellikleri, çalınma yöntemi-
Off shore hesaplarına gönderilen mevduatın tahsili istemi- Davanın zamanaşımına uğramadığı hususu davacı yararına kesinleşmiş olup mahkemece, uyulan Yargıtay ilamı uyarınca değerlendirme yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yargılamanın geçirdiği aşamalar nedeniyle somut olaya uygulanması olanağı bulunmayan YİBHGK'nun 22.04.2022 tarihli ve 2021/7 E. ve 2022/2 K. sayılı kararı emsal alınarak davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesinin hatalı olduğu- Mahkemenin ... kararı ile asıl davanın kabulüne, TMSF'ye husumet yöneltildiği birleşen davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş, karar davacı vekili ve asıl davada davalı Banka vekili tarafından temyiz edilmiş, davacı vekilinin tüm temyiz ve karar düzeltme itirazlarının reddedilmesiyle birleşen davada verilen hüküm kesinleştiğinden birleşen davalı hakkında yeniden hüküm tesisi ile birleşen davalı yararına 9.200,00 TL vekalet ücreti taktirinin de hatalı olduğu-
Ortak murise ait taşınmazın ipotek borcunun murisin ölümünden sonra davacı tarafından kapatılmasıyla miras payı oranında davalıdan rücuen talebi- Rücu alacağının hukuki dayanağının asıl alacaktaki hukuki ilişki ile aynı olduğu ve uygulanması gereken zamanaşımı süresinin de asıl alacaktaki zamanaşımı süresi olduğu- Rücu alacağının dayanağı alacak ipotek olduğundan ve ipotek alacağına hukukumuzda uygulanan zamanaşımı bulunmadığından davanın süresinde açıldığı- "Davaya sebepsiz zenginleşme hükümleriyle birlikte bir yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması sonucunda davanın zamanaşımından reddine ilişkin direnme kararının onanması gerektiği ve vekâletsiz iş görme hükümleriyle birlikte on yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması neticesinde davanın süresinde açıldığı bu nedenle direnme kararının bozulması gerektiği" görüşlerinin HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
Taraflar arasında kambiyo senedinden kaynaklanan takip ilişkisi bulunduğu- Davacı bu dava ile takip kapsamında ödediği bedelin iadesini (istirdadını) davalıdan istemekte olduğundan taraflar arasında takipten sonra ödenen bedelin iadesi isteminden kaynaklanan uyuşmazlığın; TBK genel hükümler sebepsiz zenginleşme kurallarına göre değil, takip hukuku çerçevesinde İİK m.72 gereği çözümlenmesi gerektiği- Bu nedenle, eldeki davada İİK m.72'de öngörülen bir yıllık hak düşürücü sürenin uygulanması gerektiği-
Borcun alacaklı tarafından icra takibine veya itirazın iptali ya da alacak davasına konu edilmesi halinde borçlunun zamanaşımı itirazını ödeme emrine itiraz süresi içinde veya itirazın iptali ya da alacak davasında konu edilmesi halinde borçlunun zamanaşımı itirazını ödeme emrine itiraz süresi içerisinde veya ilk itiraz süresi içerisinde yapabileceğinden böyle bir durum söz konusu değilken açılan menfi tespit davasında borcun zamanaşımına uğradığının ileri sürülmesinde hukuki yarar bulunmadığı-
