Satış vaadine dayalı tapu iptali tescil istemine ilişkin davalarda elbirliği ortaklığına dahil paydaşlar arasında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapılmışsa, iştirak bozulmamak kaydıyla satıcı elbirliği ortağının payı, alıcı elbirliği ortağının payına ilave edilmek suretiyle satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağının olduğu-
Vasiyete konu taşınmazların bir bölümünde mirasbırakanın kendisinden önce ölen annesinin, bir kısmında ise kendisinden önce ölen eşinin malik oldukları, yani vasiyete konu taşınmazların bir bölümünün elbirliği mülkiyetine tabi olduğu, yine vasiyete konu bir taşınmazda kat irtifakı tesis edilmiş olduğu anlaşıldığından, mahkemece, infazı kabil karar verme ve doğru sicil oluşturma ilkeleri uyarınca; (asıl davada) davacılara, mirasbırakanın (annesi ve eşinden intikal edecek olan) hissesi yönünden elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi için dava açmak üzere süre verilmesi, açılacak olan davanın bekletici sorun yapılması ve ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği- Mirasbırakana intikal edecek olan hissenin elbirliği mülkiyeti halinde davacılar (ve davalı) adına tesciline karar verilmesinin hatalı olduğu- Kat irtifakı tesisi yoluyla oluşan her bir bağımsız bölüm hakkında (mirasbırakanın payı ile davacılar adına tescil edilen paylar açıkça belirtilerek) karar verilmesi gerektiği, üzerinde işlem yapma kabiliyeti kalmayan imar parseli üzerinden karar verilemeyeceği- Taleple bağlılık ilkesi uyarınca; mirasçı olarak atanan kimseye karşı açılan tenkis davasının kabulü halinde davacıların saklı payları oranında tenkise, (vasiyete konu edilen taşınmazlarda davacıların saklı payı oranında iptal ve tescile), geriye kalan payın ise mirasbırakan üzerinde bırakılmasına karar verilmesi ile yetinilmesi gerektiği-
Davacı karşı davalı dava konusu parsellerle ilgili 2009 ile 2013 yılları arasında davalının haksız işgali nedeniyle ecrimisil, mazot desteği ve kesilip satılan kavak ağaçları için alacak isteğinde bulunduğuna, davalı karşı davacı taraf da aynı taşınmazlarla ilgili davacı karşı davalı aleyhinde alacak isteminde bulunduğuna göre ecrimisil yönünden intifadan men koşulu üzerinde durulması, tek tek dava konusu taşınmazlar başında keşif yapılarak taraf tanıkları ve mahal bilirkişiler dinlenmek suretiyle intifadan men, taşınmazların hangi tarihte işgal edildiği, karşılıklı talep edilen zararların hangi tarihte ve ne şekilde oluştuğu, kesin olarak belirlendikten sonra her iki dava hakkında olumlu veya olumsuz karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun elbirliği halinde ortak olduğu taşınmazlarda, borçlu ortağın alacaklısının, icra hakimliğinden, İİK. 121 uyarınca; alacağı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabileceği, icra mahkemesinden alınan yetkiye dayalı olarak açılan davalarda, kural olarak, borçlu ortağın mülkiyet hakkının elbirliği mülkiyetine konu olması gerektiği, bu şekilde açılacak davalarda; borçlu ortak dahil, tüm ortakların davaya dahil edilmelerinin zorunlu olduğu- Davanın açıldığı tarihte, davalıların dava konusu taşınmazlarda elbirliği halinde malik olduğu, dava tarihinden sonra tapuda intikallerin yapıldığı ve davalı borçlunun, dava konusu taşınmazlarda paylı malik haline geldiği anlaşıldığından ve davanın açıldığı tarihte davacının hukuki yararı bulunduğundan; davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi, yargılama giderlerinin borçlu davalı üzerinde bırakılması gerekirken, vekalet ücretine hükmedilmemesi ve davacı alacaklının yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasının isabetli olmadığı-
Kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkı bulunmadığı halde davalının çit amaçlı ve herhangi bir ekonomik değer taşımayan çalıların kaldırılmasına yönelik davanın diğer ortakların menfaatlerini açık şekilde zarara uğratmadığından elbirliği maliklerinden davacının tek başına açabileceği-
Mahkemece, ecrimisilin bölünebilir hak olduğu ve elbirliği mülkiyetinde ortaklardan herhangi birisinin kendi payına hasren talepte bulunabileceği de gözetilmek suretiyle işin esası yönünden bir karar verilmesi gerekeceği-
Hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin davada, mahkemece, dava dışı kalan mirasçı ...’nin davaya muvafakatının alınması, bu yerine getirilemez ise TMK'nun 640. maddesi gereğince atanacak tereke temsilcisi aracılığı ile yargılamanın sürdürülmesi gerekirken, davanın görülebilirlik koşulu gözardı edilerek esas hakkında hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
İştirak hâlinde mülkiyet hükümlerinin söz konusu olduğu hâllerde, iştirakçilerden biri veya birkaçının belirli bir taşınmaz maldaki hissesinin diğer iştirakçilere devir ve temlikinin; tapulu taşınmaz mallarda yazılı, tapusuzlar taşınmazlarda ise her türlü delille ispat edilebileceği- Tapusuz taşınmazların iştirakçilerden bir diğerine devir ve temliki söz konusu olduğunda bu devir ve temlik işleminin yazılı yapılması zorunluluğu bulunmadığı, böylece hisse devir ve temlikinin her türlü (yazılı belge, tanık, bilirkişi vb.) delil ile ispatının mümkün olduğu-
Mirasçılar arasında elbirliği mülkiyeti bulunduğu için kanunda veya sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadıkça, gerek yönetim, gerek tasarruf işlemleri için mirasçıların oybirliğiyle karar vermeleri gerektiği- Keşideci murisin terekesinin elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olmakla birlikte, menfi tespit talebi yönünden mirasçılar arasında zorunlu dava arkadaşlığının bulunmadığı- Menfi tespit davasının tereke üzerinde tasarruf işlemi olmayıp terekedeki hakların korunmasına yönelik bir dava olduğu- Davacının davaya konu kambiyo senedindeki imzanın murisine ait olmadığına ilişkin talebi açısından mahkemece verilen kararın terekeye yönelik verilmiş bir karar olacağı cihetle mahkemece dava dışı mirasçıların muvafakatinin alınması, davaya katılımının sağlanması ya da terekeye temsilci tayininin zorunlu olmadığına yönelik direnme kararı verilmesi gerektiği-
20. HD. 23.05.2019 T. E: 2016/13185, K: 3612-