Kanun metni yoruma muhtaç ifadeler içermesi durumda sadece lafzi yorum ile hareket edilemeyeceği, işin içine yorum katılması gerektiğinde yorumun kanunun amacına uygun yapılması gerekeceği, kanunun amacının ise gerekçesinden ve ruhundan faydalanarak tespit edilebileceği- TTK mad 5/a hükmü olumsuz tespit davalarının (Menfi tespit) arabuluculuğa tabi olmadığına dair açık bir düzenleme bulunmadığına göre genel gerekçe ve madde gerekçesinde kullanılan ifadelerden hareketle yorum yapılarak, madde gerekçesinin uyuşmazlık kriterine işaret ettiğinden dava türüne göre değil uyuşmazlık türü esas alınarak yapılan değerlendirme sonucunda; eldeki genel tarımsal kredi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ve ödenen tutarların -miktar belirtilmemiş- istirdadı davasının TTK mad. 5/a gereğince dava şartı arabuluculuğa tabi olacağı-
Davacı banka ile davalı arasında akdedilen 'Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi' kapsamında kullandırılan kredi kartından kaynaklanan alacağın tahsili amacı ile başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin davada, kredi kartı sözleşmelerinden kaynaklanan davalara bakma görevinin 'Tüketici Mahkemeleri'ne ait olduğu nazara alındığında uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, tüketici işlemi niteliğindeki özel hukuk uyuşmazlıklarının aynı zamanda ticari dava niteliğinde olması işlemin tüketici işlemi niteliğini ve buna bağlanan sonuçları ortadan kaldırmayacağı, tüketicinin taraf olduğu 'Bankacılık sözleşmeleri'nden doğan davaların tüketici mahkemesinde görülmesi gerekmekle birlikte TTK'nin 4/f maddesi gereğince ticari dava sayıldığından 6325 sayılı HUAK mad. 18/A-2 gereğince söz konusu davalarda dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmasının dava şartı olduğu-
Tarafların TTK'nunda düzenlenen ticari şirketlerden olduğu, davacı şirketin hesabından davalı şirket hesabına yapılan ödemenin sehven yapıldığından bahisle  başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali için, süresinde eldeki davanın açıldığı; başka bir anlatımla her iki tarafın tacir olduğu, bu davanın TTK mad. 4/1 hükmüne göre her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğundan nisbi ticari dava niteliği taşıdığı tartışmasız olduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde, davacı tarafından dava açılmadan önce dava şartı arabulucuk kapsamında arabulucuya başvurulduğuna ilişkin son tutanağın dava dilekçesine eklenmediği, nitekim arabulucuya başvurmadan davanın açıldığı anlaşıldığına göre; ilk derece mahkemesince davanın TTK mad. 5/A ve 6102 Sayılı HMK mad. 114/2 ve 115 inci maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı-
Menfi tespit ve çek istirdadı istemine ilişkin davada, davacının talebi çek nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ve çekin istirdadı olduğu, yani davacının davalıdan para veya tazminat talep etmediği, bu durum karşısında davacının tarafın taleplerinin zorunlu dava şartı olan arabuluculuk kapsamında değerlendirilmesi mümkün görülmeyeceği-
Bono bedelinin ödendiği iddiasına dayalı Menfi Tespit davasında, TTK mad. 5/A hükmünde; "TTK mad. 4 ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır" denilmekle, davanın konusunun bir miktar paranın ödenmesine ilişkin alacak ve tazminat olmadığı, bono bedelinin ödendiğinden bahisle borçlu bulunmadığının tespiti talepli olduğu göz önüne alınarak, mahkemenin arabulucuya başvurulmadığından bahisle dava şartı yokluğundan usulden ret kararının yerinde olmadığı-
Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3, 73/1 ve 83/2. maddeleri uyarınca; bir tarafını tüketicinin oluşturduğu kredi sözleşmelerinden kaynaklanan davalara bakma görevinin tüketici mahkemelerine ait olduğu, bu durumda, bu davaların ticari dava niteliği bulunmadığından, tüketici mahkemesinde dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmasının zorunlu olmayacağı-
Tasarrufun iptali davasının, "ticari dava" olarak değerlendirilemeyeceği ve bu davalarda arabulucuya başvurunun "dava şartı" olarak kabul edilemeyeceği (Konya BAM 3. HD. kararı)-
İcra Hukuku kapsamında menfi tespit davası ile davacının, para alacağının hiç doğmadığını ya da sonradan sona erdiğini iddia ederek bu durumun tespitini, sözleşmenin hata, hile veya ikrah nedeniyle geçersiz olduğunu, borcun ödeme ile ortadan kalktığının tespitini isteyebileceği, menfi tespit yargılaması sonunda (istisna:istirdat dışında) bir eda hükmü kurulmayacağı, oysa alacak ve tazminat davaları bir eda talebiyle açılıp, yargılama sonunda bir eda hükmünün kurulduğu, bu nedenle menfi tespit davalarında arabuluculuğun zorunlu dava şartı olarak kabul edilemeyeceği-
Konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurmanın dava şartı olduğu, somut olayda ise, davacının talebi senetlerin teslimi veya olmadığı takdirde zayi nedeniyle iptaline ilişkin olduğu, davacının davalıdan para veya tazminat talep etmediği, davacının talepleri değerlendirildiğinde davasının zorunlu dava şartı olan arabuluculuk kapsamında değerlendirilmesinin mümkün görülmediği-
Uyuşmazlığın çözümünde görevli olan mahkemenin tüketici mahkemesi olması hususunun, davanın "ticari dava" niteliğini değiştirmeyeceği- Bireysel kredi kartı alacağından dolayı takibe davalının itirazı üzerine itirazın iptali davası açılmadan önce arabuluculuk müessesesine başvurulmasının gerektiği-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • kayıt gösteriliyor