Dava, haksız rekabetin tespiti, men'i, ref'i ve maddi tazminat istemine ilişkin olup; davacı taraf, bir nispi ticari dava olarak, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında, maddi ve manevi tazminat talepleri yanında, haksız rekabet oluşturan fiilin tespiti ve tecavüzün ortadan kaldırılması (ref’i) taleplerini bir arada ileri sürdüğünden, bu nitelikteki davaların bir bütün olarak ve işin esasına girilerek mahkemece çözüme kavuşturulması gerektiği- 
TTK'nun 7. maddesi kapsamında; ticari krediye kefil olan davacıların rücu istemi, ticari dava niteliğinde olduğundan TTK'nın 5/A maddesi gereğince dava şartı arabuluculuk sistemine tabi olduğu; davacıların, dava açmadan önce arabuluculuğa başvurduğuna dair beyanda bulunmadığı gibi, istinaf dilekçesi ekinde sunulan arabuluculuk son tutanağından da davacıların, işbu dava açıldıktan sonra arabulucuya başvurduğunun anlaşıldığı, 6325 s. K.’nun 18/A-2 maddesine göre davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesinin yasaya aykırı bulunmadığı-
Davacı tarafından asliye hukuk mahkemesinde dava açılmış olup, yargılama devam ederken arabulucuya başvurulduğu ve tarafların uzlaşmadığına dair tutanak düzenlendiği olayda; asliye hukuk mahkemesi dosyasında, ticaret mahkemesinin görevli olduğunu belirtilerek görevsizlik kararı verildiği, istisnai olarak görevsiz mahkeme aşamasında bu eksikliğin giderildiği ve görevli mahkeme olan ticaret mahkemesinde davanın esasına girilmeden arabuluculuk işleminin tamamlandığı anlaşıldığından mahkemece esasa girilerek karar verilmesi gerektiği-
Davanın açılmasından önce arabuluculuğa başvuran ancak arabuluculuk faaliyeti sonucunda anlaşmaya varılmadığına dair tutanağı ibraz etmediği anlaşılan davacıya arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın ibrazı için bir haftalık kesin süre verilmesi ve sonucuna göre işlem yapılması gerektiği- Davacının yargılamanın hiçbir aşamasında anlaşmazlık tutanağının var olduğunu dahi iddia etmediğinden bahisle anlaşmazlık tutanağının ibrazı için süre verilmeksizin davanın reddine karar verilmişse de, bölge adliye mahkemesince, davacıya anlaşmazlık tutanağını sunması için kesin süre verilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Davacı, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında, maddi ve manevi tazminat talepleri yanında, haksız rekabet oluşturan fiilin tespiti ve tecavüzün ortadan kaldırılması (ref’i) taleplerini bir arada ileri sürdüğünden, bu nitelikteki davaların bir bütün olarak ve işin esasına girilerek mahkemece çözüme kavuşturulması gerektiği ve bu nedenle uyuşmazlığın zorunlu arabuluculuğa tabi olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
İtirazın iptali davasının açılması halinde, aynı alacakla ilgili genel hükümlere göre alacak davası açılmasında hukuki yarar olmadığı, itirazın iptali davası süresinde açılmamışsa veya başka bir nedenle alacaklı davaya alacak davası olarak devam etmek istediği takdirde itirazın iptali davasını ıslah suretiyle alacak davasına dönüştürebileceği, borçlunun icra takibine yaptığı itirazdan kısmen veya tamamen vazgeçmek suretiyle alacaklının alacağını kısmen veya tamamen kabul edebileceği- İtirazın iptali davasının, tarafların dava konusu alacak hakkında serbestçe tasarrufta bulunabileceği dava türlerinden olduğu- Ticari dava niteliğindeki itirazın iptali davalarının, zorunlu arabuluculuğa tâbi olduğu ve bu nedenle başvuru konusu Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri arasındaki içtihat farklılığının, davadan önce arabulucuya başvurulmasının dava şartı olduğu yönünde birleştirilmesi gerektiği-
Tacirler arasındaki, bir miktar para borcundan, borçlu olunmadığına dair, ticari dava niteliğindeki menfi tespit davalarında; arabulucuya başvurmak dava şartı olarak kabul edildiğinden, TTK’nın 5/A ve 6325 s. K.'nun 18/A maddesi 2. bendi son cümlesi uyarınca, arabulucuya başvurulmadan dava açılamayacağından dava şartı yokluğundan davanın reddine ilişkin kararda isabetsizlik görülmediği-
Ticari nitelikteki menfi tespit davalarında dava açılmadan önce arabuluculuğa gidilmesinin zorunlu olmadığı- "Davaların yığılması" şeklinde açılan "itirazın iptali davası" ile "menfi tespit davasının" tefriki ile itirazın iptali davasında arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle usulden red kararı verilmesi, menfi tespit davası yönünden ise dava değeri üzerinden harç eksikliği ikmal edilerek davanın görülmesi gerektiği-
Menfi tespit davası neticesinde verilen hüküm herhangi bir alacağın tahsilini gerektirir nitelikte bir ilam olmadığından esasa yönelik olarak İİK mad. 32 uyarınca doğrudan ilamların icrası yolu ile takibe konulamayacağı, arabuluculuk sonucu verilen kararlar ilam hükmünde olup, cebri icra yoluna başvurulabilecek nitelikte olmalarına rağmen ancak yukarıda açıklandığı gibi menfi tespit davaları sonucunda verilen hükümler esasa yönelik olarak cebri icraya konu edilip infaz edilemeyeceğinden, Yasa Koyucu’nun bilinçli olarak menfi tespit davalarını arabuluculuk dava şartına tabi tutmadığı-
Davanın tüketici kredi sözleşmesinden kaynaklandığı ve taraflar arasındaki ilişkinin tüketici işlemi olduğu, bu tür davaların Tüketici Mahkemelerinde görüleceğinden davanın ticari dava olarak kabulünün mümkün olmadığı- Bir tarafın tüketici olduğu davaların ticari dava sayılamayacağından dava şartı olarak arabuluculuk kapsamına girmeyeceği; bu nedenle ilk derece mahkemesinin arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediğinden bahisle davanın usulden reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • kayıt gösteriliyor