Tasarrufun iptal davasının, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan; nispi nitelikte yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu olan malların aynı ile ilgili olmadığı gibi; tarafların tacir olmasının veya temel ilişkinin ticari nitelikte bulunmasının veya borcun temelini oluşturan senedin kambiyo senedi niteliğinde olmasının görev yönünün belirlenmesinde, doğrudan bir etkisi olmadığı ve bu nedenle; Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu- Göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkin olup taraflarca görev hususu ileri sürülmese dahi mahkemece re'sen görev hususunun gözetilip davaya "Asliye Hukuk Mahkemesince" bakılması gerekirken "Asliye Ticaret Mahkemesi" tarafından sonuçlandırılmasının yanlış olduğu-
Tacirler arasındaki ticari nitelikteki kira sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit davasının konusunun para alacağına ilişkin olduğu ve davada arabuluculuğa başvurunun dava şartı olduğu-
Arabulucuya başvurulmuş olmakla birlikte anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin mahkemece verilen kesin süre içerisinde sunulmamış olmasının davanın usulden reddini gerektirdiği- Davacı tarafından verilen görevsizlik kararı kesinleşmeden arabulucuya başvurulduğu ve son tutanağın bir örneğinin görevli asliye ticaret mahkemesinde davanın açıldığı tarihten önce dosyaya sunulduğu anlaşılmakla, dosyaya sunulu bu tutanağın ilk dava açılmasından önce sunulması gerekçesi ile davanın dava şartı yokluğundan reddine dair verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davacı vekilinin, davalı şirketin yurt dışında birçok ülkede yatırılan paraların istenildiği her an geri çekilebileceği ve karşılığında yüksek oranda faiz verileceği vaadi ile para topladığını, müvekkilinin de davalı şirkete para verdiğini ancak verilen paranın bir türlü geri alınamadığını ileri sürerek müvekkilinin davalı şirkete ortak olmadığının tespiti ve alacak talep ettiği davada; verilen kesin süre içinde arabuluculuk son tutanağının dosyaya sunulmadığı ve bu hususun dava şartlarından olduğu- Karşı oy yazısında "Davaların yığılması (HMK 110) ve davaların birleştirilmesi (HMK 166/1) koşulları gerçekleşmediğinden, ortak olmadığının tespiti ve alacak talepleri yönünden davaların tefrikine (HMK 167) ve alacak davası yönünden zorunlu arabuluculuğa tabi olması nedeniyle HMK 115 ve 6325 sayılı Yasa'nın 18/A-2 maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan usulden davanın reddine karar verilmesi gerektiği" görüşünün ileri sürüldüğü-
"Hisse devri işlemlerinin yokluk ve butlanla batıl olduğu" gerekçesi ile "genel kurul kararlarının hükümsüzlüğünün tespiti" ve "kar payı" talepleri- Aralarında bağlantı bulunan ve miktara tabi olan ve olmayan talepleri bir arada içeren, talep yığılmasının söz konusu olduğu davaların arabuluculuğa tabi olmaksızın görüleceği- Mahkemece tefrik kararı ile ayrılan şirket kar payına ilişkin alacak davasında, "dava açılmadan önce arabulucuya başvuru yapılmış olmasının dava şartı olduğu" gerekçesiyle "davanın usulden reddine" karar verilmişse de, davaların bir bütün olarak işin esasına girilerek mahkemece çözüme kavuşturulması ya da tefrik kararı verilen esas dosyanın sonucunun bekletici mesele yapılması gerektiği- "Alacak talebi zorunlu arabuluculuğa tabi iken, diğer talep yönünden mahkemede dava açılması zorunlu olduğu, davacının alacak talebi yönünden HMK 110 maddesindeki koşul gerçekleşmediğinden her iki talep için davaların yığılmasından söz edilemeyeceği, alacak davasının görüleceği zorunlu arabulucu ile, diğer talebin görüleceği Asliye Ticaret Mahkemesi HMK 166/1 maddesi anlamında "aynı düzey ve sıfatta hukuk mahkemesi" niteliğinde bulunmadıklarından davaların birleştirilmesi yolu ile birlikte görülmesinin de mümkün olmayacağı" karşı görüşünün kabul edilmediği-
Terditli olarak açılan davada öncelikle malların iadesi talep edilerek bedel iadesi ikincil nitelikte kaldığından, davacının yazılı taleplerinin yalnızca para alacağı içermediği, para alacağının feri nitelikte olduğu gözönünde bulundurularak, davanın zorunlu arabuluculuk şartına tabi olmayacağının kabulü gerektiği-
İİK’nın 308/b. maddesinde düzenlenen çekişmeli alacaklarla ilgili davanın açılmasından önce arabuluculuğa başvurulması zorunluluğu konkordato hukukunun kamusal karakteri, tüm alacaklıları ilgilendirmesi, tarafların iradeleri ile kendi aralarında yapacakları anlaşmanın konkordato alacaklıları arasında eşitsizlik yaratacak nitelikte olması, konkordatoda ödemeler dengesini bozacak olması nedeniyle yasal düzenlemelere uygun görülmediği-
Konkordato hukukunun kamusal karakteri, tüm alacaklıları ilgilendirmesi, tarafların iradeleri ile kendi aralarında yapacakları anlaşmanın konkordato alacaklıları arasında eşitsizlik yaratacak nitelikte olması ve konkordatoda ödemeler dengesini bozacak olması nedeniyle çekişmeli alacaklarla ilgili davanın açılmasından önce arabuluculuğa başvurulması zorunluluğunun isabetli görülmediği-
İflas idaresinin bir sulh ve tahkim yetkisi olmadığı- Kayıt kabul davası açılmadan önce zorunlu arabuluculuğa başvurulmasının bir dava şartı olmadığı-
Kamu düzeni ile ilgili olduğu ve tarafların serbest tasarrufuna terk edilemeyeceği tartışmasız olan iflas davalarına ilişkin uyuşmazlıkların dava şartı arabuluculuk kapsamında olmadıkları-