Dava, kademeli olarak nisbi butlan sebebiyle evliliğin iptali, bu mümkün olmadığı takdirde evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma istemi ile açıldığından, mahkemece öncelikle; delillerin nisbi butlan sebebiyle evliliğin iptali yönünden değerlendirilerek olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerektiği-
Davacının, düğünden sonra davalının temin ettiği eve yerleşmelerinden sonra, iptal sebebini öğrendiğine dair beyanının yeniden araştırılarak iptal sebebinin öğrenildiği tarihin kesin olarak belirlenip hak düşürücü sürenin geçip geçmediği sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Dava dilekçesinde ve tanık beyanında davalının davacı ile birlikte yaşamasını çekilmez hale getirecek derecede yanılmasına neden olacak bir durumunun bulunduğu konusunda herhangi bir iddianın olmadığı, mahkemece TMK. mad. 149/2 de belirtilen durumun bulunup bulunmadığı araştırılmadan hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Davacı yanılarak değil, taraflar arasında yapılan anlaşma gereğince davalı hakkında açılan ceza davasının evlenme nedeniyle ertelenmesi ve tutukluluk durumunun sona erdirilmesini sağlamak amacıyla evlendiği anlaşılmış olup mahkemece, MK da belirtilen yanılma nedeniyle evlenmenin iptali şartları oluşmadığı halde, davanın kabulü ile Medeni Kanun hükmü gereğince evliliğin iptaline karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olacağı-
Karı veya kocasında bulunmaması, onunla birlikte yaşamayı kendisi için çekilmez bir hale koyacak derecede ehemmiyetli bir vasfı hakkında hataya düşerek evlenmiş ise evlenmenin feshinin istenebileceği–
Fesih davasının, fesih sebebinin öğrenilmesinden itibaren altı ay içinde açılması gerekeceği–
Evlenme akdinin muvazaa sebebiyle iptalinin söz konusu olamayacağı–
Dâvalının evlendikten sonra öğretmenlik için tayin yaptırmış olmasının, onun «fiziki ve ahlaki niteliklerine ilişkin hata» kabul edilemeyeceği–
«Dâvalının iktidarsız olduğu» iddiasına dayanan evliliğin iptali dâvalarında, «cinsel birleşmenin gerçekleşmediği»nin dâvacı tarafından ispat edilmesi gerekeceği–