Somut olayda genel haciz yolu ile ilâmsız icra takibinde alacaklı takip talebinde borçlu olarak gösterilen adi ortaklık yanında davalı ...'in ismi de belirtilmiş olup diğer ortak olan ... ...'den de "ortağı" ifadesiyle bahsedildiği; davalı ... ... de her iki ödeme emrinin tebliğine itiraz ederek husumetin kendisine yöneltildiğini kabul ettiğinden tirazın iptali davasında da adi ortaklığın tüm ortaklarının yargılamaya katılımları sağlandığına göre husumetin adi ortaklığın her iki ortağına da yöneltildiği kabul edilerek işin esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
Adi ortaklığı oluşturan şirketler aleyhine açılan davanın konusu para ise davanın bütün ortaklara karşı birlikte açılmasının zorunlu olmadığı- Ortaklar arasında mecburi dava arkadaşlığından değil ihtiyari bir dava arkadaşlığından söz edilebileceği- Dava işçilik alacaklarının tahsiline ilişkin olup konusu para olan davada adi ortaklar arasında zorunlu bir dava arkadaşlığı söz konusu olmadığından Mahkemece dava dışı adi ortağın davaya dahil edilmesinin ve bu Şirket aleyhine hüküm kurulmasının yerinde olmadığı- Davanın açıldığı tarih itibarıyla arabuluculuk dava şartı olup anılan Şirket bakımından arabuluculuk dava şartı da gerçekleşmediğinden şirketin davaya dahil edilmesi hatalı olduğu gibi arabuluculuk dava şartı mevcut olmadığı halde davanın esasına yönelik hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Müşterek malların paylaşımı ile ilgili protokol hükümlerinin yerine getirilmesine ilişkin davada; protokolde belirtilen taşınmazların önceki kararlarda m² değeri 400 TL olarak belirlendiği ancak başka tarihli kararda DOP kesintisi yapılarak taşınmazın değer tespitiyle ilgili çelişki olduğu dikkate alındığından ilgili taşınmazların belirlenen m² miktarları dahilinde birim fiyatlarının tespit edilmesi amacıyla dosyanın bilirkişiye tevdi ile mukayeseli rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Taraflar arasında adi ortaklık ilişkisi bulunduğu, tarafların ortaklığın işleyişi ile ilgili hiçbir konuda anlaşamadığı ileri sürülerek, davacılar tarafından davalıya gelir, masraf, munzam zarardan kaynaklanan alacak davası açtığı, davalı da açtığı karşı dava ile masrafların köy tüzel kişiliği tarafından karşılandığını, zarara uğradığını belirterek, alacak davası ve birleşen davada da ortaklığın çekilmez hale geldiğini ileri sürerek fesih davası açtığı, buna göre tarafların taleplerinin ortaklığın tasfiyesi aşamasında değerlendirilmesi gerektiği, davalının açtığı karşı dava hakkında olumlu yada olumsuz bir karar verilmediği, taleple bağlılık ilkesine aykırı olarak taraflarca talep edilmediği halde ortaklığın vergi borcu konusunda talebi aşar şekilde hüküm kurulduğu, Mahkeme gerekçesinin de aydınlatıcı ve yeterli olmadığı- Uyulan bozma kararı gereğince alınan rapora göre davacıların alacak miktarının belirlenmiş olmasına göre, bozma kararlarının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmadığı-
Adi ortaklıktan kaynaklı kar payı alacağının tahsili istemli davada; adi ortaklığın, web sitesi üzerinden ortak marka adı altında gerçekleştirilecek online çiçek satışlarından elde edilecek karın paylaşılması hususunda kurulduğu, sözleşme ile yönetim hakkının ilgili dönemler de ortaklardan birine tanınmış olmasının, o döneme dair yapılan satışlardan elde edilecek karın sadece yönetim hakkını elinde bulunduran şirkete ait olacağı anlamını taşımayacağı, kar payının ortaklığın safi karından dağıtılabileceği, her yıla ait kar payının o yılın sonu itibariyle yönetici ortak tarafından diğer ortağa ödenmesi gerektiği-
Dava, emlak komisyon sözleşmesinden kaynaklanan cezai şartın ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir...
İhtar çekilerek adi ortaklık sözleşmesinin haklı sebeplere dayanılarak sona erdirilmesinin mümkün olmadığı- Adi ortaklık payının devrine diğer ortak şirket tarafından muvafakat edildiği, diğer ortak şirketin adi ortaklık sözleşmesini haklı sebeple feshettiğine ilişkin ihtarnamenin sonuç doğurmayacağı ve neticede davacının davalıya devredilecek ortaklık payının bulunduğu, bu kapsamda dava konusu adi ortaklık payının devrine ilişkin sözleşmenin de geçerli olduğu-
3. HD. 12.10.2022 T. E: 4774, K: 7695
Davacı tarafça tapuda gösterilen satış bedellerine itiraz edildiği dikkate alınıp, taşınmazların satış tarihi olan 07/03/2018 tarihindeki rayiç değerlerinin belirlenmesi suretiyle, davacının davalıdan bakiye tasfiye payı alacağının bulunup bulunmadığının tespiti noktasında, davacının itirazlarını karşılar biçimde, önceki bilirkişiler dışında seçilecek konusunda uzman üç kişilik bilirkişi heyetinden Yargıtay ve taraf denetimine elverişli yeniden rapor alınması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru görülmediği-
3. HD. 20.09.2022 T. E: 975, K: 6755