Dava konusu taşınmazı haciz şerhi ile yükümlü olarak satın almış olan kişinin, haczin dayanağı olan takibin düşmesi ile birlikte haczin dayanağının kalmadığını ve yolsuz hale geldiğini MK.nun 1010. maddesi gereğince genel mahkemede dava açarak ileri sürebileceği-
İcra ve İflas Kanununun 91. maddesi hükmünce gayrimenkulün haczi ile tasarruf hakkının, Türk Medeni Kanununun 1010. maddesi anlamında kısıtlanmış olacağı-Yine yasanın 1010. maddesine göre, tasarruf yetkisi kısıtlamaları şerh verilmekle taşınmaz üzerinde sonradan kazanılan hakların sahiplerine karşı da ileri sürülebileceği- İcra ve İflas Kanunun 132. maddesine göre borçlunun alacaklının rızası olmadan hacizli taşınmaz üzerindeki tasarruflarının da alacaklının haklarını ihlal edemeyeceği ve onu ihlal ettiği ölçüde de bu tasarrufların geçersiz olacağı-
Konulan hacizin, borçlunun tasarrufuna engel teşkil etmeyeceği (borçlunun hacizli mallarını başkalarına satabileceği) ancak satışın “ha-cizle yükümlü olarak” yapılacağı-
Taşınmazın tapu kaydına haciz şerhinin konulmasıyla, taşınmazın fiilen haciz edilmiş sayılacağı ve «derece kararı»nda bu tarihin gözönünde bulundurulacağı—
Tapu kaydında “ihtiyati haciz” şerhi bulunan taşınmaz üzerinde -ihtiyati haciz, kesin hacze dönüşmeden- ipotek kurulması halinde, İİY, 268 hükmünün uygulanmayacağı, sıra cetvelinde ihtiyati haciz alacağına, ipotek alacağından önce yer verileceği-
“Borçlunun teminat olarak gösterdiği taşınmazın tapu kaydına şerh verilmesi” suretiyle, konkordatodaki teminat koşulunun yerine getirilmiş olmayacağı, alacaklılar lehine tapuda ipotek kurulmasının zorunlu olduğu-