Şikayet ve istihkak davasının terditli olarak açılabileceği- Asli talep olarak bildirilen şikayet kabul edilirse istihkak davası açma yükümlülüğü ortadan kalkacağı için terditli olarak ileri sürülen istihkak davasının görülmesine gerek olmadığı-
Uyuşmazlığın iş makinasının adına tespiti ve teslimi, mümkün olmadığında iş makinasının bedelinin tahsili istemine ilişkin olduğu- İş makinesinin adına tespiti ve tesliminin mümkün olmaması halinde iş makinesinin bedelinin tahsil istemine ilişkin açılan terditli davada mahkemece davacının taleplerinden birisi hakkında karar verilmesi gerekirken davacının her iki terditli talebi açısından davanın kabulüne karar verilmiş olmasının isabetli olmadığı-
Mahkemece öncelikle alacaklının şikayet istemi hakkında bir karar verilerek istemin sonuca bağlanması, şikayet kabul edilmediği takdirde terditli açılan davada istihkak davası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, şikayet talebi hakkında olumlu-olumsuz bir karar verilmeksizin istihkak davası ile ilgili olarak yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu-
Ticari nitelikli ayıplı araç satımından kaynaklı misliyle değişim ya da ayıp oranında bedel indirimi istemine ilişkin terditli davada, mahkemenin, davacının asli talebinin esastan reddine karar vermedikçe, fer’î talebini inceleyemeyeceği belirtilerek asli talebe öncelik verildiği, yani davanın asli talebe göre niteleneceğinin açık olduğu ve bu durumda Mahkemece davacının asli talebinin para alacağı olmadığı, bu talebin de arabuluculuk dava şartı olmadan incelenebileceği-
Dava dilekçesinde alacak miktarının ne olduğu hususunda herhangi bir açıklama yapılmadığı, dava açılırken gösterilen değerlerin ise alacak talebine ilişkin olmayıp tapu iptali ve tescil talebi yönünden harca esas değer olduğu anlaşılmakla mahkemece, davacı vekiline HMK 31. maddesi gereğince alacak talebi yönünden talep miktarlarını açıklamak ve harcını tamamlamak üzere süre ve imkan verilmesi gerektiği-
Terditli davalarda iddia edilen taleplerden biri veya birkaçının reddedilmiş olması, tüm kademeli talepler reddedilmedikçe karşı taraf lehine avukatlık ücreti takdirini gerektirmeyeceği-
Asıl ve birleştirilen davada davacılar bakımından ihtiyari dava arkadaşlığı, yargılamada ölen davacıların mirasçıları açısından mecburi dava arkadaşlığı olduğu, diğer yandan davacılar tarafından hüküm altına alınması istenen talepler dikkate alındığında; tapu iptali ve tescil, tenkis, tazminat taleplerinin terditli talep niteliğinde olduğu, terditli taleplerde netice itibariyle tek bir talebin bulunduğu, her talep bakımından ayrı dava olarak kabul edilemeyeceği, ne var ki ecrimisil talebi yönünden, tapu iptali ve tescil talebi kabul edilmesi halinde ecrimisile de hükmedileceği nazara alındığında bu talep bakımından terditli talepten söz edilemeyeceği ayrı bir talep söz konusu olup davaların yığılması söz konusu olduğu açıktır. Usuli kazanılmış hak ilkesi de gözetilerek ihtiyari dava arkadaşlarının her birinin miras paylarına karşılık istemiş olduğu dava değeri bulunarak terditli talepler bakımından tek vakelet ücretine, ecrimisil talebi yönünden de ayrı bir vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir.
Tapu iptali ve tescil talebinin yanı sıra terditli olarak sebepsiz zenginleşmeden doğan alacağın tahsili isteminde de bulunulduğundan, sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak istemi hakkında toplanmış ve/veya toplanacak olan deliller değerlendirilerek sonucuna göre olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerektiği-
(Asıl davada) hile hukuksal nedenine dayalı üyelik iptali, olmazsa tazminat istemi ile (birleştirilen davada) üyelik iptali, tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat istemi- Dava konusu taşınmazın kayıt malikinin asıl davada davalı olmasına rağmen davacının asıl davada tapu iptali ve tescili talebi olmadığı, birleştirilen davada davalının kayıt maliki olmamasına rağmen birleştirilen davada tapu iptali ve tescili talebi ile terditli diğer taleplerin olduğu ve birleştirilen davanın bağımsızlığını koruduğu gözetilmeden her bir dava yönünden ayrı ayrı hüküm kurulmaması ve ayrıca kayıt malikine karşı bir talep olmamasına rağmen tapu iptali ve tescile hükmedilmesinin hatalı olduğu- Hile hukuki nedenine dayalı olarak açılan davalarda hak düşürücü süre söz konusu olduğundan davanın süresi içerisinde açılıp açılmadığının resen araştırılması gerektiği-
Terditli olarak açılan davada öncelikle malların iadesi talep edilerek bedel iadesi ikincil nitelikte kaldığından, davacının yazılı taleplerinin yalnızca para alacağı içermediği, para alacağının feri nitelikte olduğu gözönünde bulundurularak, davanın zorunlu arabuluculuk şartına tabi olmayacağının kabulü gerektiği-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • kayıt gösteriliyor