TMK'nın 706, dava tarihi itibariyle yürürlükte olan BK'nın 213, Tapu Kanunu'nun 26 ve Noterlik Kanunu'nun 60. maddeleri uyarınca taşınmaz devri yükümlülüğü getiren sözleşmelerin resmi şekilde yapılması gerekeceği-
Kiracının kirayaverenin kiralanan taşınmazı kardeşine, onun da bir başkasına kira sözleşmesinde kendisine tanınan önalım hakkını engellemek amacıyla muvazaalı olarak satıldığını ileri sürerek tapu iptali ve tescil isteminde bulunabileceği- HMK 111 uyarınca açılan terditli davada öncelikle (asil) talebin incelenmesinin gerektiği; bu talebin reddedilmesi halinde asillik-fer'i ilişkisi nedeniyle fer'i talebin gözetilerek karar verilmesi gerektiği-
Şikayetin ve istihkak davasının terditli açılmış olmasının incelenip sonuçlandırılmasına engel olmayacağı-
Mahkemece öncelikle davalı kooperatifin defter, kayıt ve belgeleri, genel kurul tutanakları, hazirun cetvelleri, gerekirse banka kayıtları üzerinde kooperatif konusunda uzman bilirkişi aracılığı ile inceleme yapılarak, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde üyelik devrinden sözedilmediği hususu üzerinde de durulup, daire satış vaadinin üyelik devri niteliğinde olup olmadığı, bu tarihten sonra aynı üyelikle ilgili genel kurullara kimin katıldığı, üyelik yükümlülüklerinin kim tarafından yerine getirildiği, davacının açıkça ya da zımmen kooperatif üyesi olarak kabul edilip edilmediği hususlarında ayrıntılı gerekçeli rapor alınıp, öncelikle davacının üyeliğin devrine ilişkin kararın iptali ve ortaklığın tespiti talepleri ile ilgili karar verilmesi gerektiği-
Terditli davalarda mahkemece, ilk önce asıl talep hakkında inceleme yapılacağı, asıl talep yerinde görülmez ise o zaman yardımcı talebin incelenmesine geçileceği-
Davacının aracın kasasına yönelik istemi terditli olup, öncelikle aracın aynen iadesini, mümkün olmadığı takdirde ödenmiş olan 21.000 TL bedelinin tahsilini istediği, davalı da, yargılama sırasında muhafazadan kurtarılan araç davacıya teslim etmeye hazır olduğunu beyan ettiği, bu durumda davacının asıl talebi olan aynen iadesi konusunda bir inceleme ve değerlendirme yapmadan doğrudan yardımcı (terditli) talep hakkında karar vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Terditli davalarda görevi düzenleyen açık bir kanun hükmünün olmadığı, fakat somut olaydaki durum seçimlik davalara çok benzediğinden seçimlik dava ile ilgili hükümlerin, terditli davalar hakkında da kıyasen uygulanmasını gerektirdiğ, buna göre terditli olarak ileri sürülen taleplerden hangisinin değeri daha fazla ise, görevli mahkemenin buna göre belirleneceği-