Ticari kredi sözleşmesi nedeniyle alınan komisyonların iadesi istemine ilişkin davanın ticaret mahkemelerinde görüleceği-
Taraflar arasında 30.10.2012 tarihinde imzalanan ve ticari mahiyette bulunan kredinin erken kapatılması nedeniyle ödenen komisyon bedelinin istirdadı talebine-
Yazılı bir sözleşme olmasa da TTK. mad. 20 uyarınca tacirin yaptığı hizmet karşılığında ücret isteyebileceği- Taraflarca imzalanmayan sözleşme uyarınca belirlenen cezai şarta hükmedilmesinin ise hatalı olduğu-
TBK'nın yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden önce imzalanmış kredi sözleşmelerinde yer alan hükümlerin, TBK 20 vd. uyarınca genel işlem koşulu mahiyetinde olduğu gerekçesiyle kredi komisyon kesintilerine ilişkin davanın kabulüne karar verilemeyeceği- Taraflar arasında akdedilen kredi sözleşmelerinde davalı banka tarafından kullandırılan kredi dolayısıyla "komisyon alınabileceği"ne dair hüküm olmakla birlikte, miktar ya da oran belirtilmediğinden, mahkemece kredi sözleşmesi hükümleri, sözleşme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu ve 5411 s. Bankacılık Kanununun 144. maddesi ile Merkez Bankasının 2006/1 sayılı Tebliği'nin 4. maddesi nazara alınarak anılan yasal düzenleme gereğince ilan ve yayım yapılıp yapılmadığı, yapılmışsa bankaların bu oranlar üzerinden masraf vb. alabileceğinin kabulü, yapılmamışsa davalı banka ile diğer bankaların uygulamasına göre, bu tür işlemlere kredi grupları bakımından uygulanan, dosya masrafı vb. ad altında kesilen masraf miktar ya da oranları sorulup, karşılaştırılarak, bankanın çeşitli isimler altında kesinti yapmakta haklı olup olmadığı, yapılan kesintilerin sebebi, kesinti miktarının uygun olup olmadığı veya ne miktarda olduğu, davacıya iadesi gereken miktar bulunup bulunmadığı hususlarında değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerektiği-
Davacı tarafından bir kısım hizmetin verildiği anlaşıldığından, fatura ve sözleşmenin olup olmadığına bakılmaksızın TTK. mad. 20 uyarınca ücret istenebileceğinin kabul edilmesi gerektiği-
Tacirler arası hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağa ilişkin davada, davalının hizmeti aldığı sabit olduğuna göre ödemelerini davalının ispat etmesi gerekip sunulan dekontların dava konusu faturalarla tarih ve miktar yönünden uyuşması dava konusu faturaların ödendiği anlamına gelmeyeceği, davalının dava konusu faturaların kendisine teslim edilmediğini, bu nedenle faturaları ödemediğini savunmasına rağmen mahkemece ödemenin yapıldığının kabulünün doğru olmadığı-
Davacının, davalı ile yapılan satım anlaşması uyarınca mal bedeli olarak çek verildiğini ancak davalı-satıcı tarafından anlaşmaya konu maldan başka bir malın teslim edildiğini ileri sürerek dava konusu çeklerden dolayı borçlu bulunmadığının tespitini istediği, mahkemece davacının bu iddiası üzerinde durularak dava konusu mal üzerinde teknik bilirkişi aracılığıyla tespit yaptırılarak taraflar arasındaki sözleşmede belirtilen maldan başka bir mal teslim edilip edilmediğinin belirlenerek,şayet anlaşmaya konu maldan başka bir malın teslim edilmesi söz konusu ise bu durumda aliud satış söz konusu olup ayıp ihbar süresi uygulanmayacağından işin esasının incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği, mahkemece bu hususular gözetilmeksizin eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesinin bozmayı gerektirdiği-
Davalı banka tarafından davacıya kullandırılan ticari krediler nedeniyle istihbarat ve operasyon masrafı adı altında tahsil edilen ücretlerin iadesi istemi-
Uyuşmazlığa sözleşme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 s. BK'nın ilgili hükümlerinin uygulanması gerektiği ve ticari kredi mahiyetindeki kredi sözleşmeleri hakkında 4077 s. Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun hükümlerinin uygulanma olanağının bulunmadığı ve 6098 s. TBK'nun genel işlem koşuluna ilişkin hükümlerinin de nazara alınamayacağı- Bankalara tanınan faiz dışı gelir elde etme hakkının kötüye kullanılıp kullanılmadığının tespitinde, davalı bankanın tahsil ettiği tutarların, uygun olup olmadığı konusunda bilirkişi raporu alınacağı-
Asıl davada davalı-karşı davada davacı tarafça, sözleşmenin imzalandığı tarihten de önce nakit ödemeler yapılmaya başlanıp, 01.03.2011 tarihli son çekin ödenip, inşaatın belirli bir aşamaya gelmiş olması dikkate alındığında, asıl davada davacının sözleşme gereği üstlendiği hizmetlerin bir kısmını yerine getirip, asıl davada davalının 18.04.2011 tarihli cevabi ihtarnamesinde, davacının bir kısım hizmetler yaptığını belirttiği, karşı tarafın ruhsat işlemlerindeki kusurunu sözleşmenin feshi sebebi olarak göstermesinin, bu hususu doğruladığından asıl davada davacı-karşı davada davalının vermiş olduğu hizmeti tanık dahil her türlü delille kanıtlayabileceği gözetilerek, asıl davada davacı-karşı davada davalının bu husustaki tanıklarının dinlenip, uzman bilirkişiden yapmış olduğu hizmetlere karşılık gelen hizmet bedeli ile ilgili rapor alınması ve sonucuna göre asıl ve karşı davada bir karar verilmesi gerektiği-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • kayıt gösteriliyor