Davalıya ait vergi kaydında, davalının yaptığı işin sütü sağılan büyük baş hayvan yetiştiriciliği, sütü için inek ve manda yetiştiriciliği, diğer sığır ve manda yetiştiriciliği olduğunun belirtildiği, buna göre, davacının çalıştığı işyerinde kaç işçi çalıştığı, işyerinde ne iş yapıldığı, işyerinde sendika örgütlenmesi olup olmadığı araştırılarak mahkemenin görevli olup olmadığı somut bir biçimde saptanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki ilişkinin İş Kanunu kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve bu bağlamda iş mahkemesinin görevi noktasında toplanan uyuşmazlıkta, davalı bedeni gücü ile çalışmadığından esnaf statüsünde olmadığı, İş Mahkemelerinin görevli olacağı- İşin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davada, davanın konusu iş kazasına dayalı tazminat talebi olması nedeniyle, ön sorun olarak; meydana gelen kazanın öncelikle 5510 sayılı Yasa'ya giren çalışmalardan (hizmet akdi) olup olmadığı ve hizmet akdinin varlığının tespit edilmesi gerektiği- Dosyadaki bilgi ve belgelerden söz konusu davada İş Kanunu hükümlerinin uygulanamayacağı, dolayısıyla da olayın iş kazası olmayıp tarım iş kazası olduğundan, işin esasına girilip genel hükümler doğrultusunda hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
İş mahkemesi sıfatıyla açılmıştır. Mahkemece ise, 22.04.2014 tarihine kadar iş mahkemesi sıfatıyla davaya devam edilmiş, 22.04.2014 tarihli celsede davaya asliye hukuk mahkemesi olarak bakılmasına dair ara karar tesis edilmiş, 30.09.2014 tarihli celsede ise yeniden bir ara tesis edilerek davaya iş mahkemesi sıfatıyla bakılmasına karar verilmiştir. Söz konusu son ara karardan sonra , sıfata-
4857 sayılı Kanunda yer alan alt işverenliğe ilişkin düzenlemelerin, alt işverenlik ilişkilerini kamu işverenleri veya özel sektör işverenleri ile kurulanlar şeklinde bir ayrım yapmaya imkan vermediği- Asıl işveren - alt işveren ilişkisinin varlığından söz edebilmek için iki ayrı işverenin olması, mal veya hizmet üretimine dair bir işin varlığı, işçilerin sadece asıl işverenden alınan iş kapsamında çalıştırılması ve tarafların muvazaalı bir ilişki içine girmemeleri gerektiği- Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından davalı ile dava dışı alt işverenler arasındaki ilişki muvazaalı kabul edilerek davacıların başından itibaren davalının işçisi olduğu belirlenmiş olduğundan, hukuki istikrar adına Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun son kararları doğrultusunda somut olay özelinde davalı ile dava dışı alt işverenler arasında muvazaalı ilişki olduğunun kabul edileceği ve bu itibarla davacının taleplerinin buna göre değerlendirilmesi gerektiği-
Tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerinde elli dahil daha az işçi bulunmasına rağmen, işyerinde sendika örgütlenmesi sonucu toplu iş sözleşmesi bağıtlanmış ise, üye sendika üyesi işçi ile işveren arasındaki uyuşmazlığın iş mahkemesinde görülmesi gerektiği- Tarım ve orman işletmelerindeki bitki ve hayvan üretimi, bakım ve yetiştirmesi dışında kalan işlerin İş Kanunu'na tabi olduğu- Görev hususu kamu düzeni ile ilgili olup taraflarca ileri sürülmese dahi mahkemece re'sen gözetilmesi gerekip, mahkemece, fesih tarihinde davalı şirketin ülke genelinde aynı işkolunda çalışan işçi sayısının Sosyal Güvenlik Kurumundan sorulması, davacının yaptığı iş ve çalıştığı iş yerinin niteliği de gözetilerek mahkemenin görevi noktasında bir değerlendirme yapılması gerektiği-
Taraflar arasında iş ilişkisi bulunan hallere dair istisna getirilmiş olup, bu istisnalardan biri de 50'den az işçi çalıştırılan (50 dahil) tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerlerinde veya işletmelerinde İş Kanunu'nun uygulanmayacağı- Söz konusu istisna taraflar arasındaki iş ilişkisini ortadan kaldırmamakta sadece tarım işine dair 50'den az işçi çalıştırılan (50 dahil) tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerlerinde veya işletmelerinde bu kanunun uygulanamayacağı-
Davalıya ait işyeri Organize sanayi içerisinde olup, mahkemece esnaf olup olmadığı, dolayısı ile kanunun kapsamına giren işyeri olup olmadığı ve görevli olup olmadığı araştırılmamış olduğundan, davalı işverenin esnaf olup olmadığı, buna bağlı olarak davanın İş Kanunu ve İş Mahkemelerinin görevi kapsamına girip girmediği, taraflardan açıklayıcı beyanları alınıp araştırılması, gerekirse tanıklar dinlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Taraflar arasında yapılan kozmetik ürünleri tali satıcılık sözleşmesi incelendiğinde, tipik pazarlamacılık sözleşmesinin unsurlarının bulunduğu, pazarlamacılık sözleşmesi İş Kanunu'nun 4. maddesindeki istisnalar arasında sayılmadığı için İş Kanunu kapsamında bir sözleşme olduğu, bu nedenle görevli mahkemenin iş mahkemesi olacağı-
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki ilişkinin İş Kanunu kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve bu bağlamda iş mahkemesinin görevi noktasında toplanmaktadır...