2. HD. 03.11.2021 T. E: 6735, K: 8105-
Davacı-karşı davalı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatın fazla olduğu, Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekeceği- Tanık beyanları dikkate alındığında kadının talep ettiği ziynetler yönünden davanın ispatlandığı, ilk derece mahkemesinin kararının yerinde olduğunun anlaşıldığı, belirtilen miktarlar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Bölge adliye mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen davacı-davalı erkeğin evi, eşi ve çocuğuna karşı ilgisiz olduğu, ailesinin evliliğe müdahalesine sessiz kaldığı, ailesinin yönlendirmesi ile hareket ettiği kusurları karşısında davalı-davacı kadının ev eşyalarının yırtması ve intihar girişiminde bulunması kusurlarına göre boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-davalı erkeğin davalı-davacı kadına nazaran ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekeceği- Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusurun ağırlığı ve hakkaniyet kuralları gözetilerek davalı-davacı kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekeceği-
2. HD. 02.11.2021 T. E: 6804, K: 7980-
2. HD. 02.11.2021 T. E: 4304, K: 8029-
2. HD. 02.11.2021 T. E: 4564, K: 8033-
2. HD. 02.11.2021 T. E: 8569, K: 7998-
2. HD. 02.11.2021 T. E: 4897, K: 8039-
HUMK. m. 432 uyarınca temyiz süresinin on beş gün olduğu- Temyiz sürelerinin, ilamın usulen taraflardan her birine tebliği ile işlemeye başlayacağı- Karar boşanma hükmü yönünden taraflarca temyiz edilmeyerek kesinleşmiş olduğundan ve davacı bir yıllık süre geçtikten sonra maddi tazminat istemli dava açtığından "davanın süresinde açıldığı" gerekçesi ile kadın eş yararına maddi tazminat ödenmesine karar verilmesinin hatalı olduğu- "Zamanaşımı itirazının def’î niteliğinde olduğu ve re’sen nazara alınamayacağı, davalı vekilinin temyiz dilekçesinde direnme kararının zamanaşımı nedeniyle bozulması gerektiğine dair bir itirazının bulunmadığı, böyle olunca HGK'nca zamanaşımı nedeniyle bozma yapılmasının mümkün olmayacağı görüşünden hareketle maddi tazminatın esasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerektiği görüşü ile kararın kesinleşme tarihi her ne kadar 19.09.2013 olsa da Mahkemece 23.09.2013 tarihinin kesinleşme tarihi olarak belirlenerek bu tarihin nüfusa işlendiği, dolayısıyla davanın geç açılmasındaki hatanın mahkeme işleminden kaynaklandığı, tarafın dava açma süresi konusunda mahkeme tarafından yanıltıldığı, bu yanılgıdan doğan sorumluluğun tarafa yükletilmesinin adil yargılanma hakkını ihlal edeceği görüşünün" HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
2. HD. 02.11.2021 T. E: 6840, K: 7991-