Evliliğin boşanma sebebiyle sona erdirilmesine karar verilmesi hâlinde, mal rejiminin dava tarihinden geçerli olmak üzere sona ereceği- Somut olayda; taraflar arasında yurtdışında açılan boşanma dava tarihi tespit edilerek sonucuna göre tasfiyeye dahil edilecek malla belirlenerek tasfiyenin gerçekleştirilmesinin gerektiği-
Mahkemece, öncelikle tasfiye konusu taşınmazın edinme tarihindeki değeri hususunda rapor aldırılması gerekeceği, belirlenecek bu edinme tarihi itibariyle değer içinde dava dışı meskenin satımından gelen para olarak .............. TL paranın oransal karşılığının bulunması gerekeceği, bu katkı oranı ........... tarihli teknik bilirkişi heyet raporunda belirlenen taşınmazın tasfiye tarihi itibariyle sürüm değeri çarpımı sonucu davalı lehine denkleştirilecek meblağ tespit edilerek sonrasında davacının söz konusu taşınmaz yönünden katılma alacağının hesaplanması gerekeceği, mahkemece, taşınmazın edinme tarihindeki değeri belirlenmeden, dava dışı mesken satımından gelen para ............... TL olarak esas alınıp yapılan denkleştirme sonucu belirlenen alacağa hükmedilmesinin doğru olmadığı- Bozma öncesi verilen karara en yakın tarihteki sürüm değerleri üzerinden katılma alacağı belirlendiğine göre tasfiye tarihinin bozma öncesi karar tarihi olduğunun kabulü gerekeceği, mahkemece, ... ve ... parseller yönünden belirlenen .......... TL ile .... parsel yönünden bozma sonrası yapılacak hesaplamayla belirlenecek toplam katılma alacağı miktarına tasfiye tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekeceği, katılma alacağına bozma sonrası verilen karar tarihinden itibaren faiz işletilmesinin hatalı olduğu-
Dosya kapsamındaki, bilgi, belge, beyanlar, banka hesap hareketleri incelendiğinde davalı erkeğin banka hesabından çıkan paraların davalının babasının banka hesabına gönderildiği ve babası tarafından bu paralar kullanılarak taşınmaz alımında ödemelerin gerçekleştirildiği sabit ise de davalının para gönderdiği banka hesabına 30.11.2005 tarihinde yatan 10.000,00 TL paranın davalının babası dava dışı ... tarafından gönderildiği ve hesap hareketlerinden bu paranın davalı tarafça hesabındaki diğer paralar ile birlikte taşınmaz ödemesinde kullanılmak üzere dava dışı babasının hesabına aktarıldığı anlaşılmskta olduğu- Davalının babasının gönderdiği ve taşınmaz alımında kullanıldığı sabit olan 10.000,00 TL paranın TMK'nin 220/2. maddesi kapsamında davalının kişisel malı olduğunun kabulünün gerektiği- Buna göre, edinme tarihindeki taşınmaz değeri içinde 10.000,00 TL paranın oransal karşılığı bulunarak, bu oran taşınmazın tasfiye tarihindeki değeriyle çarpılarak davalı lehine denkleştirilmesi gereken (TMK mad. 230) meblağın belirlenmesi gerektiği- Taşınmazın tasfiye tarihindeki değerinden, denkleştirilecek meblağın düşümü ile kalan artık değer üzerinden ise davacının katılma alacağının hesaplanması gerektiği- Mahkemece, delillerin yanılgılı değerlendirilmesiyle taşınmazın tamamının edinilmiş mal olarak kabulü ve bu doğrultuda hesaplama yapılıp davacının katılma alacağının tespiti hatalı olup hükmün bu nedenle bozulması gerektiği-
Tasfiyeye konu TOKİ projesi kapsamında yer alan taşınmazın, peşinat ödenmesi için davacının ziynet eşyaları kullanılmışsa da davacı bu alacağı için ayrıca dava açtığından mahkemece evlilik birliği içinde ödenen taksitlerin, taşınmazın edinme değeri içindeki oranı belirlendikten sonra, bu oranın, davalı lehine yapılan denkleştirme sonrası ortaya çıkan, taşınmazın karar tarihine en yakın güncel değeriyle çarpılması neticesinde bulunan artık değerin yarısına katılma alacağı olarak hükmedilmesi gerektiği-
2005 yılında satın alma suretiyle edinilen, işyeri niteliğindeki balık lokantası olarak faaliyet gösteren taşınmaza ilişkin katılma alacağı davasında, tapu kaydındaki hisse dikkate alınmaksızın, dava konusu balık lokantasının davalı kadına devredildiği, hisse devrinin balık lokantası için yapıldığı, bu nedenle davaya konu balık lokantasının bozma sonrası karar tarihine en yakın güncel sürüm değeri artık değer kabul edilerek katılma alacağı hesabının yapılması gerekirken, tapuda yazılı hisse üzerinden karar verilmeyeceği-
Ölüme bağlı mal rejiminin tasfiyesi ile artık değere katılma alacağı isteği- Mahkemece, davacının 639 parselde 3 nolu bağımsız bölüme yönelik katılma alacağı talebinin davalının kardeşi tarafından verilen 70.000 USD, borç olarak kabul edilerek reddine karar verilmiş ise de, davalının kardeşinin USD hesabının yapılan incelemesinde, muris tarafından hesaba evlilik birliği içinde 'bona alımı' ibaresi ile internet bankacılığı aracılığıyla peyderpey para gönderildiği, gönderilen miktarlarla menkul sermaye iradı alındığı, bu biriken sermaye iradlarının bir kısmı bozdurularak 70.000 USD'nin murise gönderildiği; taşınmazın tarafların ortak beyanlarına göre 70.000 USD ve 5.000'er TL den oluşan 45.000 TL şeklinde düzenlenen senet ile alındığı, senet borcunun 5.000 TL sinin muris ölmeden önce, kalan senet borcunun da bir kısmının mirasçı davacı eş, bir kısmının da mirasçı davalılar anne-baba tarafından ödendiği anlaşılmakla ve bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edileceğinden, mahkemece, bu para evlilik birliği içinde muris tarafından gönderilen paralar ile oluştuğuna ve yine evlilik birliği içinde 5.000 TL senet borcu da ödendiğine, dosyadaki mevcut delillere göre de 70.000 USD ve 5.000 TL'nin murisin kişisel malı olduğu ispatlanamadığına göre, edinilmiş mal kabul edilerek, taşınmazın alınmasında kullanılan bu miktarların taşınmazın edinme tarihindeki oranı bulunup sonucuna göre davacının artık değere katılma alacağı hesaplanması gerektiği-
8. HD. 10.04.2019 T. E: 2018/12219, K: 3942-
8. HD. 01.04.2019 T. E: 2018/15523, K: 3468-
8. HD. 09.10.2018 T. E: 2016/11304, K: 16964-
Davaya konu taşınmazların davalının babası adına kayıtlı iken tarihinde satış yoluyla davalı eşe devredildiğinin anlaşıldığı, davalının babası tarafından satış gibi işlem yapıldığı ve yapılan devir evlilik birliği içerisinde gerçekleşmiş ise de; bir fiili karine olarak, hayatın olağan akışına göre eşlerden birinin anne veya babası tarafından yapılan bu gibi malvarlığı devirleri karşılıksız kazandırma (bağışlama) olarak değerlendirildiği, bu fiili karinenin aksini, yani parasını vererek gerçek anlamda satın alındığını, tasarrufun karşılıksız kazandırma olmayıp karşılığı verilerek elde edilmiş bir edinim, yani gerçek anlamda bir satış işlemi olduğunu iddia eden eşin; başta satış bedelinin ödendiğine ilişkin ödeme kayıtları olmak üzere iddiasını güçlü ve inandırıcı delillerle ispatlaması gerektiği-