Borçlu kurumun vekalet ücreti borcunu, icra dairesi vasıtasıyla öderken gelir vergisi kesintisi yapmasının 193 sayılı GV Kanunu mad. 94 hükmüne göre mümkün olmadığı-
Tahsili istenen yedieminlik ücreti, muhafaza tedbirinin uygulandığı takip dosyasından ayrı olarak başka bir takibe konu yapılmış, takip itiraz edilmeksizin kesinleşmiş ve paraya çevirme aşaması tamamlandığından, yedieminlik ücretinin satış bedelinden öncelikle ödenmesi mümkün olmayıp, satış tutarının bütün alacaklıların alacağını tamamen ödemeye yetmeyeceğinin anlaşılması halinde icra dairesince alacaklıların bir sıra cetveli yapılması gerekeceği-
8. HD. 26.04.2017 T. E: 2015/20978, K: 6298-
Yedieminin, ücret alacağı için yeni bir takip başlatması ve bu dosyadan taşınırın satılması halinde ise artık İİK'nun 138/2. maddesinin uygulanması mümkün olmayıp, satış bedelinden öncelikle bu dosya alacağının ödenmesinin söz konusu olamayacağı, bu durumda yapılacak işin satış bedelinin sıra cetveli yapılmak üzere ilk haczi koyan icra dairesine gönderilmesinden ya da ilk haciz satışın yapıldığı dosyadan konulmuş ise sıra cetveli yapmaktan ibaret olduğu- Tahsili istenen yedieminlik ücreti, muhafaza tedbirinin uygulandığı takip dosyasından değil müstakil bir takibin konusu yapıldığından, yedieminlik ücretinin satış bedelinden öncelikle ödenmesi mümkün olmayıp, satış tutarının bütün alacaklıların alacağını tamamen ödemeye yetmeyeceğinin anlaşılması nedeni ile sıra cetveli yapılmak üzere ilk haczi koyan icra dairesine gönderilmesi gerekeceği-
Ticari işletme rehninde sabit derece ilkesi olmadığına göre, BK.'nın 83.(TBK.'nun 99.) maddesi dikkate alındığında yabancı para üzerinde ticari işletme rehninin kurulmasının mümkün olduğu, Ticari İşletme Rehni Kanunu'nun 20. maddesinde de taşınmaz rehinlerine yapılan atıf dolayısıyla yabancı para ile taşınmaz rehnine ilişkin TMK.'nun 851. maddesinin ticari işletme rehninde de geçerli olabileceği, buna göre davalı banka ve dava dışı müflis şirket arasında geçerli bir ticari işletme rehinin kurulduğu, 09.10.2012 iflas tarihi itibari ile bankanın dava dışı müflis şirketten toplam alacağının 12.727.414,56 TL olduğu, bankanın davaya konu sıra cetveline esas 12.705.789,19 TL alacak kaydı talebinde bulunduğu dikkate alındığında, fazla alacak kaydı yaptırılmadığı ve kaydedilen alacağın sıra cetveline rüçhanlı olarak girmesi gerektiği, iflastan sonra yapılan 283.828,95 TL muhafaza masrafları, masa masrafı olup sıra cetveline dahi girmeden İİK.'nun 138. madde hükmü uyarınca öncelikle rüçhanlı olarak masrafı yapan tarafa ödenmesi gerektiği-
Yedieminin, ücret alacağı için yeni bir takip başlatması ve bu dosyadan taşınırın satılması halinde ise artık İİK'nun 138/2. maddesinin uygulanması mümkün olmayıp, satış bedelinden öncelikle bu dosya alacağının ödenmesinin söz konusu olamayacağı, bu durumda yapılacak işin, satış bedelinin sıra cetveli yapılmak üzere ilk haczi koyan icra dairesine gönderilmesinden ya da ilk haciz satışın yapıldığı dosyadan konulmuş ise sıra cetveli yapmaktan ibaret olduğu- Alacaklıların itirazlarını ileri sürebilmesi için öncelikle sıra cetveli yapılması gerektiği, şikayete konu takip dosyasında ise icra müdürlüğünce sıra cetveli yapılmaksızın paranın dağıtıldığı görüldüğünden, mahkemece, şikayetin kısmen kabulü ile icra müdürlüğünce İİK.nun 140. maddesi gereğince sıra cetveli yapılmasının emredilmesine karar verilmesi gerekeceği-
İİK'nın 138/2. maddesi uyarınca, tüm alacaklıları ilgilendiren masraflar satış tutarından çıkarıldıktan sonra kalan miktarın paylaştırmaya tabi tutulacağı, artan paranın, takip masrafları ve işlemiş faizler de dahil olmak üzere alacaklılar nispetinde paylaştırılacağı, İİK'nın 138/3. maddesi uyarınca da avukatlık ücretinin masraflara dahil edileceği-
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu mad. 94 uyarınca yaptıkları serbest meslek işleri dolayısı ile bu işleri icra edenlere yapılan ödemelerden (18.inci maddede yazılı olanlarla kazançları götürü olarak tespit edilen serbest meslek erbabına ve noterlere serbest meslek faaliyetlerinden dolayı yapılan ödemeler hariç) istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben (avans olarak ödenenler dâhil) tevkifat yapmaya mecbur oldukları- Vekil vasıtasıyla yapılan takiplerde vekalet ücreti miktarının, alacaklı ile borçlu arasında yapılmış sözleşmeye bakılmaksızın icra müdürü tarafından avukatlık ücret tarifesine göre hesaplanacağı, bu şekilde tayin olunan vekalet ücretinin de takip masraflarına dahil olduğu- Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda alacaklının, takip dayanağı ilamda kıdem tazminatı ve fazla mesai alacak kalemleri için hükmedilen bir yıllık mevduata uygulanan en yüksek banka mevduat faizini talep edemeyeceğinin ve borçlu tarafça söz konusu gelir vergisi kesintisinin yapılabileceğinin benimsendiği görüldüğünde mahkemece hatalı bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu- Şikayet icra mahkemesince kabul edilirse, şikayet olunan muamelenin ya bozulacağı ya da düzeltileceği-
İcra müdürlüğünce yapılan maaş hacizlerinin ve yapılması gereken kesintilerin İİK. mad. 355 uyarınca bildirilmesi üzerine, borçlunun çalışmakta olduğu kurum tarafından maaş hacizleri ile ilgili yapılan sıralamanın İİK. mad. 140/1 anlamında sıra cetveli niteliğinde olduğundan söz edilemeyeceği ve bu durumda "maaş haczinde birinci sırada yer alması gerektiğini, davalı alacaklının gerçek bir alacağı olmadığını" ileri süren davacı alacaklının açtığı davanın  (TBK. mad. 19) muvazaa iddiasına dayalı iptal istemine ilişkin olduğunun kabulü gerektiği-
Vekil vasıtasıyla yapılan takiplerde vekalet ücreti miktarının, alacaklı ile borçlu arasında yapılmış sözleşmeye bakılmaksızın icra müdürü tarafından avukatlık ücret tarifesine göre hesaplanacağı, bu şekilde tayin olunan vekalet ücretinin de takip masraflarına dahil olduğu-