Tapu iptali ve tescil isteği-
Adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından ve elbirliği mülkiyeti kurallarına tabi olduğundan davanın tüm ortaklar tarafından birlikte açılması gerekeceği, ortakların davada mecburi dava arkadaşlığı durumunda olduğu-
Kambiyo taahhüdünde bulunabilmek için açıkça verilmiş bir yetkinin bulunması gerektiği- Vekaletnamede "poliçe imzalama" konusunda verilen yetkinin, “bono düzenlemeyi” kapsamayacağı-
Kat malikleri kurulu tarafından yöneticiye kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisi verildiği ispat edilmedikçe, bu bonolar nedeniyle yöneticiliğin sorumluluğunun söz konusu olmayacağı; bu durumda senedi imzalayanın şahsen sorumlu olacağı-
Bononun vekaleten imzalandığı yazılmasa dahi vekalet verenin vekil tarafından imzalanan çekten dolayı sorumlu olduğu; senedin kimin tarafından imzalandığı hususunun çekişmeli olması halinde, borçlu şirketin keşide tarihi itibariyle yetkililerinin imzaları incelenerek,imzanın o yetkililere ait olup olmadığı,hususunun açıklığa kavuşturulması gerekeceği-
Üçüncü kiş,i vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötüniyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması gerektiği- Davacı, mirasbırakanı tarafından temlik edilen pay bakımından istekte bulunmayıp, kendi payını istemekte olup mahkemece "vekâlet görevinin kötüye kullanıldığı iddiası ile açılan davada pay oranında istekte bulunulamayacağı " gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Davacı tanıkları davacının ikamet ettiği çekişme konusu taşınmazı değil 35 m² başka bir taşınmazını satmak istediğini yine adı geçen vekaletnamede tanık sıfatıyla imzası bulunan davacı tanığı, noter çalışanlarının davacıya 35 m²'lik yerin satılıyor şeklinde beyanda bulunduklarını belirtmiş, “Tahütnâme” başlıklı belge içeriği gözetildiğinde, davalı vekilin davacının yaşlılığından, deneyimsizliğinden ve okur yazar olmamasından faydalanarak çekişme konusu taşınmaza ilişkin satış vekaletini bir şekilde hile ile ele geçirdiği, dava konusu taşınmazı vekâleti aldıktan yirmi gün sonra davacının bilgisi ve rızası dışında diğer davalıya satış suretiyle temlik ettiği, satış bedelinin de vekil tarafından davacıya ödenmediği anlaşılmış olup, diğer davalının, çekişme konusu taşınmazı rayiç bedeli karşılığında satın aldığını savunmasına rağmen bu miktarda bir bedeli ödediğine dair yazılı belge sunamadığı, satış sırasında gösterilen değer ile bilirkişi tarafından tespit edilen değer arasında aşırı fark bulunduğu, değerlendirildiğinde, vekilin alıcı ile el ve işbirliği içinde birlikte hareket ettiği ve davacıyı zararlandırma amacıyla satış işlemini gerçekleştirdikleri, vekilin zararlandırmak suretiyle vekâlet görevini kötüye kullandığı sonucuna varılması gerektiği-
Ticari vekilin vekaletnamesinde kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisi varsa asil adına çek tanzim edebileceği- Çekin "vekaleten" imzalandığı yazılmasa da, vekalet verenin, vekil tarafından imzalanan çekten dolayı sorumlu olduğu- Sözlü olarak yetkilendirilme yapılmasının ise mümkün olmadığı-
Vekilin aldıklarını geri verme borcunda zamanaşımının vekalet sözleşmesi sürdükçe işlemeyeceği- İspat yükü davalı-vekilde olup, davalı tarafından vekaleten satışı yapılan aracın bedelinin davacıya verildiği yasal delillerle ispatlanamamış olduğundan, dava değeri itibariyle olayda tanık da dinlenemeyeceğinden, vekalet yoluyla satışı gerçekleştirilen araç bedelinin tahsili isteğine ilişkin davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Şirket yetkilileri tarafından vekaletname ile "senet düzenleme yetkisi verildiği", ancak, "açıkça kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisi verilmediği" durumda, anılan vekaletnameye dayalı olarak tayin edilen vekil tarafından düzenlenen bonodan dolayı muteriz şirketin sorumlu olmayacağı-