Kadının açtığı bağımsız tedbir nafakası davasında "pedagog, psikolog, sosyal hizmet uzmanı" tarafından düzenlenen raporda davalı-davacı kadın ile görüşüldüğü, kadının herhangi bir sağlık probleminin bulunmadığının belirtildiği görülmekle beraber, aynı dosyada kadının akıl hastası olduğuna dair bir iddia ve bu yönde yapılan bir araştırmanın da bulunmadığı, erkek tarafından evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı olarak açılan boşanma davasında ise; "davacı kocanın tam kusurlu olduğu” gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, kararın temyiz edilmeyerek kesinleştiği, bu dosyada da davalı-karşı davacı kadının akıl hastası olduğuna dair bir iddianın ileri sürülmediği ve bu konuda bir araştırmanın da yapılmadığı, tarafların bu davadan sonra yeniden bir arada yaşamaya başladıkları anlaşılmakta olup, son açılan davada, davalı-karşı davacı kadının ruhsal rahatsızlığı bulunduğunu gösteren, bu hususa bağlı olarak vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediğinin araştırılması ve davalı-karşı davacı kadının vücut dokunulmazlığına müdahale edilmesini gerektiren, böyle bir inceleme ve araştırma yapmaya yetecek düzeyde ciddi ve inandırıcı bir delil de bulunmadığı görüldüğünden, yerel mahkemece davalı-karşı davacı kadının TMK. mad. 405. ve HMK. mad. 56/1 uyarınca vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediği yönünde bir araştırma yapılmasına gerek olmadığına ilişkin olarak verilen direnme kararı yerinde olduğu-
Ananın küçük olması sebebi ile velayeten anne-babası tarafından açılan TMK'nin 301. madde kapsamında babalık davası, genel hükümlere göre maddi ve manevi tazminat ile çocuk için iştirak nafakası istemi-
8. HD. 18.06.2019 T. E: 3307, K: 6124-
Kısıtlı adayının TMK'nin 405 ve 408.maddelerine istinaden vesayet altına alınması talebine-
Davalının ruhsal rahatsızlığı ileri sürülmüş olup bu iddianın dosya arasındaki bir kısım delille de doğrulandığı, mahkemece; davalının vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediğinin araştırılması ve bu hususun bir ön sorun sayılarak sonucuna kadar yargılamanın bekletilmesi gerektiği-
Davalının ruhsal rahatsızlığı, sosyal inceleme raporunda geçtiği gibi davalı tarafından ileri sürülmüş olup, iddianın reçeteler ile doğrulandığı- Mahkemece, davalının vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediğinin araştırılması ve bu hususun bir ön sorun sayılarak sonucuna kadar yargılamanın bekletilmesinin gerektiği-
Ruhsal rahatsızlık ileri sürülmüş olup; iddianın dosya arasındaki delille doğrulanması sebebiyle; mahkemece yapılacak iş; tarafın, vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediğinin araştırılması ve bu hususun ön sorun sayılarak sonucuna kadar yargılamanın bekletilmesinin gerektiği-
Mahkemece davacının dava ehliyetine sahip olup olmadığına dair araştırma yapması, gerekirse TMK.'nun 405. maddesi ve HMK'nun 56.maddesi gereğince, davacının vesayet altına alınması gerekip gerekmediği hususunda vesayet makamına tezkere yazılması, vasi tayin edilmesi halinde husumete izin kararı da alınarak davacı vasisi tarafından davaya devam olunması ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesinin doğru olmadığı- Mahkemece; davacıların davalılara ihtar göndermeden dava açamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; davacıların Türk Medeni Kanun'un 705/2 maddesi gereğince murisin ölümü ile taşınmaz üzerinde mülkiyet hakkını kazandıkları, mülkiyetin intikali ile de iktisap tarihinden itibaren tüm mirasçıların birlikte kira alacağını talep edebilecekleri, davalı kiracının, ölüm tarihinden itibaren mal sahibi olan kiraya verenin mirasçılarına her hangi bir ihtara gerek olmaksızın kira bedelini ödemesi gerektiği, kaldı ki taşınmazdaki el birliği halinde mülkiyetin paylı mülkiyete çevrildiği, her paydaşın kendi hissesine düşen kira bedelini isteyebileceği de gözetilerek işin esası incelenip ve davalının ödeme savunması üzerinde de durulup sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-