Uyuşmazlık ve Hukuki NitelendirmeAsıl ve birleştirilen dava; ehliyetsizlik, hata (yanılma) ve hile (aldatma) hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir...
2. HD. 07.11.2024 T. E: 6913, K: 8529
Dava, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil (terekeye iade) isteğine ilişkindir...
Ayırtım gücü bulunmayan kimsenin geçerli bir iradesinin bulunmaması nedeniyle yapacağı işlemlere hukuki sonuç bağlanamayacağı açık olup davacının feragat tarihinde ayırtım gücünün bulunmamasının saptanması halinde feragatin yok hükmünde olacağı, bu hususun kamu düzeninden olmakla resen gözetileceği - Ayrıca, feragate ilişkin irade açıklanmasının gerçeği yansıtmadığının bildirilmesi halinde, bu halin ya aynı dava içerisinde ön sorun (hadise) şeklinde ya da ayrı bir dava olarak incelenmesinin olanaklı ve gerekli olduğu-
Vesayet makamının izni olmadıkça vesayet altındaki kişi yerleşim yerini değiştiremeyeceği- Yerleşim yerinin değişmesi hâlinde yetkinin, yeni vesayet dairelerine geçeceği- Kısıtlının yerleşim yeri değişikliğine izin verilmesine ilişkin vesayet makamınca verilmiş bir izin kararı olmadığından vasinin talebi ile ilgili kararı vermekte Çarşamba Sulh Hukuk Mahkemesinin yetkili olduğu-
Vesayet işlerinde yetkinin küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairelerine ait olduğu- Kısıtlı adayının yerleşim yeri adresinin Karayatak Kümevleri No:11/0 Emirdağ/Afyonkarahisar olduğu anlaşıldığından uyuşmazlığın Emirdağ Sulh Hukuk Mahkemesince çözümlenmesi gerektiği-
28.02.2018 ve 06.03.2018 tarihlerinde fiil ehliyetine haiz olmadığı yönünde kanaat bildirdiği, somut olayda, borçlunun imzaya ve borca itiraz başvurusu üzerine, gerek borçlu vekili tarafından gerekse de, borçlunun yargılama sırasında vefat etmesi üzerine mirasçılar vekili tarafından aşamalarda müteveffa borçlunun hukuki işlem ehliyeti bulunmadığına ilişkin iddialarının her zaman (süresiz) şikayet yolu ile ileri sürülebileceği, her ne kadar, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Fizik İhtisas Dairesi raporlarında, müteveffa borçlunun senedin tanzim tarihinde hukuki işlem ehliyetine sahip olduğu yönünde kanaat bildirilmiş ise de, müteveffa borçlunun takip tarihi itibari ile fiil ehliyetine haiz olmadığı yönünde kanaat bildirdiğinden, takip tarihi itibari ile borçlunun takip ehliyeti bulunmadığından, dava tarihi itibari ile dava şartı (takip şartı) noksanlığının sonradan giderilmesi mümkün ise de, takibin doğrudan fiil ehliyeti bulunmayan borçluya karşı başlatılmasının usulsüz olduğu, icra takibindeki eksikliğin sonradan giderilemeyeceği-
Kendisi kısıtlı olanın velayeti doğrudan doğruya kullanmasının mümkün olmadığı, o halde; tarafların müşterek çocuğun velayetinin davalı baba yerine, davacı anneye verilmiş olmasının usul ve kanuna aykırı olduğu-
Davalı-karşı davacı erkeğe, TMK 429 uyarınca yasal danışman tayin edilmişse de, akıl hastalığı sebebiyle kısıtlanması halinde erkeğin fiil ehliyetinin ortadan kalkacağı gözetilerek ve dava dosyası içerisinde bulunan sağlık kurulu raporları da dikkate alınıp davalı-karşı davacı erkeğin akıl hastalığı nedeniyle Türk Medeni Kanununun 405. maddesi gereğince kısıtlanması hususunda sulh hukuk mahkemesine ihbarda bulunulması ve sonucunun beklenmesi gerektiği-
Dava ve taraf ehliyeti kamu düzenine ilişkin olup, mahkemelerce doğrudan doğruya göz önünde tutulması gerektiği- Tarafın ruhsal rahatsızlığı ileri sürülmüş ve bu iddiaya karşı deliller ibraz edildiğinden vesâyet altına alınmasının gerekip gerekmediğinin araştırılması ve bu hususun bir ön sorun sayılması ve bu durumun sonucuna göre yargılamanın bekletilmesi gerektiği-