Dava, İİK'nun 89/4. maddesi uyarınca açılan tazminat istemine ilişkin olduğundan eldeki davanın konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu, nitekim, bu tür bir davada, HMK'nun 120. ve 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 15. ve 16. maddeleri uyarınca belirlenen dava değeri üzerinden Harçlar Kanunu'nun 26, 27, 28, 30 ve 32. maddelerinin öngördüğü şekilde işlemlerin yerine getirileceğinin ve gerekli olan harcın alınacağının tartışmasız olduğu, diğer taraftan, Harçlar Kanunu'nun harç alınmasını veya tamamlanmasını yanların isteklerine bırakmadığı; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden gözetilmesini hükme bağladığı, dava, genel hükümlere göre karara bağlanacağından dava değeri üzerinden nispi harç yatırılması gerekeceği-
İpoteğin kaldırılmasına ilişkin istemler nispi harca tabi olup, davanın değeri ipotek miktarı olduğundan bu bedel üzerinden nispi harç tamamlattırılmadan müteakip işlemler yapılamayacağı-
E.tmanın önlenmesi ve ecrimisil isteği-
3561 sayılı Kanuna dayalı olarak açılan kayyım atanması istemi-
3561 sayılı Kanun kapsamında kayyım atanmasının kaldırılması istemi-
Dosya kapsamındaki belgelerden, mahkemece, gider avansını iki haftalık kesin sürede yatırması için davacı tarafa tebligat yapıldığı, davacı vekilinin, posta havalesi yoluyla süresinde gider avansını yatırdığı anlaşıldığından, mahkemece, işin esasına girilerek, sonucuna uygun bir hüküm verilmesi gerekeceği-
İpoteğin ve ipotek dışındaki şerhlerin kaldırılması istemine davalarda, dava konusu değerin, taşınmaz üzerindeki ipotek senedindeki borç miktarı kadar olduğu, eksik harcın buna göre hesaplanarak tamamlattırılması gerektiği- Davaya konu ipoteğin konusunu oluşturan genel kredi sözleşmesi ile ilgili uyuşmazlı ticari dava niteliğinde olduğundan, davaya bakma görevinin ticaret mahkemesinde olduğu-
Anlaşmalı boşanma davalarından kaynaklı tapu iptal ve tescile ilişkin davalar maktu harca tabi olmasına rağmen mahkemece nispi harç alınarak davalar görülmesinin doğru olmadığı- Kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine karar tarihinde yürürlükte olan tarife gereğince maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken davacı lehine nispi vekalet ücreti takdirinin kanuna aykırı olduğu- Birleşen davanın reddine karar verildiği halde kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine karar tarihinde yürürlükte olan tarife gereğince maktu vekalet ücretine ve davalı tarafından yapılan yargılama gideri var ise yargılama giderine hükmedilmesi gerektiği-
Harca tabi işlemlerden harç alınmasının Harçlar Kanunu uyarınca emredici nitelikte olduğu, harç miktarı ve ücreti vekaletin de dava değerine göre belirleneceği, davacı taraf harca tabi olup, karşı taraf harca tabi değilse de, yasanın aradığı şartın davayı açan tarafın harca tabi olup olmadığı olduğu, harca tabi ise, mutlaka yasanın belirlediği oran ve miktarda harç alınması yasa gereği olduğundan, mahkemece bu husus re’sen dikkate alınması gerekeceği, karşı taraf harçtan muaf olmasının yasal sonucu değiştirmeyeceği, bu nedenle, nispi harcın tahsil edilmesi ve bu noksanlığın giderildiği takdirde davaya devam edilmesi gerekeceği-
Vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılacağından, ve dava, davacı vekili tarafından açıldığından, mahkemece tüm tebligatların dava dilekçesinde ismi ve adresi gösterilen davacı vekiline yapılması gerekirken duruşma günü davetiyesinin davacı asıla gönderilmesi, tebligatın, davacı asılın adresinden ayrıldığından bahisle iade edilmesi üzerine de yine davacı vekiline herhangi bir tebligat yapılmaksızın, davacının ve vekilinin yokluğunda verilen kesin süre içinde davacı asılın adresinin bildirilmediği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesinin hatalı olduğu- Dava usulden reddedildiğinden maktu karar ve ilam harcı alınıp, fazla tahsil edilen peşin harcın davacıya iadesine karar verilmesi gerekirken, dava kabul edilmiş gibi tüm dava değeri üzerinden nispi harca hükmolunması ve bu harcın davacıdan tahsiline karar verilmesinin hatalı olduğu-